Bölüm 1

165 9 3
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR :) :) :)

Yine standart bir "PAZARTESi"...Neden bu "PAZARTESİ" ler var ki ? Tüm bu sıkıcı düşüncelerimden ayrılmam gerektiğini alarmın o mide bulandırıcı sesini 2. kez duyduğumda anladım.

Uyuşuk hareketlerle üstümdeki yorganı yere atıp ayağa kalktım. Belimden düşmek üzere olan kareli pijamamı çekip , banyoya doğru yürümeye başladım.

Kişisel ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra lavaboda ellerimi ve yüzümü yıkayıp aynaya baktım ama bakmaz olaydım...

Bu ; Saçları birbirine girmiş, gözlerinin altı şişmiş olan görüntü ben miydim gerçekten? Gerçi her sabah bu görüntüyle başbaşa kalıyordum ama olsun. Sonuçta cin çarpmışa benziyorum!! Aynada kendimle bakışmayı sonlandırıp banyo dolabından turuncu renkte olan havluyu alıp yüzümü kuruladım ve katlama gereği duymadan dolaba geri tıkıştırıp banyodan çıktım.Odamın kapısına geldiğimde duraksayıp bir kaç saniye odaya baktım.Ne ara dağılıyordu bu oda hiç anlamadım ama neyse...

Dağlaşmış olan kıyafet yığınını kucaklayıp kapının arkasına koydum.Benim temizlik anlayışım buydu işte.Daha sonra dolabımın önüne geçip okul kıyafetlerimi bir bir çıkarıp yatağa fırlattım.Üstümdekilerden kurtulup yatağa fırlattıklarımı giydikten sonra aynanın karşısına dikildim.Saçımın içinde kaybolacakmış gibi olan tokayı saçımdan ayırıp tekrar topuz yaptım.İşte hazırım! Masanın kenarında olan çantamı alıp merdivenlerden aşağı indim.

Mutfağa girdiğimde çantamı kenara koyup (!) annemin yanına gidip günaydın öpücüğü verdim.

"Günaydın anneciğim."

"Günaydın minik kuşum."

Sandalyeye oturup atıştırmaya başlarken masada bir eksiklik olduğunu farketmem çok da zor olmadı. Abim yoktu. Kahvaltısını yapmaya devam eden anneme dönüp

"Abim uyanmadı mı hâla?" dedim.

"İlk iki dersleri boşmuş,uyuyor."

Aklıma gelen şeytani planla gülümseyip "Aa olur mu hiç öyle şey?Sınavı var onun bu yıl.Öğretmen yoksa kendi çalışamıyor mu?"dedim.Eğer uyanmadıysa bu işi seve seve yapardım.

Annem ağzındakini yutup "Eylüül,bilmiyor muyum ben senin ne yapmaya çalıştığını.Anlamadım sanma,hadi git abiciğini uyandır." dedi ve güldü.Kadın zeki yaa...

Ayağa kalkıp "Ee madem çok ısrar ettin uyandırayım bari." dedim ve kıkırdadım. Annem elini kaldırıp "Hadi hadi!" dedi.Koşarak mutfaktan çıkıp merdivenlere geldim.Merdivenleri de aynı hızla ikişer üçer çıkıp üst kata ulaştım.Bu enerji hangi ara geldi acaba diye düşünürken abimin odasının önünde durdum ve o saçma yapıştırmalara bakıp suratımı buruşturdum.Kapıyı yavaşça açıp içeri girdikten sonra, az sonra olacaklardan habersiz uyuyan abime baktım ve yeniden şeytani gülümsememi suratıma yerleştirdim.Ayaklarımın ucunda yürüyerek masanın üstünde duran laptopun yanına ulaştım ve kapağını yavaşça açtım.Açılmasını beklerken abime uyandı mı diye bakıyordum.Tamamen açıldığında internetten Mehter Marşı'nı bulup,hoparlörün sesini son sese ayarladım.Başlata tıklayıp olanları izlemeye başladım.Benim dahiyane planım sonucu ; mışıl mışıl uyurken odasında son ses Mehter Marşı'yla ani uyanış yapıp yere yapışan bir abi...

