sinirden koşarak odama çıktım ve kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım bu kadar umursamaz olması sinirimi bozuyordu kısa süre sonra Narin geldi
" Şura girebilir miyim "
" gel güzelim "
" iyi misin sen "
" iyiyim... harikayım... mükemmelim "
" bana pek öyle gelmedi abim için korktun biliyorum ama.... "
" abin için niye korkayım canım yani sonuçta ölüyorduk narin o alışık olabilir ama ben ilk defa böyle bir şey yaşıyorum "
" yani haklısın aslında ben bile alışamadım... hadi gel aşağı inelim abimin seni özlediğine eminim "
" ya Narin konuşma şöyle niye özlesin abin beni "
" bilemem artık " dedi ve ayağa kalkarak kapıya yöneldi
" hadi gittim ben sende gel " diyerek çıktı ama hava kararana kadar odamda kalmayı tercih ettim akşam aşağı indiğimde Yiğitin hala burada olduğunu fark ettim
" sen niye gitmedin "
" seni bekledim "
" beni mi "
" evet Uraz abiyi odasına çıkaramayacağımıza göre burada kanepede bir yer ayarlamamız gerekiyor bir kaç gün en azından yürüyene kadar burada kalır "
" hala yürüyemiyorsan ne diye çıktınız hastaneden " dedim Uraza
" oradaki doktorların yaptırdığı şeyler basit şeyler bu yüzden senin bana yardım edebileceğini düşündüm "
" ne düşündün ne düşündün "
" bana sen bakacaksın "
" ben bakacağım... Uraz saçmalama ben ne anlarım hasta bakıcılığından " dediğimde Yiğit elime bir kağıt verdi
" burada yapacaklarının listesi var " dediğinde dopdolu sayfayı inceledim
" çok güzel " dedim kendi kendime söylenerek
" neyse ben çıkıyorum bara gitmem gerek abi bir şeye ihtiyacın olursa bir telefon kadar uzağındayım "
" tamamdır gidebilirsin " dediğinde artık yalnız kalmıştık ellerimi önümde bağlayıp yandan bir bakış attım
" aç mısın " söyleme şeklime gülerek
" sana zahmet olmazsa açım "
" dünden kalan makarna var idare et artık " diyerek mutfağa ilerdim ve belli etmeden gülümsedim ardından Uraz için bir tabak hazırladım ve yanına götürdüm ve sehpanın üstüne koydum
" kocaman evin var alt katta bir misafir odan yok olacak gibi değil "
" ne şikayet ettin ya "
" neyse ben odandan battaniye yastık bir şeyler getireyim da ayarlıyayım şurayı sende yemeğini ye "
" emredersiniz " dediğinde güldüm
" elime düştünüz Uraz bey sinirimi bozacak bir şey yaparsanız cezasını ödersiniz "
" tehdit ediyorsun yani "
" ee yani " diyerek yukarı çıktım ve Urazın odasına girdim ilk defa odasına görüyordum ve her yerin olduğu gibi kapkaranlık bir odası vardı insanın bu evde ruhu daralıyor canım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
Teen FictionAldatıldığı gün gittiği barda tanıştığı adam Şura'nın hayatını mahvetmeye yönelik bir hata yapar . Ama bu hata sadece Şura'nın ödemesi gereken bir bedel haline gelir