Melisa'dan
Hastaneye bir bildiri geldi. "Dağdaki tüm yaralı, şehit askerler hastaneye kaldırıldı. Dağda hiç asker kalmadı.". Yusuf yok. Yusuf yok. Ne yaralı,ne de... Devamını getirmeye benim dilim yetmez, yüreğim dayanmaz.
Daha tanımıyorum ama içimde ona karşı bir his var. Ya ailesine üzüldüm de böyle oldum ya da ben birine aşık oldum. Ama artık bir daha da göremiceğim birine aşık oldum.
Keşke söyleseydim sevdiğimi. Keşke, keşke... Keşkeler yine dolandı dilime. Belki de hiç kurtulamıyacağım bu keşkelerden. Benim dilime neden iyi kiler dolanmaz da keşkeleri dilim zikreder sürekli?
Tam o an kulağımda bir ses yankılandı.
Y:M-melisa
Arkamı döndüğümde Yusuf her yeri yara dolu,kan içindeydi. Adımı söyler söylemez yere yığıldı. Hemen yanına iki hemşire koştu. Ben de hemen yanına koştum. Sedyeye yatırdılar ve ameliyata alındı. Bende tabi hemen peşinden girdim.
Ali Efe Altunay'dan
Kardeşim ne yapıyor acaba. Yüreğim dayanmıyor, sürekli onu düşünüyorum. "Acaba şuan nerde? Ne yapıyor. İyi mi?" Hep kendime soruyorum sadece kendime değil Sebiham'a da soruyordum. Keşke helalleşseydim.
Kardeşim o benim,bebeklikten beri birlikteyiz. Zor zamanlarda da,iyi zamanlarda da hep birlikte olduk. Şimdi niye böyle olduk biz? Niye yanımda değil? O kim bilir ne halde,ne acılar çekiyor belki de...
Odada sessizce tavana bakarken Melisa girdi odaya. Zar zor doğruldum. Gözümden akan iki damla yaşı sildim.
M:Kalkma kalkma. Dikişlerin açılacak Allah korusun.
Ben:Sen beni boşver kardeşimden bir haber var mı onu söyle?
M: Geldi. Her yeri yara bere içindeydi. Her yeri kandı. Ameliyata alındı, çok şükür ameliyatı güzel geçti. Görüş altında tutmak için yoğun bakıma aldık. Yarına tez çıkar inşAllah. Ben sana eşyalarını getirdim. Yüzüğünü,saatini falan uyandığında verirsin.
Ben: Allah'ım çok şükür sana. Çok teşekkür ederim Rabbim. Kardeşimi bana bağışladın.
Melisa Yusuf'un eşyalarını bir poşet içinde bana verdi ve odadan çıktı. Poşeti tam masaya koyucağım sırada bir şey dikkatimi çekti. Cüzdanında ikimizin çocukluk fotoğrafı vardı.
Koyacak başka fotoğrafımız yok muydu be Yusuf'um. Kendimi daha fazla tutamadım ağlamaya başladım. Bir süre ağladıktan sonra kendime geldim. Biraz zor oldu ama geldim. İyi olduğunu biliyorum artık. Şuan nerde,ne yapıyor biliyorum artık.
Yarım saat sonra kapı çaldı ve Sebiham kapının ordan kafasını içeri sokup;
S:Sana bir şey demeye geldim.
Ben:De gülüm de.
S:Babam diyor kiiiii "Bizim bu damat niyetim ciddi dedi bizden onay aldı, tanıştık ama hani nikah?"
Ben:Vallaha mı? İzin verdi mi evlenmemize? Allah'ım bu güzel haberler için sana çok şükür Ya Rabbim.
S:Haberler?
Ben: Kardeşim iyiymiş. Gelmiş hastaneye, şuan yoğun bakımda ama durumu iyiymiş.
S:Cidden mi? Gözümüz aydın. Çok şükür Allah'ım.
Ben: Nikâhı hastane çıkışı yapalım diyorum ben. Sen ne dersin gülüm?
S:Olur ama yaraların. Canın acımasın.
Ben: Acımaz acımaz. Ben seninle evleniyorum ya hiç canım acımaz.
S:Bu ne evlilik merağıdır adam,evde mi kaldın?
Ben:Ben evime kavuşayım da doya doya kalırım evde.
S:Oyy ooyy senin o laflarını yerim adam. Neyse ben odama gideyim babama diyeyim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Gece gece bölüm yazmak 10/10 aktivite😁👌🏻.