FİNAL

117 7 1
                                    

"bana bu kadarı yeter de artar bile."
Min:gideceğimiz yeri görünce hâlâ böyle diyebilecek misin merak ediyorum.
"nereye gidiyoruz"
Min:gittiğimiz zaman görürsün
"işin içinde de hep bir gizem var ayh"

Bir kaç saat Min'nin ağzından laf almaya çalıştım, ama başarısız oldum. En sonunda pes ettim.
Ben yaklaşık bir saattir balkonda müzik dinliyordum zaman geçsin diye ama beyefendi içeride saçma sapan şeyler yapıp kardeşi ve Özlem'le eğleniyordu.

Ben tekrar müziğe kendime kaptırmıştım ki Min geldi.
"hazırlan gidiyoruz"
"cidden mi? Sonunda. "

Hemen odaya koştum. Odaya girdiğimde hazırlanmakta olan Özlem vardı. Bana pis pis sırıtıyordu, bense ona 'amıcın ne?' dermiş gibi bakıyordum. Sonra çantasını aldı ve çıkarken koluma vurup dışarı çıktı.
Delirdi kessin delirdi.

Ben hazırlandığımda herkes hazır kapının önünde beni bekliyordu.
HW:nereye gideceğimizi en çok merak eden sensin ama en uzun hazırlananda sensin tch tch tch.
Ona sadece dil uzattım. Ve Özleme de dil uzatıp koluna vurdum.
Min:amacınız ne?
"düşüncelerimin tercümanı falan mısın sen? Eğer öyleysen maaşını iyi vericem"
Özlem:hadi gidelim artık.

Hep beraber yola koyulduk.
Geçen her saniye merakım daha da çok artıyordu.

En sonunda araba durdu ve dağlık yeşillikli bir alandaydık.
Burdaki bir sürpriz nasıl olabilirdi ki.

Min:teleferik şurada olmalı.
"ne teleferiği çok korkarım ben ondam yanımdan ayrılanı öldürürüm" hepsini tek nefeste söylemiştim.
Özlem:hayatında kaç defa teleferiğe bindinde konuşuyorsun.
"Min bari sen yanımda dur. Onlar sevgili diye beni dışlıyorlar"
HW:benim sevgilim kimseyi dışlamaz bikere hıh.

Teleferiğe geldiğimizde herhalde içine binerken 100 kez ölmüşümdür.

Teleferik hareket ettiğinde mal ikili mutlu mutlu dışarıyı seyrediyor bense gözlerimi kapatmış Min'in kolunu sıkıyordum.
Min:ㅋㅋㅋㅋcidden çokta korkunç değil aç gözlerini.
"gözlerimi açtığımda bayılırsam senin suçun"
Min:taamam bütün sorumluluğu ben alıyorumㅋㅋㅋㅋ.

Gözlerimi yavaş yavaş ve korkarak açıyordum.

"oh shit! Manzaraya bak. "
Min: güzel değil mi.
Özlem:benim kadar değil nihaha.
Tüm romantizme sıçan özlem, seninle sonra görüşücez.

Min:şimdi gözlerini kapatmam lazım.
" ben kendi gözlerimi kapatırım sen yorulma canım ya "
Min: hayır hiç şansın yok ben kapatıcam.
" ay tamam tamam"

Biraz yürüdükten sonra birden havanın sert esintisi beni titretti. Dağın tepesine mi çıkardı beni anlamadım ki

Min:hazır mısın?
"eveett"
Min:acaba açmasam mı?
"Miin! "
Min:taamamㅋㅋㅋㅋ.

Min gözlerimi kaplumbağa hızında açarak beni deli ediyordu. Elini açtığı kadarıyla nerede oldumu seçmeye çalışıyordum.

Ve en sonunda elini aniden çekti.
".........."
Min:tepki versene.
Özlem:öldümü acaba?
HW:bence soğuktan.

Hyun woo'nun dediği gibi soğuktan mıydı bilmiyorum ama üzerime gelen sıcaklıkla rahatladım.
"b-ben ne diyeceğimi bilemiyorum. "
Burası yüksek. Bunu buraya teleferikle çıktığımız için söylemiyorum. Şu an tam anlamıyla bulutların üzerini görebildiğim için söylüyorum. Hâlâ gerçek olup olmadığından emin değil ama cidden bulut bunlar.

Min: bu beğendiğin anlamına mı geliyor?

" evet. evet kesinlikle. Hatta beğenmek kelimesi az bile"

Min yanıma geldi ve suratında kararsız bir ifade vardı. Sonra ben ne olduğunu anlayamdan birden sarıldı.
Bu çocuğun sarılmalarına aşığım.

Beni kendinden çekti ve bulutlara doğru bağırdı.
Min:seniii seviyooruum Luu.
O bağırırda ben bağırmazmıyım.
"senii seviyoruum Miiin"
Ben onun beklenmedik anda sarılmalarına yeni alışmışken şimdi de aniden öpmesi çıktı başıma.

Amaa bundan şikayetçi miyim?

Kesinlikle hayır.

달라(different)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin