Bölüm müziği/aşıklar şehri,yetemedim,ateşe düştüm,geçme artık sokağından,derinlerde,pembe mezarlık, dip, ah canım sevgilim, dağılma ben de özledim
Gözlerimdeki yaşlar arıyorken direksiyona vurdum ellerimle yeter yeter nerdesin dedim ağlayarak. Arabayı durdurdum ve gözlerimden yaşlar akarken ona aşık olduğumu ve onun burda olduğunu hissetmekle arkama baktım ama hiçkimse yoktu bu deliliğimi herkim görse kalkıp bana deli diyeceğini hissettim. Efe bana kötülük yapmıştı ama ben hayla onu özlüyordum nedense Gözlerimdeki yaşı sildim ama birçocuğun arabama bıraktığı notu gördüm ve çocuğa dur dedim ama koştu. Mektubu okudum ve yazıyorduki.
Sen nerdesin gözlerim,sen benim sevgim,sen benim gönlüm bak beni özlemişsin, bak bana hayla aşıksın. Mektubu elimdeyken etrafıma baktım ve dedimki.
- herkimsen beni seviyorsan ortaya çık.
- hekimsen beni sevmiyorsan çıkma. Dedim ama sadece bir ses geldi. Unutma bana inanmadın unutma seninde çekmen gereken acılar var dedi. Gözlerimden yaşlar geldi ve tekrardan nazik bir sesle ağzımdan ne söylemem gerekiyorsa onu söyledim.
- sen kimsin lütfen çık. Bunları söyledim ve gözlerimdeki yaşlar fazla olmadan arabaya bindim ve hıçkırarak ağladım ve direksiyona vurdum ağlayarak. Arabayı sürmeye başladım,ağlayarak evin önünde durdum. Anne'min yanına vardımda gözlerimdeki yaşı sildim odama çıktım ve hatıralar kutusunu açtım,içindeki ilk baştaki kolye'yi görünce elime aldım. Çok güzel bir çiçek vardı ucunda onu tekrardan yerine koydum da sınav kopyası geçmişti zümra'ben ve sınıfa yeni gelen efe ve Ozan kopyası. Ağlayarak yerine bıraktım ve kutuyu kapatıp,anne'min yanına geçmek için ayağa kalktım da yatağımın altında ki boşlukta birsürü eşyanın olduğunu gördümde merakla yatağımın alt kısmında ki boşluktan aldım ve bir basketbol topu,günlüğüm,satranç oyunu,ve birkaç fotoğraf basketbol topu, bizim okuldan kaçtıktan sonra geldiğimiz bir yer vardı herkes kendi toplarını getirirdi ve o gün efe savcı kendi topunu bana vermişti bende ona kendi topumu vermiştim. Satranç takımı ise benle zümra'nın sık oynadığı bir oyundu, fotoğraflar ise benle zümra'nın fotoğraflarıydı ağlayarak geri yerine bıraktım ama günlüğümü tek bırakmadım elime aldımda ise ilk kısımda dördümüzüm olduğu bir fotoğrafı yapıştırmıştım, ağlayarak ilk sayfasını okudum.
BU DÖRTLÜNÜN HAYALLERİ
Efe= Hayalim bir basketbolcu olmak
Zümra= Hayalim bir doktur olmak
Mihra= Hayalim bir komser yada savcı
Ozan= Hayalim bir doktor olmak
BU DÖRTLÜNÜN DERDİ
Efe= 1 Hafta sonra taşınmamız🥺
Zümra= Kedim biterimin hastalanması
Mihra= sınıftan kaçtığım için anne terliği yemem
Ozan= bilgisayarımın bozulması
Gözlerimdeki yaşlar ile gülmüştüm defteri kappattım ve çekmecemin içine koydum. Ve içeriden çıktım ve kapıyı kappatım. Gözlerimdeki yaşları silmeye çalıştım ama daha çok ağladım. Nefes alamadım bir an gözlerimi kappatım. Ve gözlerimdeki yaşları yavaşça sildim. Salona geçtim de anne'm kızım iyimisin gözlerin şiş halde. Dediğinde hemen iyim anne'm dedim ve koltukta oturdum gözlerimde ki yaşlar sonunda durmuştu. Elime telefonumu aldım ve telefonumu açtım. Yine birsürü mesaj ve arama vardı oflayarak mesajlar kısmına girdim nehir yine mesaj atmıştı. Mesajını okumaya başladım...
- Mihraaaaa istanbula gelicekmisin?
- Daha karar vermedim nehir beni arayıp durma. Yazdım ama istemeyerek yazmıştım bu mesajı kafamı telefonumdan kaldırdım çünkü kapı çalmıştı ayağa kalktım ve ilerledim. Kapıyı açtım da karşımda küçücük bir çocuk vardı. Ona baktım ve dedim ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ OYUN
De TodoKanli bir davanın ortasında Buldum kendimi. Mücadele etmek Zordu, cesetler ve kanlar vardı sadece. O gece sadece ölüm gibiydi Korku bedenime teker teker işlemiş gibiydi. Korku vardı sadece, en saf haliyle Ve sadece ölüm Sadece ölüm Ben mihra...