"İşte konuşma cesaretini gösterebilen biri"
Jennie ne olduğunu anlamayan gözlerle bir bana bir de az ileride ki adama bakıyordu. Şayet ben göz göze gelmeye cesaret edememiştim.Adam bundan rahatsız olmuş olmalı ki
"Ya cesursun Ya aptalsın!"
Jennie'e doğru geliyordu. Jennie nutku tutulmuş bir şekilde gözlerini kırpıştırıyor sarhoşluğun verdiği nahoşluk yüzünden okunuyordu.Adam parmak uçlarını Jennie'nin çenesine dayadı. Tae'nin hareketlendiğini hissediyordum.
"Hmm sanırım içki fazla kaçırılmış ne talihsizlik!"
Dalga geçerek kurduğu cümle ile bakışları kısa bir an bana döndü sonra tekrardan benimle göz göze geldi. Uzuvlarım gergin olduğumda uyuşurdu. Korkudan gözlerini çeken kişi ben olmuştum.
Aptal zombi filmlerindeki zombinin üzerine yürüyen salak baş karakter gibi sorgu sual yapıp bağırıp çağırmayacağımı fark edebilecek hem zekada hem de bilinçteydim.
Namluların ucunun kime döneceği belli değildi. Çenemde hissettiğim soğuk parmak uçlarıyla kafamı kaldırdım. Ama bakışlarım hala yerdeydi.
"Göz harelerini benimle birleştirmen için daha ne yapmalıyım?"
Oldukça yumuşak ses tonuyla kurduğu bu cümleye karşılık hızlı bir şekilde gözlerimizi birleştirip geri ayırdım. Bu adam neden tepemde dikiliyordu Tanrı aşkına!
"Efendim kaçmış !"
Duyduklarıyla çenemdeki parmaklarını çekmiş siyah ceketli korumanın yakasını tutması saniye sürmemişti.Az önce çeneme ufak ufak dokunan parmaklar şimdi birinin yakasını nefesini kesecek şekilde tutuyordu.
"Nereye kaçmış?"
"Bilmiyorum efendim"
Adam nefesi kesilerek son cümleyi kurduğunda gözlerini kapatmıştı. Bayıldığına inanmak istiyordum.Adamın bedeni ceset gibi ayaklarının dibinde biterken diğer korumalar titrek bakışlarla karşılarında ki bedene bakıyorlardı. Acaba sıra hangimizde der gibi
"Karşımda dikilmenizin amacı sizi de boğmamı istemeniz mi!"
Adamlar bir sürü gibi dağılırken Tae'ye baktım. Yutkunmuştu. Gözlerim Jennie'yi bulduğunda bayılmak üzere olduğunu fark etmiştim. Endişe ile ona bakarken Tae'e gitti gözlerim. O da şimdi endişe ile sevgilisine bakıyordu.
Çok geçmeden yanımdaki beden yere yığıldı.
"Ah bir oyuncu eksildi. Sanırım sen onun arkadaşı olmalısın!"
Soru sorar gibi baksada arkadaş olduğumuzu anlamaması için salak olması gerekiyordu. Kafamı salladım.
"O zaman sıra sana geçti değiş tokuş gibi düşün."
"Cesaret etmek zorunda kalman ne üzücü ama! "
Bir hamlede yanımda bitmişti. Elindeki silahı saniyelik elime tutuştururken ne olduğunu bile anlayamamıştım.
"Şimdi oyunumuz şu ,elindeki tetiği birine çekmenle ilk hamleni yapmış olacaksın. Gerisi gelecek zaten. Oyunu bilemene gerek yok yaşayarak öğreneceksin, tıpkı hayat gibi."
"Seç birini ve tetiği çek."
Gözlerim dolarken korkudan titriyordum. Buraya hangi lanet kararla gelmiştik. Adam ellerini koluma sararak Jennie'ye yönlendirdi.
"Bu mu?"
Tae'ye yönlendirdi
"Şu arkadaş mı?"
Az önce boğulan korumayı gösterdi.
"Yoksa şu aptal mı?"
"Neden yapayım bunu?"
Gözlerimden yaşlar firar ederken acizce titriyordum.
"Çünkü bir oyundayız ."
Psikopat gülümsemesi yüzünü kaplarken o tetiği çekmişti bile.Kimi vurduğuma bakamayacak kadar korkuyordum. Gözlerimi sımsıkı kapatırken aklımdan geçen düşünceler kulaklarımı uğuldatıyordu.
1 Aralık 2023

ŞİMDİ OKUDUĞUN
M a t
FanfictionDün gece bir kayıp vermiştik Sadece tek bir seçim hakkı Tüm hayatımızı altüst etti -rk