0.5

164 24 3
                                    

Jeon evi temizleyen hyunguna yardım edip hızlıca ortalığı toparladılar. Jimin gençlerle oturup oturmamada kararsızdı ondan şimdiden yiyeceklerini hazırlamaya karar verdi. Mutfağa geçip mısır patlatmaya başladı. Bu sırada ise Jeon, Yoon'u aradı. Yoon yolda olduğunu ve çok az yolunun kaldığını söyledi. Jeon onaylayıp telefonu kapattığında kendini koltuğa bıraktı.

"Jeongguk, ne zaman gelecekmiş şu arkadaşın?"

"Geliyor birazdan hyung. Sende bizimle oturacaksın değil mi?"

"Bilemiyorum. Nasıl biri olduğuna bağlı ve de keyfimin kafyasına."

Jeon kahkaha attı. "Bu demek ki yanımızda oturacaksın." Jeon yerinden kalkıp mutfağa geçti ve masaya oturdu.

"Nereden çıkardın oturacağımı?"

"Eminim oturacağına."

"Niyeymiş o?"

"Sen meraklı bir hyungsun. Çocuğu iyice inceleyeceksin ve asla yanımızdan kalkmayacaksın. Adım gibi eminim."

"Ne zaman yaptım ben ya? Senin arkadaşlarına karşı gayet saygılıyım ve sizi yalnız bırakırım bir kere!" Jimin sitem edercesine konuşmuştu ki bu Jeon'u daha da güldürmüştü.

"Hyung, bu dediğine kendin inandın mı?"

"Hayır." İkili büyük bir kahkaha patlattılar. Jimin gerçekten de meraklı biriydi. Hem meraklı oluşu hem de koruyucu bir yapısı olması Jeon'un etrafında dört dönmesine yol açıyordu. Jeongguk'un bundan rahatsız olduğu söylenemezdi. Arkadaşlarıyla iyi anlaşabilmesi aksine hoşuna gidiyordu.

Kısa sürede kapı çaldı. Jeon kapıya koşarak delikten baktı. Yoongi kapının deliğind gözünü yaslamıştı. Jeon bakar bakmaz aniden geri çekildi ve kapıyı açtı.

"Manyak mısın? Kapıdan ne görmeyi bekliyordun?" Jeon gülerek konuştuğunda Yoongi de gülerek cevapladı. "O güzel gözlerini yavrum."

Jeon tiksinircesine suratını ekşitti. "Facebook dayılarıyla konuşuyor gibi hissettim."

Yoongi gülerek konuştu. "Müstakil misiniz canim?"

Jeon da gülüp omzuna vurdu yavaşça. "Geç içeri eşek." Gülerek oturma odasına geçtiler ve ikisi de kendini karşılıklı koltuklara attılar.

Yoongi bir koku almıştı. Dikkat kesilerek derince nefes aldı. "Ne kokuyor?"

Jeongguk koku almamıştı. "Ne gibi?"

"Tanımlayamam ama ilk defa böyle bir koku alıyorum." Yoongi şaşırmıştı. Böylesine ferah ve temiz bir kokuyu ilk defa alıyordu. Kokunun kaynağının ona yaklaştığını fark ettiğinde gözlerini kapıya çevirdi. İçeriye giren koku kaynağı ise Jimin'di.

Yoongi'nin kafasından aşağıya sanki kaynar sular döküldü. Bu koku değildi... Bu bir feromondu ve Yoongi hayatında ilk defa bir Alfa'nın feromonunu tadıyordu ve bunun anlamını çok iyi biliyordu. Yoongi kafasını başka tarafa çevirdi ve düşünmemeye çalıştı.

Jimin orta sehpaya yiyecekleri getirip Yoongi'ye selam verdi. Yoongi ise oldukça çekingen şekilde selamına karşılık verdi.

Kısa bir sohbet döndükten sonra Jeon bardaklarına içkilerinden doldurdu. Jimin normalde çok alkol tüketmez, tükettirmezdi ancak bugün görmezden gelesi vardı. Uzun zamandır oldukça yoğun çalışıyordu ve bir eğlenceyi hakettiğini düşünüyordu.

Akşamları oldukça eğlenceli gidiyordu ve kahkahalar sokaklara taşıyordu resmen. Oldukça eğlenen üçlü kapının çalınmasıyla duraksadı. Jimin, Jeon'a döndü. "Tek kişi geleceğini söylemiştin diye hatırlıyorum."

"Öyleydi zaten. Birini beklemiyordun değil mi?"

Jimin kafasını sağa sola salladı. "Hayır."

Jimin kapıya bakmak için kalkacaktı ancak Yoongi'nin kafasını bacağında hissetti. Jeon'a baktı ve Yoongi'yi işaret etti. "Fazla sarhoş. Sen baksana."

Jungkook kafasını onaylarcasına salladı ve ayağa kalkıp kapıya ilerledi. Kapının deliğinden bakınca kimseyi göremedi. Yine de kapıyı açıp bakmayı düşündü.

Yavaşça kapıyı açtı. Kafasını dışarı uzattı ve etrafa baktı. Kimseler yoktu. Kapıyı kapatıp içeri geçecekken kapı tekrardan çaldı. Jeon sinirle tekrardan açtı ama sonuç aynıydı. Kapıyı sertçe kapattı ancak zil tekrar çaldı. Hızlıca kapıyı açıp bütün bedeniyle çıktı kapının önüne. Bu sefer bulmayı aklına koymuştu ki beline sarılan kollarla aniden dengesini şaşırdı. Sırtının duvarla birleştiğini hissettiğinde kafasını kaldırdı. Taehyung gözlerinin içine bakıyordu ve yüzleri oldukça yakındı.

"Taehyung..." Jeon fısıldarcasına konuştu gözlerinin içine bakarken. "Ne işin var burada?"

"Seni özledim." Taehyung derin ve etkileyici sesiyle konuştu. Yüzleri fazlasıyla yakındı ve birbirlerinin nefeslerini hisseder haldelerdi.

"Ama.." Jeon'un sesini kesmesini sağlayan şey tişörtünden içeri kayıp tenini okşayan soğuk parmaklardı.

"O artık yok güzelim. Daha önce söylemeliydim biliyorum ama beni bir dinleseydin."

"Neyi dinleyecektim ki?" Jeon hem sitemli hem de hüzünlü bir sesle konuştu.

"Çok mu kızdın bana?" Taehyung hafifçe eğilmiş, burnunu küçük olanın yanağına sürtmüştü.

"Hmhm." Jeon mırıldarcasına sesler çıkardı ve bu Alfanın fazlaca hoşuna gitti.

"Peki beni affedecek misin?" Omeganın dudaklarına değdirdi dudaklarını. Omeganın feromonları burnuna dolmaya başlamıştı. Kurdu fena cilve yapıyordu alfaya ve Jeon'un bundan haberi yoktu.

"Düşünmem lazım." Jeongguk'un nefesi kesiliyor olsa da ayakta durmaya çalışıyordu.

"Yapma."

"Neyi?"

"Kurdun bana cilve yapıyor ve.."

"Özür dilerim ben fark edemed-" Jeon'un sözünü kesen dudaklarındaki baskıydı. Taehyung'a karşılık vermesiyle iyice derinleşti öpüşmeleri. Taehyung elini sardığı incecik beli kendine çekti ve dudaklarından ayrıldığında bile dudaklarına bakarak konuştu omeganın.

"Aklıma giriyor o arsız kurdun ve her zerrenin beni hissetmesini sağlayasım geliyor omega."

....

Ay bölüm yazmayı unutuyom ben

Nasıl buldunuz bakalım? Şu ara daha sık bölüm yayınlamayı düşünüyorum (hope so)

Not: ufak bir bilgilendirme Yoongi'den omega diye bahsediyorum ancak olmayabilir :) Diğer bölümlerden birinde omegalar hakkında başka bir şey demişim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Not: ufak bir bilgilendirme Yoongi'den omega diye bahsediyorum ancak olmayabilir :) Diğer bölümlerden birinde omegalar hakkında başka bir şey demişim.

Don't Wanna Die -TaeKook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin