Bölüm 2: Yeni Okul
*Yanlız insanlar kendilerini bir yere ait hissetmezler, yanlızlığın içinde kaybolup giderler.*
(Pazartesi)
Hayaler inşa ederiz zihnimize sonra o hayallerin başımıza yıkılışını izleriz hiç bir şey yapmadan. Canımızı acıtanın kendi kararlarımız olduğunu bile bile de yapmaya devam ederiz.
Aynaya son bir defa bakıp, lakos olan üniformamın yakalarını düzeltip eteğimi biraz aşağı çekiştirince hazırdım işte. Öyle abartılacak bir güzelliğim yoktu, kahverengi saçlara ve gözlere sahip kıvırcık saçlı sıradan bir 17 yaşında genç kızdım işte. Bu kadarı,fazlası yok eksiği çok olan.
Yatağımın üstünde ki sırt çantamı alıp aşağı indim babam dışarda beklediğini söylemişti, bu gün yeni okulumun, benim için ilk günüydü ve babam bırakacağını söylemişti ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım yavaş adımlarla merdivenleri iniyordum, her basamak indikçe dışarda ki soğuk havayı iliklerime kadar hissediyordum.
Binanın dışına çıkmıştım hava kapalıydı Ankara’da Kasım ayları sürekli yağmurlu geçermiş, galiba bu günde o günlerden biriydi.
Babam polis arabasının içinde beni bekliyordu. Bende bunu beklemiyordum. Daha beni görmeden okuldaki öğrenciler okulun dedikodu sayfasında haberimi yapmışlardı, görmüştüm yani benden haberleri vardı. Daha en başta dikkat çekmek istemezken bu arabayla okula gidecek olmam iyi olmamıştı.
Arabaya doğru yürümüştüm istemeyerekten de olsa ön kapıyı açacakken gök gürledi başımı hafifçe yukarı kaldırdım hava iyiyce gri bulutlara bürünmüştü ama dikkatimi çeken şey başka bir şey vardı iki gün önce evleri karıştırıp ufak çaplı laf dalaşına girdiğim dağınık saçlı adam, balkonda durmuş bir boşluğa odaklanmış öylece sigarasını içiyordu. Her dumanı içine çektiğinde yanaklarının ikisi içine çöküyor gözlerini kapatıp bir müddet öyle duruyordu sonra gözlerini açıp dumanı ciğerlerinden dışarı salınca kaşlarını çatıp başını olumsuz anlamda sallıyordu. Tahminen kendi içinde bir çatışma oluyor ve bu çatışmadan mağlûp duruma düşüyordu, yenilgiyi kabul etmeyen biri gibiydi. Sigaradan yine bir duman içine çekip gözlerini kapattı, yeni bir savaş başlatmış gibiye benziyordu içinde.
O dağınık saçlı adama o kadar odaklanmıştım ki babamın araba kornasını çaldığını son anda fark ettim bunu dağınık saçta fark etmiş gibi gözlerini açıp bana bakmıştı.
Hasiktir.
Yakalanmıştım bana öylece bakıp sigarayı dışarı üfledi ama sanki yüzüme karşı üflemiş gibi hissediyordum. Sigaranın kokusunu almıştım resmen. Babamın ısrarla çalan korna sesini susturmak için kapıyı açtım son kez baktım dağınık saça oda bana hafiften gülmüştü... Yada ben öyle zannetmiştim bilmiyorum.
Arabaya binip babamın sorgulayıcı bakışlarına yakalanmamak için emniyet kemerimi taktım.
“ Hazırım ben, artık gidebiliriz” dedim sevecen olduğunu düşündüğüm bir tavırla
“ Pekala, güzel kızımı yeni okuluna geç kaldırmamam gerek” dedi gülerek başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim sadece. Daha demin ki olay için soru sormadığına mutlu olmuştum içten içe.
Ankara’nın trafiği yoğundu herkesin bir yerlere yetişmesi gerekti yoksa başka türlü bu trafiğin bu kadar yoğun olmasının acelesi olamazdı. Bilmem kaçıncı kırmızı ışığa yakalandığımızı saymazsak canım sıkılmıştı iyiyce. Yola odaklanmıştım ki babamın sesi beni gerçek dünyada kalmamı sağlamıştı oysa daha tam koparmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ KIRAĞI "Zemheri" (Askıya Alındı)
General FictionKatilin Mektubu Merhaba ufaklık. Tanışalım mı ? O son yağmur tanesi düştüğünde ilk perde başlamalı. Senin gündüzün biteli çok oldu... Ama nihayet o gün geldi. Başlayacak güzel günlerimizi düşündükçe, heyecanımı çok zor zapt ediyorum. Bu dansta bana...