Yorumlarınızı bekliyorum 🫶🏻
Onun odasındaki küçük çaplı tartışmamızdan sonra davranışlarında pek bir değişiklik gözlemlememiştim. Barış'la samimiyetine aynen devam ediyordu ki bundan rahatsız olduğunu söylemiştim. Hatta bu aralar Barış'la benimle olduğundan daha yakın olduğunu söyleyebilirdim, en azından öyle hissediyordum.
Arkaya geçtiğimizde kendimi Barbaros'la Kıvanç'ın arasına bıraktım ve kollarımı ikisinin omzuna attım. "Belim ağrıyor." Tezgâha eğilmektendi hepsi. "İlaç zamanın gelmiş anladığıma göre." Kıvanç'ı onayladım. Düzenli almam gerekiyordu ilaçları. "Gel bakayım." Sırtımı Barbaros'a döndüm ve o da sırtıma masaj yapmaya başladı. "Eyvallah kardeşim."
Herkes kendi arasında konuşurken Danilo Şef elinde özenle tasarlanmış küçük açılış davetiyeleriyle yanımıza geldi. Gözleri direkt beni buldu. Daha doğrusu beni, bana masaj yapan Barbaros'u ve kolumu çeken Kıvanç'ı. Yüzündeki gülümsemenin solduğuna yemin edebilirdim. Barbaros hiç rahatsız olmadan işine devam ederken ona selam verdi. "Merhaba, şef!"
"Hoşgeldiniz, şef." Barış hemen onun yanında bitti. "Bunlar ne?" Elindeki davetiyelerden birini kaptı ama Danilo Şef hiçbir şey demedi. Barış'ın koluna tutundu. Sinirle kollarımı bağlayıp arkama yaslandım. Gözlerimi devirdim. Şaka gibiydi.
"Bursa açılışımıza hepinizi bekliyorum. Gelin mutlaka." Gülümseyerek konuştu. Gülümsemesi bile canımı sıkmıştı. Herkes kalkıp teker teker birer davetiye alıyordu ama ben kalkıp kalmamak konusunda kararsızdım. Saygısızlık mı olurdu?
Barbaros'a elimi uzattım. "Kardeşim, zahmet olacak..." Barbaros beni kaldırsa da beni beklemeden davetiyesini almaya gitti. Ben acele etmedim ki vermeden gidecek hali yoktu, biraz da kızgındım. Barış hala onun yanında dikiliyordu.
"Şef." Yüzüme bile bakmadan davetiyeyi uzattı. Almaya karşısında dikilmeye devam ettim. Nihayet pes edip yüzüme baktı. Gözleri çok sertti. Bir gün şefkatle yaklaşıp diğer gün nasıl hiçbir şey yaşamamışız gibi bakabiliyordu gözlerime. "Bir sorun mu var Alican?"
Bir ona bir yanındaki her şeyden habersiz Barış'a baktım. Hışımla davetiyeyi alıp yerime döndüm. Düzgün, sağlıklı bir ilişkiye başlayabileceğimizden emin değildim. İkimiz de duygusal olarak olgun değildik. Böyle düşününce de kalbim acıyordu çünkü onu bırakamayacağımı biliyordum. Belki o beni bırakırdı. Derin bir nefes aldım.
"N'oldu oğlum?" Kıvanç omzuyla beni dürttü. "Bir şey olmadı ya. Yorgunum." Kafa salladı ve Danilo Şef'le video çekenleri izlemeye döndük. Aniden açılışa gitmek istemediğime karar verdim. Ona bu kadar çok alışmamam gerekiyordu. Onun da bana... Gerçi bunun onun için çok dert olduğunu sanmıyordum.
Acaba beni şu an neyi olarak görüyordu? Gün içinde beni ne kadar düşünüyordu? Elendiğimde ne olacaktı?
Kaşları çatık bir şekilde bana döndü tekrar ve kulisten çıktı. "Çıkalım buradan." Ayağa kalkıp diğer ikisini kaldırdım. "Mangal yapalım." Kıvanç hemen Barbaros'u onayladı. "Evet, çok acıktım." Ben de acıkmıştım. Çekim çok uzun sürdüğü için genelde bu saatlerde açlıktan kırılıyor olurduk.
"Servis gelmiş!" diye bağırdı biri ama kim çıkaramadım. Çantalarımızı alıp servise bindik."
--
Mangal yapmıştı Barbaros bize. Şimdi herkes köşesine çekilmişti, çoğunluk uyuyordu. Bense öylece tavanı izliyordum. İşler nereye gidiyor, bilmiyordum. Bugün hiç konuşamamıştık. Onu özlüyordum ama beni arada bırakan davranışları sürekli ip üzerine tutuyordu.
Telefonum titredi.
Danilo Şef
Aşağı in. 02:27
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little games / alican x danilo
FanfictionHep böyle yapıyordu işte. Onunla iletişim kurmasam bir şekilde bana temas edip, beni benden almanın bir yolunu buluyordu. Adını koymadığımız bir tür oyun oynuyorduk sanki.