Ben kahkalar atarken,abim olayı yeni yeni farketmeye başlamıştı.Çaktırmadan kapının yanına ulaşıp "Bay bay uyuyan güzel!" dedim ve gülerek odadan çıktım.Abim arkamdan "Eylül buraya gel!" deyince kırmızı alarm olduğunu anladım ses tonundan.Tabana kuvvet yöntemini uygulamam gerekiyordu sanırım.

Nefes nefese mutfağa girdiğimde annem kahvaltı sonrası keyif kahvesini yudumluyordu."Yine ne yaptın Eylül!" dedi gülerken.Abimle benim bu hallerimize alışkındı annem. Sandelyeye oturup "Ben hiç bir şey yapar mıyım anneciğim,uyuzluğundan hep." dedim ve cık cıkladım.

"Tabii canım,bilmez miyim seni."

Tam kendimi savunacakken abim mutfağa girdi.Özellikle ona bakmamaya gösterdim.O da anneme günaydın öpücüğü verip,karşıma oturdu.

"Eylül'cüğüm Ipod'un odandaydı değil mi ?" dedi sırıtırken.Hayır hayır bunu yapmış olamazdı değil mi! Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırıp "E-evet de ne oldu ki ?" dedim korku dolu gözlerle ona bakarken.

"Imm,sanırım artık odanda değil." dedi ve küçükken çok korktuğum o kötü adam kahkahasını attı.Çok komik...

Bizim konuşmamızı keyifle izleyen anneme dönüp yalvarırcasına konuştum.

"Ya anne oğluna bir şey de..."

Abim oradan "Bir şey!" dedi...

Hayır yani bu kötü esprisine gülmemi bekliyorsa biri ona "İMKANSIZ" olduğunu söylemeli.

Ona boş boş bakıp "Gerçekten çok komiksin abi.Buralarda harcanıyorsun,acaba biriktirdiğim paraları sana versem yurt dışında eğitim falan mı alsan ha ?" dedim. Bu harika ötesi (!) diyaloğumuzu annem böldü.

"Çocuklar sorunlarınızı kendi aranızda çözecek kadar büyüksünüz,beni karıştırmayın." Kadın haklı...Yine...

Ekmek sepetinden aldığım ekmeğin üstüne çikolata sürerken abime öldürücü bakışlar atmayı ihmal etmiyordum.

O da benim bakışlarıma karşılık pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.Doyduğumu hissedince ayağa kalkıp ellerimle üstümdeki ekmek tanelerini silkeledim.Lavaboya gidip dişlerimi fırçaladıktan sonra ellerimi yıkayıp tekrar aynaya baktım.Sabahleyinki facia görüntüden kat kat daha iyi olduğum için şükretmeliydim. Lavabodan çıkıp tekrar mutfağa girdim ve yerdeki çantamı alırken

"Ben gidiyorum anneciğim." dedim. Bir kaç saniye abimle bakıştıktan sonra aynı anda gülümsedik. Beni yanına çağırınca , yanına gittim ve yanağına öpücük kondurup ona da görüşürüz dedikten sonra koridordaki vestiyerden siyah montumu ve mor postalımı giyip dışarı çıktım.Ve HOŞGELDiN Ankara'nın eşsiz soğuğu...

Arkadaşlar ilk hikayem ve fazlasıyla heyecanlıyım.Okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Rüya'm iyi ki benim canımsın ve iyiki seninle arkadaşım...

Ve Nazlı'cığım , bu zamana kadar hep yanımda olduğun için ve kapak tasarımın için sana sonsuz kez teşekkür ediyorum...

Sevmek İster Misin ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin