BATAKLIK

100 8 5
                                    

aryanın günlüğünden

17.05.2023

Ben ARYA. Arya Karaman. Hayatımı mahvedişiyle meşhur olan babamın soyadını taşıyorum. Kalbim fazlasıyla kırık, aklım karışık. 

Sınavıma tam bir ay kaldı. O korkunç günün acısını tekrar yaşamak istemiyorum. Asker olamayacağımı artık çok iyi biliyorum. Hayatım sahip olmak isteyip olamadıklarımla dolu. Bu kez  kaybettiğim yaşam amacımdı. Dayanma sebebimi, umutlarımı, hayallerimi ve hatta hayatımın anlamını yitirdim. Boşlukta  kaybolmuş bir kuş misali dolaşıyorum etrafta. Babam dahi yaşamamı istemezken, doğduğum ilk andan itibaren beni sevmemişken ben hiçliğimin ortasında kaybolup gitmeyi, yok olmayı, hiç olmayı bekliyorum. Bu yaralı bekleyişimin içinde, bir savaşın ortasında ölmemek için tanrısına yalvaran bir çocuk misali direniyorum bombalara. 

Ölmeme ramak kaldı belki de... İçimde delice dönen bir savaş var. 

Başarı - Başarısızlık...

Sevgi - Nefret...

Ölüm -  Yaşam...

Tüm bu kargaşa içinde kim vurdu'ya gitmemek için zihnimi susturmaya çalışıyorum. fakat ne yapabileceğim hakkında en ufak fikrim yok. Birkaç yöntem üzerine araştırma yaptım. psikologların kullandığı yöntemlerden mindfulness egzersizlerine başladım. bir süre oldukça etkili oldu. zihnim sustu... fakat kısa süre sonra bu da zihnimdeki savaşı bitirmek için yeterli gelmemeye başladı. 

Sonuç olarak yine savaşımın ortasında, 9 yaşındaki bir kadın olarak, elimde silahla bekliyorum. Bu karanlık savaşın içinden nasıl çıkacağım sorusu hala bir muamma. Fakat bildiğim tek bir şey varsa, o da Murat Karamanın yetiştirdiği o askerin hala içimde olduğudur. Ruhum, zihnim ve kalbim arasında delice bir savaş veriyor olsam dahi, amcamın yetiştirdiği o kız bu savaştan galip gelene kadar asla pes etmeyecektir.

...

Arya artık dayanamayacağı noktaya ramak kala Fatihle buluşmaya gidiyordu. Babası cebine üç kuruş para sıkıştırmış ve evden def etmişti onu yine. Kafeye giren Arya, bu kez morluklarını kapatmaya dahi tenezzül etmemişti. 

''Arya...'' diyerek kollarını açtı Fatih. Tam sarılacağı sırada kızın kollarındaki morlukları fark ederek duraksadı. ''Bu kadar kötü mü? Sarılamam değil mi? Canın acır mı?'' 

''Sarılma, acır.'' diyerek geçiştirdi Arya. Zaten temas etmek onun için acılarını hatırlatan bir durumdu. En güvendiği yerlerden vurulan Arya, temas etmeye korkan bir kadın olarak büyümüştü.

''Sana kahve aldım. En sevdiğinden. İç, iyi gelir.'' Fatih önündeki bardaklardan birini Aryaya uzatarak gülümsedi.

''Derdimin dermanı kahveymiş gibi yapayım bari yine. Sınava sadece bir ay kaldı Fatih.''

''Farkındayım. ne yapalım?'' Aryanın huzursuzluğunu geçiremeyeceğini anlayan Fatih, bu kez çözüm üretmeye çalışıyordu. Fakat nafile, Arya melankolik ruh halinden çıkacak gibi durmuyordu. Kolunda hala sızlayan morluklarla gezen bir kadın için, oldukça haklı bir tavırdı.

''Ben zaten kaybettim.''

''Daha hiçbir şeyi kaybetmedin.''

''Şu halimi görmüyor musun? Battım, bittim, dibi gördüm. Bu halde ders bile çalışamam.'' 

''Yorgunsun biliyorum fakat-'' Fatihin sözünü kesti, Arya.

''Morluklarımı kapatacak halim bile olmadı. İnsanlar bana nasıl bakıyorlar görüyor musun?''

İÇİNDE ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin