Resimdeki Tek Renk

36 6 32
                                    

Selamlar.

Wanna be your slave dinliyorum .Çok şey etmeyin...

Girdiğim sokakta kimsecikler yoktu. Temkinli adımlarla ilerliyordum. Üstümdeki çatıdan bir tıkırtı duydum ve binanın yanına sindim.

Önüme atlayan palyaçoyla gülümsedim.

''Selam kedicik.''

Arkasını döndüğünde silahımı yüzüne doğrulttum.

''Sana da selam kara civciv.''

Civcivlerden nefret ederim. Gereksiz varlıklar. Küçük ve korunmaya ihtiyaç duyarlar.

''Civcivler bi tarafına girsin.'' diye fısıldadım.

''Civcivler yapamaz ama belki kedicikler bunu yapabilir.''

''Konuş konuş. Evime gidelim ben seni susturacağım.''

Yakasını tuttum. Hala gülmesi sinirlerimi bozuyordu. Bir kaç kişi pencerelerini açmış bu tarafa bakıyordu. Bir elimde silah, diğer elimde büyük kediciğin ensesini tutarak sokağı geçtim.

''Eee eve gidince ne yapacağız?'' dedi neredeyse vardığımızda.

Aklıma beyaz ve güzel yüzüne keskin bıçağımla resim yapabileceğim geldiğinde mutluluğum dışarı taşmış olacak ki

''Neden sırıtıyorsun dedektif? Anlaşılan güzel fikirlerin var.''

''Oldukça güzeller.'' dedim ima ettiği şeye karşın.

Evin kapısını açarken kaçmaya çalışmadı. Onun yerine kapıyı açışımı izledi.

"Geç bakalım palyaço."

"Emredersiniz dedektif."

İçeri doğru ittirdim. Merdivenlere ilerledik ama beklemediğim bir şey yaptı. Girişin çaprazındaki merdivenden indirirken aniden kolumu tuttu. Boynundaki ellerimi daha da bastırdım ve silahı beline dayadığımda konuştum.

"Siz kedicikler baya oyunbozansınız. Hm değil mi?"

Ardından silahı tutan elimi ters çevirdi. Sırtımı duvarla sert bir şekilde buluşturduğunda acıyla inledim. Eminim ki morarmıştı.

"Öyleyizdir. Peki dedektifler evinin alt katına neden bir palyaço atar. Yoksa? "

Son harfi uzattığında kıkırdadım.

"Onları yemek için tabi ki."

Kolumdaki elini kavradım ve sertçe ittirdim. Bu sefer onun sırtı duvardaydı.

Cebimden çıkardığım çakıyı aydan daha beyaz olan boynunda gezdirdim. Yüzünde silmesine rağmen biraz boya kalmıştı.

"Biliyor musun, küçüklüğümden beri insanların sirklerde yüzlerini neden boyadığını merak etmişimdir."

"Öğrenebildin mi peki? "

"Evet senin sayende."

"Eee neymiş sebebi?"

"Kirli zihinlerini ve acımasızlıklarını gizlemekmiş."

Hm dedi sadece ve devam etti.

"O zaman cezalandır beni dedektif. Nasıl olsa sonrasında senin canın yanacak."

Kolunu sertçe kavradım ve aşşağı doğru ittim. Odanın ortasındaki sandalyeye oturmasını işaret ettim. Kafasını eğip:

"Emredersiniz dedektif." dedi ve oturdu.

Arkasına geçtiğimde ellerini bağladım. Yakınındayken hafif bir vanilya kokusu aldığımda ruhumun temizlendiğini hissettim. Kokunun ruhuma dokunduğunu.

"Vanilya hm? Güzel tercih. Söyle bakalım kedicik, adın ne?"

"Sen bana kedicik de. Adım çok da güzel değil." dedi sırıtarak. Sinir bozucu.

"Bahaneler. Bahaneler ve bahaneler. İnsanlar sevmedikleri ya da işine gelmeyen durumlarda arkalarına saklanmayı çok seviyorlar."

Kulaklığımı uzun ve siyah masadan alıp taktım. Güzel bir phonk açtığımda beynimin ağır seslerde erimesi uzun sürmedi.

Karşımdaki bağlı bedenin karşısına geçtiğimde ayağımdaki kalın ve uzun botumla bacağına bastım.

Bir şeyler söyledi fakat kulağımdaki müzik dışında bir şey duymadım.

Kafasını geriye yatırdığımda elimdeki çakıyı boğazında gezdirdim. Karşımdaki görüntü beni mest ettiğinde durdum.

"Resim yapıyorum ve tek renk kırmızı kedicik. Adını söylersen belki sana yardımcı olabilirim."

"Kara civciv. Bana resim yapman hoşuma gidiyor. Ama başka bir sebepten dolayı sana adımı söyleyeceğim. İleride anlayacaksın."

"Hm hm aynen."

"Adım Min Yoongi"

"Yoongi. Çok da kötü değil be kedicik. Marka ismi gibi."

Söylediğim şeyle kahkahası odayı doldurduğunda gülümsedim. Kenardan bir sandalye çektim. Cebimden sigara paketimi çıkarttım ve bir tanesini yaktım.

İçime çektiğimde bana normalden değişik bakan Yoongi ile karşılaşmayı beklemiyordum.

"Ben sıkıldım. Bana da ver bir tane."

"Olmaz. Henüz ölemezsin."

Oturduğum sandalyeden kalktım ve karşımdaki bedenin gözlerini büyütmesine sebep oldum.

Kucağına oturduğumda gülümsedim.
"Ne oldu kedicik, yoksa ilk defa mı bir civcivin kediciğin kucağına oturduğunu gördün?"

"Sen de daha öncesinde görmedin. İnan bana hoşuma gitti."

"Kim demiş ilk kediciğimin sen olduğunu?" dediğimde dudaklarını yalandan büzdü.

"Aaa bu üzdü."

Ardından sigaramdan bir nefes çektim. Duman hala ağzımdayken karşımda aydan daha beyaz olan adamın kiraz dudaklarına dudaklarımı değdirdim.

İçimdeki dumanın tadına baktırdığımda kafasını geriye attı.

"Ah, beni deli ediyorsun." diue fısıldadı.

"Evet. Vardır öyle etkilerim." Kucağından kalktığımda sordu.

"Ee hep burada mı kalacağım? Biliyorum bana vuruldun ama hep burada kalamam."

Söylediğiyle gülmem bir olmuştu.
"Evet sana çok aşığım. Lütfen benimle evlen bebeğim."

Saçmaladım sanki birazcık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saçmaladım sanki birazcık.

Neyse bay

Bide güven duygumu tekrar kazandıran biri var. Ona burdan teşekkür ediyore.

Bölüm sonlarına doğlu 3d dinledim. Çaktırmayın...

SECRET CİRCUS (YOONMİN) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin