Olayın üstünden 3 yıl geçmişti. Annem ve babam boşanmış ve biz üç kardeşz annemle beraber o gün tatile gittiğimiz kasabaya yerlesmistik. Bu aptal köy olmasa o günkü kavga hiç var olmayacaktı.
Anneannem ve dedemin bize baya yardımı dokunmustu. Bizi hemen okula yazdırıp, kiralık ev ve eşya bulmuşlardı. Her şey bir ayda ayarlanmisti ve biz eve yerleşmiştik. Olayları bu 3 yılın ardından yeni yeni atlatmaya baslamistik.
Okulum biteli bir yıl oluyordu. Markette çalışıyor ve hala bu kasabanın ilginç insanlarına alışmaya çalışıyordum. Abime nazaran daha sosyal ve uyumlu bir insandım aslında. Fakat üç yıl öncesine kadar.
Zindanlarda gibiydim. Ev, iş, arkadaşlar, aile. Hepsi birer zindandi benim için. Pişmanlığım yoğundu, içten içe çürümeye yüz tutmuş ev gibiydim
Kendimdeki bu değişiklikleri fark etmem fazla zamanımı almamisti
İş çıkışı eve yakın bir parkta oturmuş deli gibi sigara içiyordum. Ciğerlerim soba borusuna dönmüştü ve epey halsiz hissediyordum. Hayatı ve yasadiklarimi düşündüğüm standart bir gunumdu. İş yorgunlugundan olsa gerek, kalkacak halim yoktu.
Telefon seslerinden nefret ediyordum, bu sebeple telefonum hep sessizdeydi. Ekranın patlamasından anladım ki telefonum çalıyordu. Dostum Melike arıyordu. Bu kızla yaşadığımız saçmalıklar paraleldi. Bu kasabada edindiğim tek dostum bu kız diye dusundum. Yine de her şeye faydası olmuyordu.
"Aloo ne yapıyorsun Serenay?"
"İyiyim yavrum, oturuyorum parkta"
"İyi, sana bazı haberlerim var..."
Güzel bir haber umdum. Ama emin oldugum bir şey varsa da felaket tellalı arkadaşımın ağzından iyi bir sözcük dokulmezdi
"İyi bir şey söyle, sasirt beni Melike"
Tatlı sesi beni rahatlamıştı
"Gayet iyi bir şey. Bu haftasonu Kütahyaya tasiniyorum!"
Bu gerçekten iyi bir haberdi. Bu aptal kasabanın bokunda benden fazla surunmustu ve nihayet kurtuluyordu
"Aa süper! Ee nasil hissediyorsun?"
"Valla o kadar da süper gelmiyor bana. Yarım hissediyorum. Akşam gel bana çay demleriz."
"Eve ugrayayim once. Gelirim."
Kısa kesip telefonu kapattık. Bir önce kalkıp yol almak istedim. Hiç halim yoktu ve başım dönüyordu. O an bir sigara daha yakmak daha kolayıma geldi.
Parkta akşam saatleriydi, çoluk çocuk epey kalabalıktı. Gözüm bir tanıdığa takıldı. O da beni fark edince yanına geldi.
"Serenay napiyorsun ya?"
Yerimden kalkmadan elini sıktim
"İyiyim abi, seni sormalı. İşler nasıl gidiyor?"
Sigara içtiğimi gorunce bir sigara da kendi yakıp yanıma, banka oturdu.
"Bildiğin gibi işte. Pastane, cafe kosusturuyoruz. Bu aralar eleman eksiğimiz var. Melike ne yapıyor?"
Gülümsedim. "Bilmem, istiyorsan ara bir sor. Zor zamanında bırakmaz seni"
Başını salladi. " Bilirim. Canını sıktık biraz ama herhalde gelir. İkiniz de aklimdasiniz bu aralar, tekrar çalışmayı düşünür müsünüz?"
Eski isyerim Lale kafenin sahibi, çalışanlarıyla yakın patronum Furkan abiydi bu.
"Valla abi ben yeni işe girdim. Bir ay falan oluyor. İş cikislari fırsatım olursa çalışırım yine saatlere göre paslaşiriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZALİM
Misteri / ThrillerKabuğumu kırıp ufka yol almayi beklediğim bir an var. yaşanabilecek her şeyi yaşamış olmalıyım. bir baglantim kalmadı artık. gideyim, tanrım lütfen gideyim artık şu zalim yerden... __ kurguda yok yok. epey yazım yanlışı, argo, cinsellik ve maalesef...