Bölüm 1 : İlk Mektup

68 16 16
                                    

Bölüm 1: İlk Mektup

*Ölümün içinde ki karanlıktan korkma ufaklık.
Acele et bekliyorum
Yada ölmeni istiyorum*

❄️

Annemin teklifini kabul etmiştim bir anlık, bu onu şaşırttı gibi beni de şaşırtmıştı neden bir anda kabul dediğim acaba ?

Annem beni kırmızı üstü açık arabayla Ankara'ya bırakmaya karar vermişti. havaalanına son anda vazgeçti uçağa tek binmemi istemiyormuş. Daha Kasım ayının başlarındayız ama hava oldukça soğuktu üşümüştüm.

Ben yazında üşürdüm ya neyse.

Ankara da yaşama fikrini her nasıl kabul etiysem içten içe istemiyordum oraya gitmeyi, İzmir'de mutluydum en azından sıcaktı. Ben daha dört beş aylıkken ailem boşanmıştı annem de beni alıp İzmir'e gelmişti, yazları babamla görüşüyordum iki hafta kalıp Ankara'da sonra temelli İzmir'e geliyordum son iki yıldır babamla görüşmemiştik kısa kısa mesajlar o kadar.

Şimdi kendimi Ankara'ya sürgün ediyordum büyük bir tedirginlikle yapıyordum. İsteksiz ve korkuyla.

İzmir'i seviyordum. Güneşliydi, sıcaktı, deniz vardı ve bu beni özgür hissettiriyordu.

"Akça." Dedi annem yola bakarak sağa döndü, arabanın üstünü kapatmıştı, radyodan çalan şarkının sesini kısıp bir sitenin girişine durmuştu bana döndü belki de dünden beri bininci kez sorduğu sorunun aynısını sormuştu " Ankara'yı sevmediğini biliyorum kızım. Bunu yapmak zorunda değilsin."

Annemin dolmuş gözlerine bakınca bir anlık tereddüt ettim kalmak konusunda. Sevgi dolu, neşeli, saf ve dengesiz annemi İzmir'e tek gönderecektim. Yalnız kalacaktı koca şehirde ama düşünceleri mi kenara ittim onun hayatında artık Altan Işık diye Türkiye'nin gözde haber sunucularından biri olan adam vardı.

Birbirlerini seviyorlar di en azından annem seviyordu ve bir hafta sonra evleniyorlardı aynı evi paylaşacaklardı annemi ikna etmeye çalışmaya çalışmıştım tek başıma evde kalma konusunda ama izin vermemişti bende onlarla aynı evde yaşamak istemiyordum.

Annemle bu konuda yine kavga ettiğimizde bir anlık sinirle 'o zaman Ankara'ya babanın yanına git' demişti bende kabul etmiştim. Ama yine de sonrasında pişman olmuştum tabi bunu anneme söyleyemezdim...

" Ben burayı seviyorum anne ve kalmak istiyorum" Yalan söylüyorum sakın inanma der gibi gözlerine baktım. O ise ani bir hareketle bana sarılmıştı "Dikkat et burada kendine aklım hep sende kalacak" inanmıştı. Annem söylediğim yalana inanmıştı içimde ki son umut kırıntısı da yok olmuştu "Ederim beni merak etme" yine yalandı söylediğim.

Annemle arabadan indik bagajımdan bavulumu aldım sıkı sıkı birbirimize sarıldık benden ayrılınca arkama baktı bende baktı yere baktım ve babamı gördüm babam elini hafifçe bize doğru salladı anneme dönerek " Gitme vakti geldi he" dedim

" öyle görünüyor... Akça İstediğin zaman gelebilirsin eve dönebilirsin. Benim yokluğumu hissedersen yada bana ihtiyaç duyarsan ara hemen gelirim yanına tamam mı güzel kızım"

" Beni merak etme anne iyi olacağım hem ayrıca söz veriyorum buradan bıkınca yanına gelicem" ve yine yalan söylemiştim şimdiden bıkmıştım buradan.
Bana sarıldı ve bir süre öylece kaldı.

"Seni seviyorum akça ve her şey çok güzel olacak" birbirimizden ayrıldık sadece gülümsemekle yetinmiştim

"Sarp'a selam söyle"

" Söylerim"

İşte tam anlamıyla gitmiştim arkamı bile dönmeden sitenin içinde ki babamın yanına gittim arkamdan kapı kapanma sesi geldi gürültülü bir şekilde annem arabaya binmişti demek ki.

BUZ KIRAĞI "Zemheri" (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin