Kendimi abimin kucağına dayadım.
Şuan da onun ilgisini çok istiyordum. Nasıl olsa ben bir 11 yaşındakilik bir çocuktum. Benim gibi bir korkak çocuk nasıl olurda hayatta kalabilirdi ki.Abimin kucağındayken sağ parmaklarıyla oynamaya başlamıştım. Bu benim çocukluktan kalma bir alışkanlığımdı.
Oda sağ eliyle oynamama izin verip sol eliyle siyah saçlarımı seviyordu.
Ve buda benim hep uykuya dalmamı sağlıyordu.Uyandığımda hava daha çok kararmıştı saat 10 yada 9 gibi görünüyordu. İlk uyandığımda abimin endişelenmiş yüz ifadesi ve bir sürü duymuş olduğum korna sesiydi.
Kendimi abimin kucağında kaldırıp camdan baktım. Burda birsürü araba vardı sürücüleri kızgın görünüyordu.
Önde ise az çok görebildiğim polis çelik kuvvet veya jandarmalar vardı. Belli bir yeri koruyorlardı.
Arka camdan yolun az ilerisine baktığımda ise bir kaç virüs kapan insanlar ile karşılaştım. Yaklaşık 7-8 taneydi ve buda benim paniklememi sağlamıştı.
"Baba birkaç tane arkadan virüs kapan insanlar geliyor."
O şeyler yürüyordu ve buda bizim için bir avantaj sağlıyordu.
Ama genede insan, o şeylerin kanlı ağızlarına baktığı zaman korkmadan edemiyordu.
Babam hızla arabayı sürdü ve birkaç arabanın önüne geçip polislere daha çok yaklaştı. Arkadaki o şeyler giderek yaklaşıyordu. Babam da bunu biliyordu ama elinden hiçbirşey gelmiyordu.
Polisler ve askerler arkadaki sürüyü gördüklerinde komutanları emir verip hızla birkaç silah hazırladılar. Ve korudukları bölgeyi açtılar.
Biz hala arkadaydık. O sürü şimdiden birkaç tane arabanım camına yapışmış insanları yemeğe çalışıyorlardı.
Babam ve ben trafiğin çözüldüğünü gördüğümüzde az çok rahatlamıştık.
Babam tam arabayı çalıştırcakken benim sağımdaki hafif aralanmış camdan o şeylerden biri geldi ve parmaklarından 3 tanesini içeri soktu.
Abim ve ben aniden hem korkmuş hemde paniklemiştik.
"Lucas,Luan sakin olun panik yapmayın. Sadece mantıklı düşünün. İleride belki bunlardan çok karşınıza çıkabilir."
Diyip arabanın camını kapatıp o şeyin parnaklarını kesti. Kesilen parmkaları gördüğümde tiksinerek bakmaktan kendime engel olmamıştım.
En son açılan bölgeden biz girdik ve barınağa doğru ilerledik.
Bize bir kutu verdiler. Temel ihtiyaç malzemeleri vardı. Ama ben zaten bunları aldığım için yedek olarak çantama koydum.
Barınakta abimle annemizi ve babamızı aramaya başladık.
Çünkü çocuklar ve yetişkinlerin sırası farklıydı.Barınak aslında bir yurta benziyordu.
Ama bazı beyaz olan duvarlarda elle çizilmiş kan lekeleri vardı. Ve yurdun az ilerisinde yani bahçesinde tellerden örülmüş bir duvar vardı. Etrafta hiç kimse yoktu ama yurtun çevresi ağıçlıktı. Nedense burasının daha tehlikeli olduğunu hissettim.Aslında sezgilerime küçüklüğümden beri hep güvenirim. Çünkü hiç yanılmazdım. Ama mecburen burda kalmamamız gerekiyor aksi taktirde hayatta kalamayız.
"Lucas, hadi annemizi ve babamızı bulalım."
Abimin bana seslendiğini duydum. Sonrada annemizi ve babamızı aramaya gittik.
Meraklanmadan edemedim "Baba, burda ne kadar kalacağız." burası bana hiç güvenli hissettirmiyordu. Nedense bir terlisk vardı. Ama sezgilerimle olmayan birşeyi kanıtlayamazdım.
"Bilmiyorum oğlum, ama herhalde görevliler biliyordur. Biz şimdilik burada kalıyoruz. Ama ne kadar kalacağımız belirsiz. Ayrıca burdan gittikten sonra daha güvenli bir yere götürüleceğiz."
Onayladıktan sonra kutumun üstündeki yazılı olan numara ile odamı aramaya başladım. 318. Odayı bulduğumda içeri girdim ve eşyalarımı yerleştirdim.
Ardından odadan çıkarken bir hemşire gördüm. Elinde bir iğne vardı. Adam, baygındı yada yatıyordu.
Acaba adamın iyileştirmek için bir tür ilaç olabilirmiydi? Yada başka birşey....
Kafamı fazla zorlamadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
No.3684
AventureX şehrinde bir virüs patlak verdi. İnsanların bazıları barınak yaparak hayatta kalırken üst rütbede ki kişiler bu virüse bir çare bulabilmek için yaptığı deneyleri insanların ve virüs kapan insanların üstünde denemeye başladılar. Ve malesef o insanl...