Bölüm 5

141 8 0
                                    

Multimedia Eylül ^_^

"Feda olsun sana kazaklarım. Sen yeter ki ağlama. Tamam mı ?"

Burnumu çekip kıkırdadım. Ah şu ani ruh değişkenliğim...

"Tamam. Ama bana bir konuda söz vermeni istiyorum."

"Konuya bağlı."

"Anıl!"

"Tamam tamam. Neymiş şu konu?"

"Artık biraz daha az kıskanç olmayı deneyeceksin."

"Ben kıskanmıyorum , koruma iç güdüsü bu. Tamam senin için deneyeceğim. Oldu mu sümüklü ?"

"Oldu." deyip ona biraz daha sarıldım.

O , çoğu kızın hayalindeki en yakın erkek dosttu.

"Artık kalksak diyorum ha ?"

"Tamam."

Önce o kalktı ve beni elimden tutup kaldırdı. Ayağa kalktığımda aynada kendimi gördüm. Bu aynayla ikinci imtihanımdı. Hayırlısı bakalım...

Aynaya daha da yaklaşıp gözlerime odaklandım. İçi kan çanağına dönmüştü.

"Elini yüzünü yıka hadi."

Aynaya bakmaktan vazgeçip Anıl'ın dediklerini yaptım. O da cebinden peçete çıkarıp bana uzattı. Ellerimi ve yüzümü kuruladıktan sonra köşedeki çöpe attım. Ağlayınca garip ama üşüyordum. Anıl da bunu fark etmiş olacak ki

"Sınıfa gidelim de hırkamı vereyim sana. Yalnız o da sümük olmasın."

dedi. Dediklerine gözlerimi devirmeden edemedim.

*******

Sınıfa hocayla beraber girdik. İlk teneffüslerimiz her zaman daha uzun olurdu. Kısaca şanslıydık...

Tam eski yerime geçecektim ki Mert'in orda oturduğunu gördüm. İlk defa umursamayacaktım.

Anıl'la beraber orta sıranın en arkasına -yani yeni sırama- ilerledik. Önce benim geçmemi bekledi sonra da kendi geçti. Çantasının içinden özenle katladığı hırkayı bana verdi giymem için.

Aslında normal biri için sınıf sıcak bile sayılabilirdi ama bende demir eksikliği olduğundan çok çabuk üşüyordum.

Anıl'ın hırkasının içinde kaybolmuştum nerdeyse.

Tamam , o kadar da iri yapılı bir çocuk değildi ama ben biraz ufaktım. Sanırım...

O da sanki düşüncelerimi okumuş gibi

"Şuna bak içinde kayboldu. Bu ne kızım ? Kız dediğin böyle mi olur ? Kemikleri derisinden firar edecek biraz daha zayıf olsa. Bundan sonra karar aldım , sana kilo aldırıyoruz."

Dedikleriyle burnumu çekip yeniden kıkırdadım.

"Sanki pazardan alıyoruz ! Olmuyor işte ne yapayım kilo alamıyorum ."

"Hayır yani ne kadar yediğini görmesem hiç yemiyor diyeceğim de dünyayı yiyorsun be güzelim."

Kahkaha atmamak için yanağımı içten içe ısırdım. Haklıydı ama...

"Metabolizmam hızlı çalışıyor. Kıskanma canım."

Dediklerime kendim bile gülebilirdim.

"Seni kıskanan var sanki. Hah."

Bilerek benimle böyle konuşuyordu. Oyunu devam ettirmek istediğimden tek kaşımı kaldırmaya çalışıp

"Yok mu?"

Sevmek İster Misin ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin