Kitap+18'dir. Bu tür kitap okumak istemeyenleri şimdiden uyarıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mardin kimilerine göre muazzam bir güzelliğe sahip olan bir mesken, kimilerine göre o mesken bir mezarlıktan ibaretti.
Mardin bana göre mezarlıktan ibaretti.
Bir insanı ölmeden evvel mezara diri diri koyan, bir mesken.
Sucumun sadece Mardin gibi bir şehirde doğup, fakir aileden gelmiş bir kız olmamdan ibaretti. Lakin, kız çocuğu olmak istememiştim, hatta hiç mi hiç doğmak.
Buralarda kız çocuğu olarak, doğdun ise vay halineydi. Tıpkı incecik bedeni çöp olmuş ruhu ile Mardin'in kavurucu Haziran sıcağında tarlada çalışırken Sahra gibi.
Evet benim adım Sahra sarmaşık.
Ruhumu bedenime sardıkları bu sarmaşıklardan kurtulamayan bir kızım.
Tarlanın topraklı yolunda Arabanın ani fren, yapma sesi duyuldu kulaklarıma. Siyah, lüks araba durduğunda başımı kaldırıp gelen sese doğru baktım.
Arabadan bütün heybetiyle inen boran çakırbeydi.
Yüzüne vuran güneşi hiçe sayarak her zaman simsiyah giyinen adama baktım. İçimde korku olsa da, onun bu karizmatik ve yakışıklı haline bakmak bir an olsun mutlu ediyordu beni.
Yan tarafında kıkırdayan kızlara bakmıyordu fakat, konuşmalarını duyuyordu.
"Boran ağayı kendine koca yap, ondan sonra ağa karısı oldugun an bütün kapılar teker teker açılır önüne." Gülsüm akıl verir gibi konuşuyordu fakat, boran taş kalpli bir adamdı. Birde o kadar güzel kız varken etrafında dediği lafta ne bilim işte saçmaydı.
"Varya, anca koynuna girersem birde hamile kalıp, çocuk dogurursam erkek anca hanım ağa olurum. Yoksa,boran Ağa'nın kalbine girmek zor." Dedi üzgün sesiyle bir yandan işlerini yapıyorlardı.
"Sende dediğini yap. Kalbi taşsa koynuna gir zehra." Demişti gülsüm kahkaha atarak Zehra ise iç, çekti boran'a bakarak.
"Zehra hayal kurayım derken, içinde boğulma. Boran Ağa, göründüğü gibi değildir. Dişi yakışıklı olsa ne yazar kalbi taş olduktan sonra." Fatma teyze sanki boran Çakırbeyi tanıyor gibi konuşmuştu.
