Bölüm 4: Gerçekten Evli Çift Kavgaları

2.8K 53 1
                                    

Sessiz geçen yolun yarısında yağmur yağmaya başladı. Yağmurdan hoşlanmasam da sokak lambalarının ışığında düşen damları izlemeyi seviyordum. Yağmur almayan bir yerde olduğum sürece. Araba garaja girdiğinde sakinleşmiş sayılırdım. Şoförün kapıyı açmasını beklemeden araçtan indim.

Hızlı adımlarla garajdan hole ve oradan da yatak odasına geçtim. Üzerimdekileri ebeveyn banyosuna ilerlerken çıkararak etrafta bıraktım. Banyonun kapısını kilitleyip kendimi hızlı bir duşla rahatlattım. Saçlarımı kurutup çıplak bir şekilde banyodan çıktım. Giyinme odasına girdiğimde Jensen üzerine pijama giyiyordu. Gözleri kısa bir an bedenimde dolaşsa da kendini dışarı çıkmaya zorladı. Hiçbir şansı olmadığını biliyor olması güzeldi.

Üzerime Victoria's Secret marka bir çamaşır takımı giyinip odaya döndüm. Giyinme odasından çıkmadan yanıma aldığım lastik tokayla saçımı toplarken kapıya yöneldim. Misafir yatak odasında uyumayı planlıyordum.

Evde uyuduğum –çoğu zaman tek gecelik ilişkilerin bana sunduğu yataklarda uyurdum- zamanlarda Jensen'la aynı yatakta yatardık çünkü seks yapmış olurduk. Ancak bu gece evde uyuyordum ve seks yapmamıştık. Ayrıca tutumuna hâlâ sinirliydim. Aynı yatakta yatmamıza hiç gerek yoktu.

"Eugenia?" diye seslendi Jensen.

"Ne?"

"Burada yatmayacakmışsın gibi bir his uyandırdın."

"Hissine inan."

Kaşları çatıldı. "Neden?"

Kaşlarım onunkileri taklit etti. "Bu gece salağı mı oynamak istiyorsun, beni çileden çıkarmak mı?" dedim. "Söylediği lafa rağmen alttan almamı istedin ve seninle seks sonrası yorgunluk olmadan aynı yatakta yatmamı mı bekliyorsun?" 

Haylazca gülümsedi. "Seks yapalım, böylece yorgunluğun da olur."

"Kendini becer." dediğimde sesim nefes kesici bir keskinlikle çıkmıştı. Kapı kolunu çevirdim, kapıyı hızlı bir hareketle açtım. Odadan çıkıp koridor boyunca yürüyüp misafir yatak odasına girdim.

Odadaki yatağa girdiğimde kendimi anlamsız bir boşlukta hissettim. Uzun zamandır yalnız uyumuyordum. Tanıdığım ya da tanımadığım erkekler yanımda uyuyor oluyordu –hafif bir uyku problemim olduğundan erkekler benden önce uyurdu ve eğer horlayan tiplerse bunu önceden fark etmemi sağlıyorlardı-. Kendimi garip bir şekilde yalnız hissettim. Bu da beni akşamı düşünmeye itti. Olanlara bakılırsa abartılı tepkiler vermiştim. Annem ve Pamela iyi günlerindeydiler. Ama bugüne kadar içimde birikenler gün yüzüne çıkmak istemişti ve onları tutmaya yetecek irade ve neden kalmamıştı. Her zaman sineye çeken taraf ben olmuştum. Gerçi Pamela'nın son sözleri kesinlikle kişiliğime saygısızlıktı ve özür dileyene dek onun katıldığı aile toplantılarına katılmayacaktım. Uzun süre özür dileyeceğini düşünmediğimden bu bana biraz mola sağlayacaktı. Böylelikle sonraki rauntlara daha zinde çıkabilecektim.

Kendimi uyumaya zorlayarak yatakta döndüm ve bacaklarımı karnıma doğru çektim. Gözlerimi kapalı tutmaya zorladım ama uyuyamadığımı kabul etmem gerekiyordu. Komodine koyduğum telefonumun orta tuşuna bastığımda saatin 01.34 olduğunu gördüm. Mutfağa inip bir kadeh şarap içebilirdim.

Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve çıplak ayaklarımın parkede çıkardığı çıp sesleriyle odadan çıktım. Merdivenleri hızla inip mutfağa ilerliyordum ki salonun ışığının açık olduğunu gördüm. Kapısı olmayan odanın önünde, antrede, bir an duraksadım. Jensen başını kaldırıp benimle göz göze geldi. Elindeki viski bardağını gördüm. O uyuyamadığında viski içerdi. Bay Her Zaman Eugenia Durumu Kurtarmalı'nın derdi neydi de uyuyamıyordu?

Mantık EvliliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin