*11*

66 12 11
                                    

Sadece 2 ay öncesine kadar bana ileride bir hayatımın olacağını söyleseler,gülemezdim bile.

Hiç bir şey hissetmez,mutlu olmazdım.

Tabiki hayal kurardım içten içe ama dışarıya yansıtmazdım.

7/24 izleneiğim kameraları bildiğimden hissetsem de hissetmesem de duygularımı yansıtmazdım.

Uzunca bir süre kapalı bir kutuda yaşamışken şimdi beni kapalı bir kutu olmak ile suçluyorlardı.

Niki son 1 haftadır sabah 7.50 de evden çıkıyor öğlen 15.50 de geri geliyordu.

Ben ise evde bazen Jake Hyungu arıyor bazen telefonumu araştırıyor bazen odamda kriz geçiriyor ama zamanımın çoğumda eski derslerimi tekrar ediyordum.

Okula başlayacaktım ancak bir kimliğim yoktu.

Koskocaman dünyaya bir ben sığamamıştım ya.

Herkes bana her şeyi en başından anlatmamı ve kimliğimi alıp okula gitmemi söylüyordu.

Hazır hissetmediğimi ve istemediğimi söylediğimde ise çocukluk yaptığımı söylüyorlardı.

Çocukluğu alınıp çöpe atılmış birisinin çocukluk yapması normal değil miydi ?

Okula gitmeyi çok istiyordum ama bazı şeyler beklemeliydi. Orada olan hiç bir şey basit değildi öyle dile gelmiyordu ki anlatsam.

Odamdan çıkmayıp kimseyle konuşmuyordum.

Niki ile olan konuşmamızdan sonra hayal olduğunu söyledikleri halüsinasyonlar gitmemiş lakin azalmışlardı.

Kendi kendime olan çığlıklarım ise asla azalmamış aksine artmıştı.

Sürekli ellerimde kan varmış gibi hissederken aniden kendimi tekrar o odada buluyor saçmalıyordum işte.

Tıklatılan kapım ile hafifçe yerimde sıçramış olsam da gir ya da girme demedim,kapı ise 2 saniye sonra açılmış kırmızı saçlarıyla oldukça dikkat çeken Jungwon gelmişti.

Elindeki tabağı masaya bırakarak yanımdaki boş sandalyeye oturmuş önümdeki kitaba hafifçe uzanmıştı.

Geçen hafta evde yaşanan kriz sorunu ile konuşmak istemesem de aklımda olan tek soruyu sordum.

"Defterimi buldun mu ?"

"Malessef."

Hafifçe başımı öne eğdiğim sırada Jungwon'un yüzündeki gülümseme ile elimde tuttuğu defteri farketmiştim.

Hafif bir gülümseme ile defterime uzanmışken defteri geri çekip uaklaştı.

"Önce konuşacağız."

Ne konuşacağını az çok tahmin edebilmek beni germişken ellerimdeki bandajlarla uğraşmaya başlamıştım.

"Sıkıca giyin bahçede konuşalım."

"Dışarısı soğuk ve parlak."

"Sadece odada kalıp hayatını heba etmene izin vermeyecek bir abiyim 10 dakikan var."

Beni dinlemeden odadan çıktığında derin bir nefesi dışarı vermiş ayaklarımı sürüyerek dolabımın önüne gitmiştim.

Kimseyle konuşmadam da onlar gelip konuşuyordu.

Jay Hyung moda ile ilgili konuşup durduğu için konuşurken kıyafetlerimi de takım takım ayırıp dizmişti.

Kalın bir eşofman altı ile bir sweatshirt giyindim.

Denek 07 -SUNKI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin