Bencil ve inatçı biri

21 3 9
                                    

Yine yanyana oturduklarında bu onlara sınıf arkadaşları gibi hissettiriyordu. Atsushi sessizliği bozmak istedi:

"Ee... Bugün geliyor musun?"

"Evet."

"Ee... Dünün nasıl geçti?"

"İyiydi. Senin?"

"Normal."

"Benim normal hayatımdan bahsettik de sen hiç ne yaptığınla ilgili konuşmuyorsun?"

"A... Haklısınız. Yani aslında pek bir şey yapmıyorum. Okula gidiyorum ve gazete-dergilere falan yazılar yazıyorum. Eğer boş zaman bulursam da yeni fikirler düşünmeye çalışıyorum tekrar kitap yazmak istersem diye. Aslında yazmak çok istiyorum ama şimdilik yeni bir fikrim yok. Yani aklıma fikir geliyor aslında kabataslak ama yazmaya gelince detaylandırılması gerekiyor ve daha çok düşünmem gerekiyor. Karakterleri ayrı dünyayı ayrı düşünmek gerekiyor, en sonunda da birleştirmek. Öbüründe hiç zorlanmamıştım... sanırım onda kendi hayatımdan alıntılar olduğu için. Ama sürekli aynı şeyi anlatamam sonuçta. Anlıyor musun?"

Atsushi anlatırken Akutagawa gülümsemesiyle onu dinliyordu. Onun konuşmasını dinlerken başka bir dünyada gibiydi. Sanki daha iyi bir dünya.

"Hmhm, ben de yazarım sonuçta. Ev arkadaşlarından bahsetsene."

"Ev arkadaşlarım... Onlarda okula gidiyorlar. Biri çok zeki ama zekasıyla para kazanamıyor. Ukala olduğundan normal çalışmayı da reddediyor. Sürekli abur cubur peşinde. Parayı zengin erkek arkadaşından buluyor. Öbürü biraz kaçık. Ama pamuk gibi bir kalbi var. Üniversiteyi nasıl kazandı emin değiliz yinede. Bugün onlarla tanışırsın!.."

"Biz tanışalı ne kadar oldu?"

"Bilmiyorum... Yine de aylardır tanışık gibiyiz değil mi?.."

"Evet... evet..."

"A... Bu arada telefon numaranı alabilir miyim?"

"Tabi ki. Başka nasıl evini bulabilirim?"

"Doğru!.."

Birbirlerinin telefon numaralarını aldılar ve bir süre sessizce oturdular.

"Durağım gelmiş."

"Görüşürüz!"

"Görüşürüz."

Akutagawa indiği anda telefonuna gelen mesaja baktı. Atsushi'dendi. Bir süre yazıştılar. İkisi de bundan şikayetçi değildi. Neden olsunlar ki?

Hava kararmaya başlamıştı. Yazın 7-8 de anca kararan hava 5'te kararmaya başlanmıştı. Kış gelmişti ve Akutagawa bundan memnundu. Terlemeyi ve vıcık vıcık havayı sevmiyordu. Kış onun cildini kurutsa da bu ona daha iyi geliyordu. Siyah boğazlısının üzerine siyah kabanını geçirdi ve evden çıktı. Atsushi'nin gönderdiği adrese gitti. En sonunda tek katlı bir eve gelmişti. Kapıyı çaldığında saat altıyı biraz geçiyordu. Burayı bulması vakit almıştı.

Kapı çalınca yerinden fırlayıp hızlıca kapıya doğru koşmaya başladı beyazlı. O kadar hızlı koşuyordu ki düşecekti az kalsın. Kapıyı açtığında çok heyecanlıydı.

"Hoşgeldin!... Zor oldu mu evi bulman? İlk sen geldin. İçeri gelsene dışarısı çok soğuk olsa gerek."

"Hoşbuldum."

Akutagawa içeri girdi. İçeride koltuğa yayılmış, uzun boylu, beyaz örgülü bir adamla birlikte; simsiyah saç ve yeşil göz kombosuyla tekli koltukta oturan bir adamla karşılaştı. Çok alakasız gözüküyorlardı. Hemen doğruldular ve Akutagawa'ya bakmaya başladılar.

cigarettes on his lips | shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin