Episodio 15

90 11 5
                                        

Elleri cebinde yağan yağmurda arkadaşının evine ilerliyordu. Arabasını almamıştı, öylece yürümek istemişti.

Birkaç dakika önce kendisine yapan konuşma kafasını tırmalamıştı. Jimin narindi. Çok düşünürdü, ağzından çıkan her kelime saygılı çıkardı, mantıklı çıkardı.

Kendisine sert gelene sert gitmezdi çoğu zaman.

Az önce okuldan çıkarken karşılaştığı müdür yardımcısının kendisini övmesini ise sadece dinlemişti. Kafasındaki sesin vücut bulmuş haliydi.

Bir konuşmasıysa aklında en çok parlayandı.

Ne zannetiniz Bay Park? Sizi çok sevecek beni unutacak mı? O her zaman benimle dünyaları buldu, çok eğlendik biz. Evlenmeyi bekliyorduk, beni sanki dünyada en narin ve tek çiçekmişim ve koruması gerekmiş gibi koruyordu. Gözlerinin parlayışını hiç gördün mü? Ben gördüm. O çok soğuk dediğiniz hayran olduğunuz yazar benimle sabahlara kadar güldü. Ve o bunları asla unutmaz. Onun için bir kerelikti bu ve bitti. Zorluyorsun, uyarıyorum seni. Üzüleceksin, başka birine aşık bir adamı sevemezsin, o da seni sevemez. Aklının dernliklerinde bunu umduğunu biliyorum.

Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun sesinden telefonunu duymazken arkadaşının evine gelmek üzere olduğunu biliyordu. Derin bir nefes alarak elini dizlerine koydu, soluklandı.

O anda duymayı beklemediği yüksek sesle korkmuştu.

"Jimin!" Birkaç saniye sonra kolundan tutulduğu gibi bir yere çekilmişti. Gözleri Jungkook'a giderken Jungkook'un kaşları çatık anlamaya çalışıyordu.

"Bu halin ne? Sırılsıklam olmuşsun. Çok hasta olacaksın. Neden ıslanıyorsun?" Jungkook onu yağmurun gelmediği bir yere ilerletirken cevap vermemişti.

Yeşil gözler bedenin etrafındaki kollara sahip adamı izlerken gerçekten hissediyordu.

Başka birine aşıktı, başka birini özlüyordu, başka birisini düşlüyordu.

"Jimin, sana diyorum." Yağmurun sesinden dolayı bağıran adamla kendine geldi.

"Yürümek istedim." Jungkook onu Hoseok'un apartmanının girişine ilerletirken konuştu.

"Bu yağmurda mı? Çok hasta olacaksın. Neyin var senin?" Yeşil gözlü olan sadece kafasını olumsuzca sallamıştı.

Sanki kendisi sessiz kaldıkça herkes hayatına müdahale ediyor gibiydi.

İnsanların sorularını atlattıktan sonra girdiği evdede balkonda aynı konuşmayla karşılaştı.

Gözleri içeride  Namjoonla bir şeyler konuşan Jungkooktayken balkonda konu bir anda kendisine dönmüştü.

"Yanlış yapıyorsun Jimin." Hoseok konuşurken Jin konuşmayı saniyesinde anlamıştı.

Jimin'in yeşil gözleri ona gitti.

"Ne yapmışım da yanlış yapıyorum?" Jimin sıkılmıştı artık.

"Erken karar veriyorsun Hoseok, onu korkutma." Jin Hoseok'u uyarırken Taehyung da konuşmaya çevirmişti gözlerni.

"Başka birini seviyor Jungkook. Herkes bunu anlayabilir. Mutsuz olan Jimin olacak." Kendi hayatıyla ilgili bu kadar açık konuşulmasından nefret ediyordu.

"Jungkook Sheila'yı sevmiyor, Jimin gerçekten böyle bir şey olsa arkadaşımızı biz tanıyoruz. Atlatmaya çalışıyor, kolay şeyler yaşanmadı. Farklısın, sana farklı davranıyor. " Jin'in kendisine dönmesiyle gerçekten nefes alamamaya başlamıştı.

Hiçbir şey olanmışken bir şey olacakmışçasına böyle konuşamazlardı. Sheila Jungkook ve Jimin'i haberlerde görmüştü, okulda da görmüştü. Jungkook'un eski nişanlısı olarak o şekilde çıkışmakta haklı sebepleri de olabilirdi fakat şuanda arkadaşları toplanıp bunu onun önünde tartışamazdı.

coney islandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin