5.Kaçış Yok

721 54 17
                                    

  Delicesine ağlıyordum. Herkes koşarak içeri girmeye başladı. İlk giren alby oldu. Gözleri o kadar açılmıştı ki bir an yuvasından çıkıp yere düşeceğini sandım.

    Hemen herkez tava ve Ben'e suçu attı.(Herhalde çok masum bir şekilde ağlamıştım hihi)

Alby;
-tava ve Ben siz ne yaptınız. BANA DERHAL AÇIKLAYIN!! HEMEENN!!!

    Herkes hala suçu onlara atıyordu. Ben ise korkudan susmuştum. Çünkü alby çok sinirliydi. Sesimi çıkarmadım acayip korkuyordum.

    Acaba bu işin sonu ne olacaktı? Benim yüzümden tava ve Ben zarar görecekti. Bunun olmasını istemiyordum. Hayır hayır olmamalıydı. AAAHHH kahretsin!!!

Alby;
-Minho, Tava ve Ben derhal toplanma yerine gidin. Sizi birdaha uyarmayacağım. DERHALL!! dedim sizeee!!!

    Noluyoooo bu adamın içinden şeytan çıkmıştı. O kadar titriyordum ki jeff gelip beni aralarından alıp tedavi ettiği yere götürdü.

Jeff;
-sen iyimisin birşeyin yok ya?

   Ben susmayı yeledim. Ne deseydim "jeff fitili ben mi ateşledim" (oysa gerçekler bundan ibaretti) acaba diğerlerinde ne oluyor du?

                              ***

Alby;
-Birisi çabuk olayı anlatsın yoksa sonunuzu ben seçmem!!!

Minho;
-ben tam yemek yemek için gitmiştim rose bana sataştı! Zaten yorgunum!

Ben;
-yalancı sen onun kalbini kırdın!

Minho;
-kes lan kahqe!

Ben;
-minho ben seni varya...

  Ben tam minhonun üstüne atlayacakken. Diğerleri geri çekti onları.

Alby;
-tava anlat çabuk sabrım azalıyor!

Tava;
-ben... Ben bilmiyorum. Asla tek kelime etmeyeceğim.

Alby;
-nE? Tava sen mi----

                                ***

Jeff;
-rose ben diğerlerinin yanına gitmem lazım senin için sorun olur mu?

    Hayır diye başımı salladım. (asıl onlara sorun olacaktı). Jeff aceleyle gitti. Benim ise göz yaşlarım bir akarsu gibi boşalmaya başladı. Delicesine ağladım. Herkez ve herşey gittikçe bok'a sarıyor du.

Tek çare vardı.

   O da kaçmaktı.
Ne yazık ki başka çare yoktu. Ben o labirente girecektim. Gerekirse kaçacak gerekirsede ölecektim.

    Artık kararımı vermiştim. Kimse beni bu isteğimden geri çeviremezdi.
Ve bu işin en iyi yanıysa herkez belli bir yerdeydi ve kaçtığımı göremezlerdi. Oh hayır labirentin kapanmasına çok az kalmıştı. Aceleyle labirentin kapısına doğru koştum. Kimseye çaktırmamam gerekiyordu. Yoksa kaçamazdım. Hayvan gibi koşmaya devam ediyordum.

   Vardı varacaktım ki yere kapaklandim. Koskoca labirentin kapısının önünde yerdeydim. Kapı açıkçası büyüleyiciydi koskocamandı. İtiraf ediyorum ki etkilenmiştim. Ayağa kalktım. Ve son kez kayrana bakmak için geri döndüm. Üzgündüm gidiyordum ve daha geleli iki gün olmuştu burada sevdiğim insanlar olmuştu. Ha birde tava ve Ben vardı. Onları o halde bıraktım. Bana yazıklar olsun. Ben tam bir hain'dim. Ne Thomas'tan burası hakkında bir bilgi öğrenmiştim ne de churkun hayali olan terfi işini yaptırmıştım.

    Bunlar akıma geldiği için ağlamaya başladım. Dudaklarım hiç olmadığı kadar bükülmüştü. Tam elimle göz yaşlarımı silerken labirentin kapısı büyük bir sesle kapanmaya başladı.    
   Ben o tarafa yöneldim ki gally, minho,alby ve tüm diğerleri oldukları yerden çıkmaya başladılar. Lanet olsun ya şimdi ya da HİÇ!!

    Gally ve diğerleri bana bağırmaya başladılar ancak nafile ben istediğimi yapacaktım. Bana yetişmek için koşmaya başladılar. Ben ise kapanan kapı ardından yavaş yavaş yürümeye başlamıştım bile. Artık bitmişti kapı kapanıyordu bana yetişmeleri imkansızdı. Ölümüme yürümeye devam ettim. Öleceğimi bile bile yürüyordum. Göz yaşlarım sel olmuştu.

   Son kez kapanan kapı ardından bakmak için döndüğümde minhonun bana yetişmesine çok az kaldığını gördüm.

    Beni yakalamasına asla izin vermeyecektim. Arkama dönüp hızla karanlığa doğru koşmaya başladım. Delicesine koştum. Kapının kapanma sesini duyana kadar koştum. Minho da peşimden girdimi diye hiçbir bilgim yoktu.(ama umarım içinde sıkışıp gebermiştir).

   Nefesim kesilmeye başlamıştı. Bu da demek oluyor du ki yavaşlamam lazım dı. Bir köşe görüp oraya gittim ve oturdum. Büyük çalılıklar vardı sanırım içlerine girmek daha güvenli olacaktı. Olası bir hayvan saldırısına karşı gizlenebilecektim. (minho hayvanın dan bahsediyorum)

   Yorgunluktan aldığım nefes bile bi tuhaf olmuştu.

-tak! tak! tak! tak!

   Bu neydi bişeyin ayak sesleri. Ancak yemin edebilirdim ki bu minhonun değildi. Yorgunluk+korku daha neler var acaba karşımda. Bu lanet olası ses bana yaklaşıyordu ve her attığı adımda ses daha da iğrenç geliyordu. Kulaklarım artık dayanamazdı buna. Bu kimse eğer benim buna el atmam gerekiyordu. Saklandığım yerden çıkıp.

-IIAAAHHH YETEER KULAKLARIM ACIYOR! KİMSİN SEN ALÇAAK!!!

Dedim...

Ve

Demez olaydım.....

   Her yere baktım ama o şey yoktu yoksa minhonun bir hayaleti falan mıydı? Off ne saçmalıyordum ki.

O sırada,

   Tam dibime iğrenç kusmuk gibi bişey düştü. Nutkum tutuldu kim bana havadan sıçardı ki. Başımı yavaşça kaldırdım.

-HIAAAAAAAAAAAAAAAAA!!!!

DEVAM EDECEMM... 
Yeni bölüm için oy sınırı: 6

   Beni belli başlı okuyucular  haricinde kimse oylamıyor😞

Labirent Minho İle<3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin