"beş"

262 40 28
                                    

riki:
pspsps
kahvalti yapildi mi??

jungwon:
sana da gunaydin
ilaclarimi icmek icin yaptim tabii ki

riki:
eger iyi hissetmiyorsan gelme bugun de
zaten raporun var
inat ettin gelicem diye

jungwon:
gelicem diyorum cocuk

riki:
tamam guzellik sakin ol

jungwon:
hikaruya guzellik de sen

riki:
😠
hayir

jungwon:
cokta umrumdaydi
😠

riki:
ya
boyle yapma uzuluyom

jungwon:
paylasamiyorum seni
bosver
evden cikicam simdiiii
okulda gorusuruzz

riki:
tamamdir gorusuruz

Telefonu cebime atıp son kez üzerimi kontrol ettikten sonra evden çıktım. Şimdiden şu Hikaru'yu görecek olma düşüncesi bile beni rahatsız ederken onunla karşılaştığımda ne yapacaktım?

Yine kendi kendimi yiyordum,Riki bana asla o gözle bakmıyordu,bakmazdı.

Yolda huysuz huysuz ilerlerken geç kalmamak için acele etmem gerektiğini fark etmiş,hızlanmıştım. Keşke saçma triplere girmeyip otobüse binseydim.

Okula geldiğimde dersin başlamasına az kaldığından Riki'nin sınıfına uğramamış,direkt sınıfa girmiştim. Bizimkiler her zamanki yerlerinde oturuyorken bende cam kenarında,Heeseung'ın yanında olan yerime oturmuştum.
Hepsi başıma üşüşmüştü anında.

"Geçmiş olsun prenses,bugün daha iyi misin?" Sunghoon elini alnıma koyup ateşimi ölçmüştü.

"Süperim." Diyip başımı sallarken aklıma gelen soruyu sormuştum;
"Şu Hikaru'yu sizde tanıyor musunuz?"

"Riki'nin sınıfına gelen şirin kızı diyorsun galiba?" Sunoo hemen kim olduğunu tahmin etmişti. Ama şirin falan değildi.

"Nesi şirinmiş,hah..."

"Tanıyor musun ki sen?"

"Tanımama gerek yok. Şirin değil." Jake verdiğim cevaba şaşırmış gibi görünüyordu. Normalde insanları tanımadan yargılanan biri değilimdir ama Hikaru sinirlerimi bozmuştu işte.

Jake; "İlk defa Won'u böyle önyargılı görüyorum." dediğinde herkes onaylamıştı. Hiç anlamıyorlardı beni. Hiç!

"Riki de ilk günden kızı övmeye başladı. Yok çok uyuyormuş zevkleri,kız çok güzelmiş,onun gibi japonmuş falan."

"Şimdi anlaşıldı bizimkinin kuyruk acısı." Heeseung'ın söylediği şeye herkes gülerken bende sinirle hepsine öldürücü bakışlar atıyordum.

"Tamam yeter bu kadar eğlendiğiniz,herkes yerine!"

Herkesi yerlerine oturttuktan sonra ders için hazırlanmış,o sırada başlayan ders ile de dikkatimi derse vermiştim.

Arada not alıyor,anlamadığım kısımlar için oflayıp pufluyor,Heeseung'dan anlatmasını rica ediyordum.

"Eğer bu konuyu eve gidince bana anlatmazsan Beomgyu ile yer değiştiririm ve bu dönem onunla oturmak zorunda kalırsın. Beni anlıyor musun? Her ders saçma sapan şeyler dinlersin,sende anlayamazsın bak konuları." Gibi bir ricada daha bulunmuştum.

𝘵𝘸𝘰 𝘣𝘦𝘴𝘵 𝘧𝘳𝘪𝘦𝘯𝘥𝘴 𝘪𝘯 𝘢 𝘳𝘰𝘰𝘮 :: 𝙬𝙤𝙣𝙠𝙞 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin