10. bölüm

9.9K 399 10
                                    

Sabah alarm çalmadan uyanıp kahvaltımı hazırlamak için mutfağa indim, hava daha sabahtan sıcaktı. Biraz yeşillik, lor ve çırpılmış yumurtayla sade kahvemi alıp masaya geçtim. Anneannem uyanmıştı ve banyodan sesler geliyordu.

Yüzü asık küçük kardeşimi gördüğümde yerimde doğruldum. Utangaç bir şekilde yere bakarak yanıma geldi ve sessizce oturdu.

"Ece, ne oldu abicim? Uykun mu kaçtı?"

Kafasını iki yana salladı, gözleri dolmuş, dudakları büzülmüştü.

"Rüya sandım abi, gerçekten. Kaçırdım biraz, anneannem kızar sandım. Toplamaya çalışırken gördü, korktum bende. Annem hep kızıyordu ya, anneannem yıkadı beni. Örtüleri makinaya atıyor, çok ayıp değil mi yaptığım?" Artık ağlamak üzere olan kardeşimi kollarımla sardım, iyice psikolojisi bozulmuştu anlaşılan.

"Abisinin prensesi, olur mu hiç öyle şey. Arada kazalar olur, daha küçüksün sen. Kızmaz anneannem sana hiç, zaten alez var yatakta, bir şey olmaz. Sakın üzülme bunun için, tamam mı güzelliğim benim?" Kafasını sallarken yumurtamdan bir çatal alıp ağzına atışını gülümseyerek izledim.

"Abi, bana da böyle yumurta yapar mısın?" Eksik dişleriyle hafifçe gülümsediğinde saçlarına öpücük kondurdum.

"Yaparım tabi kuzum, sen bekle sana da hazırlayayım." Kalkıp hemen aynı şekilde kardeşime de hazırladım.

Spora geç kalmak üzereydim, koşar adımlarla odama gidip geceden hazırladığım çantamı alıp evden çıktım.

Beni kapıda bekleyen kimse yoktu bugün, bende içeri tek başıma girdim. Konuşmalarını duyuyordum ama dinlemek istemeyerek yanlarına adımladım. Beni gördüklerinde yüzleri aydınlandı resmen.

"Paşammm, güzelliğim günaydın.." etrafıma dolanan kollarla gülümsedim.

İkisi de bana sarılıp boynuma sokulmuşlardı, kokuları içimi ısıtırken kollarımı bellerine sardım. İkisinin kokusu da harikaydı ama farklıydı da. Birisi portakalsa öbürü mandalinaydı sanki, turunçgiller gibi kokuyorlardı.

Gözlerim kapanmıştı, sevgiyle sarmalanmış hissediyordum. İçimden geldiği gibi ikisininde boyunlarına birer öpücük kondurdum. Donup kalan bedenlerine daha sıkı sarıldım, karşılık olarak iki adamın arasında tost olmuştum.

Mırıltılar çıkartarak boynumu defalarca öpmeleriyle arsız ve söz dinlemez bedenim harekete geçti. Dibime kadar giren Umut hissetmiş olmalı ki boynumdaki dudağını omzuma indirip sertçe emdi.

Başımı Utku'nun omzuna bırakıp zevkle inledim, kaç gündür doluydum. Onlarla ufakta olsa bir şeyler yaşamak istiyordum artık.

Utku'nun dudaklarına uzandığımda hızla yarı yolda karşıladı beni, tadıma varmak ister gibi sakin ama güçlü emişlerle öpüyordu.

Bir el belimdeki tişörtten içeri girdi, sıcak tenime dokunan parmaklar içimi alev gibi yakıyordu. Dilimi Utku'nun ağzına itip damağını yaladım, şortum yavaşça inerken dizlerimin titrediğini fark ettim.

Heyecandan gözlerimi bile açamıyor, kendimi ana bırakmış tadını çıkarıyordum. Ucu ıslanan aletimde bir el hissettim ve içime sert bir nefes çektim.

Beni keşfeder gibi nazikçe okşuyordu, her bir damarı parmağıyla takip ediyor, yukarı aşağı gidip geliyordu. Umut'un önümde diz çöktüğünü hissettiğimde nefesim kesildi, Utku arkama geçti.

"Paşa'm ağzıma almak istiyorum." Sulu gözlerine bakıp yutkunurken aynı zamanda başımla onayladım.

Kalçamda hissettiğim sertlik beni daha az düşünmeye, daha çok hissetmeye sevk ediyordu. Kendini bir kaç kez bana itince zevkle inledim.

Aletimin başında hissettiğim nefesle heyecanla kasıldım, ıslak dili beni boydan boya yalarken açılan ağzımdan ses bile çıkmamıştı. Utku başımı geriye çevirip dudaklarıma uzandı, dudaklarımız birleştiği an aletim ıslak ve sıcak bir ağız tarafından sarmalandı.

Utku'nun ağzına doğru dolu dolu inlerken bir elimi Umut'un saçlarına attım. İstemsizce kalçam hareket ediyordu ve ikisi de bu durumdan hoşnut olduklarını gösteren sesler çıkartıyorlardı.

Ne kadar sürdü bilmiyorum, sanırım zevkten zaman kavramını yitirdim. Sona yaklaşırken dudaklarımı fetheden öpüşten kurtarıp ağlarcasına inledim. Arkamdaki ve önümdeki hareketler hızlanırken zevk tüm vücudumu ele geçirdi ve titreyerek Umut'un ağzına geldim.

Yutkunma sesi soyunma odasında yankılanırken arkamda bir ıslaklık hissettim. Kısa süre sonra Umut ayağa kalktı ve ağzında çıkarttığı aletimin üstüne doğru inleyerek boşaldı.

Olduğum yerde dizlerimin üstüne çöküp başımı yere eğdim, nefesim o kadar düzensizdi ki başım dönüyordu. Dört adet kol etrafıma dolandı ve sıcak bir kucağa alındım, duşlara doğru ilerleyen bedenlerle bugünün burada bitmediği belli olmuştu.

iki artı bir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin