(15 Kasım 2013)
"Sanık Güneş Aksoy'un, Mehmet Akın'ı bıçakla öldürmesi sonucun da iki yıl "Çocuk Kapalı Cezaevine" ve on sekizinden sonra "Kapalı Cezaevine" sekiz yıl, yani toplam on yıl ceza alması karar görülmüştür." Küçük kız ağlamaktan kızarmış gözleri ile hakimin gözlerinin içine baktı. bütün bu yaşadıkları gerçek olamazdı. Gözlerini sıkı sıkı kapatıp derin bir nefes aldı. Yapmamıştı, yapmamalıydı. Gözlerinden akan yaşları durduramıyordu. Ağlamamalıydı ve susmamalıydı sessini herkese duyuracak kadar bağırmalıydı. Anlatmalıydı gerçeği, başına gelenleri susmamalıydı. Konuşmak için azını açtı ama yapmadı. Çünkü utandı, sanki suç onunmuş gibi utandı. Konuşadı, sadece sessiz ağlıyışları hıçkırıklara dönüştü. Kendinden nefret ediyordu. Varlığından, sesinden, bedeninden her şeyinden herkesten nefret ediyordu. Bu hayatan neftet ediyordu. Böyle olmamalıydı keşke annesini dinleseydi. Başını kaldırıp ağlamaktan on yıl yaşlanen annesine baktı, ellerinde ki kelepçeyi, etrafındaki askerleri, karşısında ki hakimi, avukatları, insanları umursamadan "anne!" diye bağırıp boynuna atladı. "Anne, ben yapmadım, yapmak istemedim!" Annesi kızının boynuna yüzüne derin öpücükler bıraktı. "Yapmadın annecim, yapmadın" dedi ama kendini teselli etmek ister gibiydi. "Yemin ederim bilerek olmadı anne, ben kimseyi incitmek istemem ki, ben sadece korktum a-anne gelme dedim." Annesi omuzları sarsıla sarsıla ağlarken bir anda dizlerinin üzerine çöktü. "Gitme demedim mi ben sana" kızına değil kendine isyan ediyordu. "Gitme dedim, kimseye güvenme dedim ben seni koruyamadım." Küçük kız annesinin yanına çöktüğünde etrafındaki polisler acımasızca kolunu tutup kaldırdılar. "Anne yapmadım, yemin ederim yapmadım!" Dedi son kez herkes sustu sanki büyük bir sessizlik oldu ya da o öyle hissetti. Annesi hala olduğu yerde omuzları sarsıla sarsıla ağlarken genç kız son kez baktı yerde oturan annesine, koridorda onu izleyen insanlara ve genç kız son kez sustu "masumiyetine, kandırılmışlığına ve pişmanlığına"(13 kasım 2013)
"Annecim kız sadece ödevi için yardım istedi, ne deseydim?" Annem derin bir nefes alıp bana döndü. "Hem onun ödevini yapacaksınız, hem sen ona gideceksin işe bak ya o gelsin yardım istiyorsa!" Göz devirdim."Anne gelecekti de annesi evde değilmiş, abisi de her an eve gelebilir kapıda mı kalsın?" annem kocaman gözler ile bana baktı "he birde abisi de evde olacak hayır efendim gidemesin!" Ağlamaklı bir tını ile
"onu mu dedim ben şimdi, gelse de direk gidecek konuştum ben Berin ile evde yalnızız zaten bir saat süremez" annem gözlerime baktı "anne lütfen, söz vermezsem red ederdim ama yardım edeceğim dedim"
annem önündeki yemeği karıştırdı "Güneş sadece bir saat gidip geleceksin, gitmende hiç gönlüm yok zaten de neyse" annemin yanaklarına kocaman bir öpücük bıraktım "annem bee, çok teşekkür ederim bir saatte gelirim endişelenme" deyip mutfaktan çıkıp kapının önünde ayakkabılarımı giymeye başladım.
Annem de peşimden gelip yanaklarıma öpücük bırakıp sıkı sıkı sarıldı. "dikkat et kızım tamam mı?" gülümsedim "anne bir saat gidip geleceğim EN FAZLA NE OLABİLİR Kİ?" annem omuz silkti "ne biliyim yine de sen dikkat et olur mu, izin verdiğime PİŞMAN OLMAYAYIM vaktinde dön eve" yanağına bir öpücük bırakıp asansöre binip sakince aşağı indim.
Açılan ayakkabı bağcılarımı direk ayakkabımın kenarına sıkıştırarak yürümeye devam ettim.
Berin yan sınıfımda olan bir arkadaşımdı. Çok yakın değildik ama bir birimize sık sık yardım ederdik. Annesi ve babası sık sık şehir dışına çıkıyordu ve abisi ile kalıyordu. Abisini daha önce bir kere görmüştüm.
Yirmi üç yaşında, esmer, uzun boylu bir çocuktu ama pek sempati besleyememiştim fazla itici gelmişti ama ön yargı hiç doğru değil, bunun için susuyorum. Berinlerin kapısının önünde durduğumda cebimdeki teli çıkarıp onu aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dört Duvar
RomanceBaşımıza gelecek olayları önceden bilseydik, muhtemelen kimse istemediği bir şeye maruz kalmazdı. Herkes geleceğini değiştirir, hayatını en iyi şekilde yaşamayı seçerdi. Kim bile bile kendisi için iyi olan bir şeyden vazgeçer ki? Peki siz bir dört d...