8. bölüm

94 8 0
                                    

Boynuma eğilince ellerim ve ayaklarımla onu itmeye çalıştım.

katil bir anda boynuma inince irkildim ısıracaktı. Evet ısırıcaktı son kalan umudumla çırpındım ve katil yaptığı şey beni daha çok korkuttu.

Boynumu öpmüştü. Sonra yalamaya başladı.  gözlerimi  fal taşı gibi açmıştım. Şuan da aklımdaki tek şey her an beni ısırıp kanımı emip beni boş bir sepedmiş gibi atmasıydı

Aklımdakileri silip hayat kalma tutkuma tutundum.

Adamım heryerine tek atmaya çalıştım ama o kafasını benim boynuma gömmüştü.

Şuan her an ısırabilirdi.
Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum.

Göz yaşlarımı zor tuttum ve kafasını boynuma gömmüş adamın beni ısırmasını bekledim. Adam iki avucuyla yanaklarımı kavrayıp yüzüme baktı.

Gözlerime baktı

"Gözlerin çok güzel Alex."

Dediği şeyde şoka girdim. Bu kimdi gerçekten hatırlamıyordum.

Adamın kafasını süzdüm. Saçları gümüş renkteydi. Bordo renk gözleri vardı ve sanki her an şarap kırmızısına dönebilen bir his uyandırıyordu. Güzel düz ve hafif kalkık burnu ile dolgun dudakları kelimenin tam anlamıyla bir yakışıklıydı.

Ama bu beni ilgilendirmezdi tabiki.

"Benden ne istiyorsun? Bırak beni."  Diyebilmiştim sonunda.

"Seni sonsuza kadar yanımda tutacağım."

Bu kelimenin karşısında şok oldum. Ben bu adamı tanımıyordum. Çocukken de tanımıyordum.

Acaba bir platonik bir hayrınım mı vardı?

"Seni hatırlamıyorum ayrıca onu sen mi öldürdün?"  Yürek yemiştim. Ama zaten ölücektim en azından itiraf etmesini istedim.

"Evet"

Gözlerime açıp ona baktım bu herif çatlakmıydı?

"Sen onu nasıl öldürdün?" Dehşet bir ifadeyle ona baktım. Hala sırıtıyordu.

"Kanını içerek"

MY LAST BREATHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin