İyi ki varsın anne

33 1 0
                                    

Bazen etrafımızdaki insanların varlığını unutuyoruz. Bize yaptıkları iyilikleri sürekli yapmaları gereken bir görevmiş gibi görüyoruz. Annem mesela her gün işten yorgun geliyor, benim için güzel yemekler hazırlıyor, evin ihtiyaçlarıyla ilgileniyor, sorunlarımı dinliyor ve bıkmadan usanmadan sonsuz sevgisini bana veriyor.
Oysaki annelerin yapması gerekenler, adlı bir sözleşme yok. İstemese benimle ilgilenmeyebilir, evimizi görmezden gelebilir ama annem öyle biri değil. Hep kendinden veren, evimizi bütün tutan bir kadın o.
Düşündüm de en son ne zaman annemi alıp bir yerlere götürdüm? Ya da ne zaman ona sıkıca sarıldım? Utangaç insanlarız ve sevgimizi göstermekte zorlanıyoruz. Oysa başımız sıkıştığında ilk yanımızda olan annemizdir.
Bu hayatta hiçbir şeyinizin olmaması, kaybedecek bir şeyinizin olmadığını gösterebilir. İnsan kaybedecek bir şeyi olmadığında daha korkusuz yaşayabiliyor. Benim kaybedebileceğim bir şeyler hala var. Bunu dün gece hayat bir kez daha hatırlattı bana.
Çok kötü bir rüya gördüm. Gecenin dördünde öyle aptal gibi kalakaldım. Gözlerimi açmak istedim ama gözlerimi açmaktan bile korktum. Ya bu bir rüya değilse, ne yaparım ben o zaman diye düşündüm. Meğer benim kaybedecek bir şeyim varmış.
Benim bir annem varmış. İyi ki de varmış. O ne güzel annedir bir bilseniz. Hayatını bana adayacak kadar güzel bir annedir. Bir çocuğu tüm umursamazlığına rağmen adam edecek kadar yüce bir kadındır.
Öylesi bir kadın, sırf bu kadar iyi olduğu için bile cenneti hak eder. Ona hiç, onu sevdiğimi söylemedim. Bunu hak etmediğini düşündüğümden değil, sadece söyleyemedim işte. Kaçımız annemizi karşımıza alıp "Seni çok seviyorum" anneciğim diyebildik ki! Hepimiz ömrümüzün bitmesini izlerken, hep uzaktan uzağa sevdik. Belki sarıldık ama içimize çekemedik doya doya...
Ayten Hanım bir melektir. Bunu dün gece gördüğüm rüya sayesinde çok daha iyi anladım. Elinde bir bardak su ile merdivenlerden adeta bir roket gibi fırlamıştı ve yanıma geldiğinde korku içindeydi. "Ne oldu oğlum, neyin var?" diyebildi.

-- Yok bir şeyim.
-- Bağırdın ama... Sen hiç böyle bağırmazdın!
-- İyi değilim ben.
-- Ne oldu? Kötü bir rüya mı gördün? Bak ben buradayım korkma...
-- Sen sakın gitme anne, sakın beni bırakma.
-- O nasıl söz Ümit. Sen benim canımsın, sen bana bu hayatın emanetisin. Seni nasıl bırakırım.

Başımı okşadı. Elleri o kadar güzeldi ki... Kalbi ellerinden saçlarıma dökülüyordu sanki... Kendimi tutmak istemedim. Onu ne kadar çok sevdiğimi söylemeliydim. Yarın çok geç olabilirdi. Hem ben korkuyordum onu kaybetmekten.

-- İyi ki varsın anne.
-- Sende iyi ki varsın oğlum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İkimizi AnlatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin