Episodio 13

133 12 16
                                        

Yorumlarınızı bekliyorum, hepsine de cevap vericem fakat sadece bölüm atıp kaçmalım zamanım varr.

Jimin, Yoongi, Jin ve Taehyung kapalı havada ağacın etrafında diğerlerini beklerken Jimin'in gözleri Yoongi ve Jindeydş. Yüzleri asıktı ve iki taraf da birbirlerinin burada olacağını bilmiyordu.

Gri gökyüzünde hava oldukça rüzgarlıyken Jungkook'un arabası durdu. Üstünde siyah uzun bir kaban ve içinde balıkçı yaka bir kazak vardı.

Yüzü beş karıştı kimseye bakmadan uçuruma doğru ilerlemişti. Jin ve Yoongi onun yanına ilerlerken kulak misafiri oldu Jimin.

"İstersen gidebilirsin. İyi değilsen Hoseok seni anlar." Jin'in arkadaşının omzuna koyduğu eliyle söyledikleri olumsuzca cevaplanmıştı. Yoongişansını denemezken Jimin'in gözleri ona gitti. Kendisine bakmamıştı bile.

Jungkook hissetmiş gibi arkasını dönerken yeşil gözlerle karşılaştı. Sakin ve soğukkanlı olması gerekti. Hızlanan nefeslerini kontrolde tutması gerekti. Gözlerini çekmedi yeşil gözlerden.

O sırada Namjoon'un arabasından inen Namjoon ve Hoseokla herkes ağacın oraya ilerlemişti. Jungkook adımlarını Jimin"in yanında götürdü.

Hoseok'un da ifadesiz yüzü Jimin'i mutsuz ediyordu. Birinin ölüm haberi verilecek gibiydi.

"Geldiğiniz için sağ olun. Jimin zaten anlamıştı ve ben benden duymanız gerektiğini düşündüm. Jungkook, Yoongi ve Jin ile eskiden tanıyorduk birbirimizi." Söyledikleri Taehyung ve Namjoonda şok etkisi yaratırken Jungkook başını yere eğdi.

Jin ile Yoongi'nin gözü ondaydı. Jungkook diğerlerine göre farklı bir deneyim yaşamıştı Bu deneyim onda yara bırakmıştı.

Hoseok devam etti.

"Yugyeom..."Hoseok'un adını söyleyip susmasıyla Yoongi ve Jin'in dolan gözleri dikkat çekti. Jungkook'un başı yere eğikti.

"Bir cafede tanışmıştık.Şapsaldı, durmadan konuşuyor bir şeyler anlatıyordu. İlk Jungkooktan bahsetti. Bundan 6 yıl önce. Doğduğundan beri beraber olduklarını anlattı, dakikalarca ondan konuştu önce. Beraber yaşadıklarınu anlattı, abim diyordu hep." Jimin'in gözleri Jungkook'un inip kalkan sırtına giderken Yoongi konuştu.

"Hoseok, Jungkook kötüleşir. Lütfen geç buraları." Jimin ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kafasını bile kaldırmamıştı siyah saçlı olan. O an haddini aşmak istemese de düşünmedi. Eli Jungkook'un çenesine giderken hafifçe kaldırmıştı. Sadece kendisi görebileceği kadar. Gözleri kıpkırmızıydı.

"Gitmek ister misin?" Söylediği kelimeler ile Jungkook'un yüzünü yumuşattı. Bir haftadır gerçeği öğrenmek istiyorken Jungkook gidelim dese gidebilecek durumdaydı.

Olumsuzca kafasını sallasa da sarı saçlı olanın belinden hafifçe çekti, yakınına getirdi.

"Jinden bahsetti, Yoongiden. O gün tanıştırdı beni onlarla. 3 yıl boyunca dördümüz beraberdik. Nişanlıydık, evlenmek üzereydik. Ayrı eve taşınmıştık." Hoseok'un gözler ortadaydı. Kimseye bakmıyordu. Tek nefeste anlatabildiği kadarını anlatacaktı.

"23 Eylül. Gerçekten pek bir şey hatırlamıyorum. Jungkook'un beni arayışı ağlayarak bağırışını hatırlıyorum. Nefes almıyor, lütfen diyordu. Etraftan siren sesleri geliyordu."

"Hoseok, yapma." Jin uyardı bu sefer. Ne Hoseok'a söyleyecek bir sözleri vardı. Anlatmak en büyük hakkıydı fakat Jungkook korkutuyordu onları.

"Anlatmamı istemediniz mi? Buraya geleyim diye her sene beni rahatsız etmediniz mi? Tekrar tekrar hatırlatmadınız mı? Ben hatırlatınca mı kötü oldum?" Hoseok'un yüksek sesi ile Jungkook tekrar kafasını kaldırdı.

coney islandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin