46- BARIŞ

972 22 1
                                    

URAZ

gözlerimi açtığımda kendimi bir hastane odasında buldum en son hatırladığım şey ise bir barda içkimi yudumlarken içeriye silahlarla ateş açılmasıydı kim olduklarını bile görmeden kurşunu yemiştim

kısa süre düşünceler içindeyken kapı açıldı ve hemşire girdi ardından uyanık olduğumu görünce doktoru çağırdı başıma gelmiş bir kaç soru sorarken benim gözlerim camda telaşla beni izleyen Şuradaydı gerekten gelmişti buradaydı

" kendinizi nasıl hissediyorsunuz Uraz bey "

" üstümden kamyon geçmiş gibi " diyebildim zar zor

" ne zamandır uyuyorum ben "

" 26 saattir "dediğinde sessiz kaldım

" iyi görünüyorsunuz ama bir kaç test daha yapmamız gerekiyor " dedi ve dışarı çıktı ardından içeriye Yiğit girdi

" abi iyi misin "

" iyiyim aslanım da Şura mı burada yoksa ben halüsinasyon mu görüyorum " dediğimde güldü

"hayır abi gerçek o burada "

" nasıl haberi oldu ve neden içeri girmiyor "

" Yoncadan duymuş ve sanırım çekiniyor girmeye "

" çağır " dediğimde odadan çıkarak Şurayla konuştu camdan bakışları tekrar bana döndüğünde çekingen ve yavaş adımlarla içeriye girdi

" Uraz.... iyi misin " gözleri şiş ve kıpkırmızıydı ve bu beni mahvetmişti

" neden girmedin içeri " dediğimde sessizleşti ve parmaklarıyla oynamaya başladı

" belki istemezsin diye " bunu nasıl istemem seni şu an öpmemek için bile kendimi zor tutuyorum

" Paris de değil miydin sen "

" öyleydim ama yonca arayınca hastaneye kaldırılmışsın diye... duramadım orda "

" bitti demiştin " dediğimde bakışlarını kaçırdı

" bunları konuşmayalım şimdi sen dinlen... ben çıkayım " dedi ve tam arkasını döndüğü sırada

" dur " dediğimde olduğu yerde kaldı ama arkasını dönmesi

" yanıma gel " dediğimde arkasını döndü ve şaşırarak yavaş adımlarla yanıma geldi

" yastığımı düzeltir misin " dedim kokusunu duymak için bahaneyle

eğilerek yastığımı düzeltmeye çalıştı

" böyle iyi mi "

" biraz daha arkaya doğru " dediğimde daha da yaklaşmıştı bana bir anda göz göze gelmemizle olduğu yerde kalmıştı

" bö böyle mi " dedi kekeleyerek

" böyle " dediğimde bakışlarım dudaklarına kaymıştı ve bunu fark ederek geri çekilmişti

" ben şey yapayım eve gideyim sana temiz kıyafetler getireyim lazım olur "

" Yiğit halleder "

" olsun ben giderim hem Narini görmüş olurum " kaçmaya çalışıyordu

" peki sen bilirsin " dediğim gibi kaçar adımlarla gitti

ŞURA

kalbim deli gibi atıyordu ilk tanıştığımızdaki yakınlaşmalar gibiydi bu yüzden hızla bir bahane bularak kaçtım oradan

hastaneden çıktığım gibi taksiye binerek oradan uzaklaştım ve eve gittim ama evde kimse yoktu çünkü Narin okuldaydı

eve girdiğim gibi Urazın kokusunu içime çektim ardından etrafı dolaştığımda her köşesinde olan anılarımız gözümün önünde canlandı ve gözlerimin dolmasına sebep oldu

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin