"Yani diyorsun ki her şey Joker'in planıydı?"
Bruce, Tim'in dediği şeye kafa sallayıp önündeki ekrana bakmaya devam etti. Tim ise kafası karışmış bir şekilde kahvesinden son yudumu alıp ayağa kalktı. Masanın öbür ucundaki maskesini alıp yüzüne yerleştirirken bir eline de batarang alıp Bruce'a uzattı. Bruce anlamadığını ifade eden gözlerle oğluna baktı.
"Baksana şu ipuçlara, her birinde bizimle oyun oynamak istediğini belirtmiş resmen. Bir sonraki patlamanın yerini tahmin etmemizi istiyor işte."
"Oyun oynamak istiyorsa, onu kendi kurallarımıza çekeceğiz."
"Hmhm, bunun için de üçüncü bölgeyi tamamen kolaçan etmeliyiz derim."
Bruce bir iki saniye oğlunun teorisini düşündü. Haklılık payı vardı. Yine de bu, oğlunun isteğini kabul etmesi için yeterli değildi.
"Sen gelmiyorsun."
Tim'in uzattığı batarangı iterek ayağa kalktı. Maskesini çıkarıp terlemiş saçlarını bir kez daha düzeltip maskeyi geri taktı. Tim anlamsızca arkadan ona bakıyordu.
"Nedenmiş o?"
"Bir hafta sonra sınavların başlıyor. Çalışsan iyi edersin, özellikle de vatandaşlığa."
Tim oldu olası sınavları çok iyi geçmişti ama Robin olarak hayata geri başladığından beri, en azından sınav haftasından önce ufak tekrarlar yapma zorundalığı olmuştu. Hafızası iyiydi ama tüm bu suç vakaları zihnini dolduruyordu.
...ha bir de oldu olası vatandaşlık sınavından kalmıştı.
"Hadi ama geleyim işte, yarın çalışmaya başlarım zaten."
"Bence sahneyi bana bırakma zamanın geldi, Drake."
Gelen sesle Bruce ve Tim arkalarına döndüler. Damian, Robin kostümünü giymiş, elinde maskesini tutuyordu. Keskin tebessümüyle onlara kararlılığını belli etmeye çalışıyor gibiydi. Gördüğü manzaradan memnun olmayan Tim, bir kaşını kaldırdı.
"Senin de sınavların yok mu be?"
"Var,"
Tim'e yaklaştı ve bir parmağıyla onu itti.
"ama senin gibi uzun vadede çalışmama gerek yok."
"Uzun vadede mi? Günlük ders çalışma saatin var lan senin?"
"Evet var ve böylece senin gibi son anda harıl harıl çalışmama gerek yok."
"Harıl harıl çalıştığımı kim söyl-"
"Yeter."
Bruce'un bıkmış ama bir o kadar da soğuk olan sesi, ikili arasındaki tartışmayı durdurdu. Aslında bu açık açık bir tehditti: Boş lakırtıyı kesin yoksa sonuçlarına katlanırsınız.
Ve emin olun, Bruce'un cezaları hiç katlanılabilir değildi.
"Tim, çalışma odana. Damian benimle gelebilir."
Damian'ın yüzündeki zafer gülümsemesi ve Tim'in yüzünü asmasıyla aralarındaki iletişim sona ermişti. Batman ve Robin, Batcave'i terk etti. Çalışmaya da hiç niyeti olmayan Tim, darlamaya insan arıyordu. Aklına gelen parlak fikirle üst kata, Jason'ın odasına, koştu.
Jason'ın odasına girdiğinde -beklediği gibi- Jason derli toplu yatağında kitap okuyordu. Hafif ritimde bir piyano ise ona eşlik ediyordu.
"Ne bokuma geldin yine?"
Jason'ın, Tim'in gelişinden ve o güzel kitap okuma seansını bozmasından pek hoşnut olduğu söylenemezdi.
"Seni darlamaya."
Bunları derken bir yandan da terlemiş kostümünü çıkartıyor ve Jason'ın kıyafetlerinden otlaklanıyordu. Jason bu olaya o kadar alışmıştı ki umursamadan kitabına devam etti. Tim bol giyinmeyi seviyordu ve her ne kadar bol kıyafetleri olsa da Jason'ınkiler bir ayrıydı onun için.
"Jaaaaayyyyy..!"
Giyinmeyi bitirdi ve Jason'ın üstüne atladı. Son kaldığı yere ayraç koyamadan kitabını düşüren Jason sinirle birkaç övgü(!) saydırdıktan sonra siyah saçlı çocuğu üstünden atabildi.
"Ne var ne?"
"Sıkıldııım..."
Sırtüstü yattığı yerden ayaklarını sallandırarak yavru köpek bakışı attı. Jason ise ona yargılayıcı bakışlarından bahşediyordu.
"Senin sınava çalışman gerekmiyor muydu?"
Waow, görünüşe bakılırsa sınav takvimini Tim hariç herkes baya iyi biliyordu.
"Yaniii evet ama..."
Gözlerini kaçırıp ensesini kaşıdı kendisine nazaran daha küçük olan çocuk.
"Ama hiç çalışasın yok, değil mi?"
Tim gülümseyerek kafasını salladı. Jason oflayarak şakaklarını ovuşturdu. Çocuğun yüzüne bakmadan aklına gelen ilk soruyu sordu.
"Bu mal Dick nerede, Wonder Woman aşkına?"
"Çok yoğun o bu sıra. Zaten kendini pek iyi hissetmiyormuş."
"Ne demek iyi hissetmiyormuş?"
"Bilmem, Wally ve Kaldur ile kavga etmiş sanırım. Bart öyle bir şeylerden bahsetti."
Jason duyduklarına baya şaşırmıştı. Dick genel olarak sorun odaklı değil de çözüm odaklı bir insan olmuştu. Tabii bu hiç kavga etmediği anlamına gelmiyordu ama genel olarak kavga çıkacağını anladığında Dick, özlü bir söz söyleyip ortamı terk ederdi. En yakın iki arkadaşıyla kavga etmiş olması... olağandışı denilebilir miydi?
"Ciddi misin sen?"
"Yalan söyleyecek halim mi var sence Jay?"
"E kalk bir soralım o zaman iyi miymiş nasılmış? Neden daha önce söylemedin ki salak."
Telaşla ayaklanan Jason yarı yolda Tim tarafından durduruldu.
"Çoktan denedim Bay Moral-Kaynağı-Jay-Jason, ama konuşmak istemediğini çok 'yumuşak' bir dille söyledi kendisi."
Jason omuz silkti.
"Klasik ergen Dick işte. Yürü, bunun ağzını yoklamadan bize rahat yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATBROS ON FIRE
FanfictionBATBROS ON FIIIIIREEEEE 《Tanıtım bölümünü okumadan başlamamanı rica ederim.》