Ertesi sabah başımda horoz gibi öten alarmımı kapattım. Aniden aklıma okul geldi ve son anda rahatladım.
Okulun bir kısmı yanmıştı. Ama gene de okulu 1 gün tatil yapmışlardı.
Esneyip camı açtım ve kafamı dışarı çıkardım. Aniden hemen karşıdaki bir cadde'de bir kız gördüm. Kız gerçekten güzel di. Kızıldı ve yüzü ise çok tatlıydı.
Kızı görür görmez yutkundum. Sonra kendime vurup camı kapattım.
Bir an sokaklardaki kızları kestiren bir serseri gibi hissettim.
Sonra kendime geldim ve telefonumu açıp santranç oynadım. Evet santranç, bunu bana babam öğretmişti.
O oyunu ölsem de unutmam. Çünkü babamla her zaman santranç oynardık.
Santranç oynarken birden telefonumdan biri aradı. Bu kaydedilmemiş bir numaraydı.
Aramayı cevapladıktan sonra:
Alo kimsiniz?
.........
Acaba yanlış kişiyi mi aramıştınız?
.........
Gıcık olmaya başladım. Ve artık arayan herkimse suratına kapattım.
Bu sefer yine telefon çalmıştı. Tam öfkelencekken aramanın Bert'ten olduğunu gördüm.
Alo Alex selam kanka.
Noldu Bert içimden bir ses bir bokluk düşünüyorsun diyor.
Yok be ne bokluğu sadece dışarıda gezinelim mi dicektim.
Tamam diyip aramayı sonlandırdım.
Üstüme bol bir swet ile siyah bir eşofman giydim. Ayakkabılarımı giydikten sonra annemle vedalaşıp evden çıktım.
Bert ile ara sokak'da buluşmuştuk çünkü gideceğimiz yer okula yakındı ve okula yakın olan bir kaç yer kapatılmıştı bu yüzden gene ara sokaklardan gitmek zorunda kaldık.
Bert hala o olayı hazmedemediği için birşeyler olmaması için dua ediyordu.
Sokağın yarısına geldikten sonra bir çöp tenekesi düştü ve kapağı yuvarlandı.
Bert kısa bir çığlık attı ben ise kendimi gülmemek için zor tutuyordum kendimi.
Bert kız gibi çığlık attın. hahaha
Bert yüzünü buruşturdu ve o an ayağıma dokunan bir şey yüzünden irkildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY LAST BREATH
VampireOkulda olan bir takım olaylardan sonra bir vampirin esiri altına alındım.