1.Bölüm:CİNAYETLER

22 2 7
                                    

Ruhu öldürürken ceza almıyorken, beden için senelerce yatıyor insan. Ne kadar da komik bir durum. Ruhu öldürmenin anayasada hiçbir cezası yok. Üstelik kimsenin haberi bile olmuyor ölen bir ruhtan. Bir çocuk,ruhunun öldürüldüğünü nasıl dile getirebilir? Daha çocuktum...

5 yaşında bir çocuğa,üstelik yeğeniniz olan bir çocuğa, neden düzenli olarak taciz edersiniz? İki yıl ya, ben o adamın iki yıl boyunca hem sözlü hemde fiziksel olarak tacizine maruz kaldım. Ve babam bunları öğrenince yaptığı iki şey oldu. Birincisi beraber yaşadığımız köşkten ayrılıp başka bir köşke taşınmak, ikicisi ise olayın üstünü kapatmak.

Pêki, size bir soru daha: Kızınızın kardeşiniz tarafından tacize uğradığını öğrendiğinizde, neden olayın üstünü kapatırsınız? Tâbi ki de adınız çıkmasın diye. Sonuçta zengin bir aileyseniz, adınız çıkar ve skandallara konu olursunuz değil mi?

Birisi Babamdı diğeri de öz ve öz Amcamdı. Ama ikisi de ruhumun katiliydi. Babamı sağ bırakacaktım çünkü Annem onu çok seviyordu ve ona zarar gelirse en çok o üzülürdü. Bu ilk öldürüşüm olmayacaktı, daha önce kendi ruhumu da öldürmüştüm. Yarın haber manşetleri ünlü iş adamı Abdullah Güçlü'nün ölümünü yazacaktı, yani Amcamın. Ona Amca demek içimi acıtıyordu ve her zaman da acıtacaktı.

Bunca zamandır hiçbir şey olmamış gibi yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar ve muhtemelen de devam edecekler. Ama ne var biliyor musunuz? Ben artık bu durumdan çok sıkıldım, bence bu kadar rol yeterli. Ben artık gerçek yüzümü gösteriyorum.

Gerçek yüzüm bu gece bedenen ilk cinayetini işlemek için bir mezarlığa gelmişti. Hava, Mart ayı olmasına rağmen soğuktu. Bugün benim ikinci doğuşumun ilk günü olacaktı. 18 yıl önce bugün doğmuştum ve yine bugün, yani 13 Martta doğacaktım.

Ben Gizem. Soyisim belirtmeme gerek yok. Soyisim soysuzlardan gelince pek kıymetli olmuyor maalesef. Yıllar sonra benden alınan çocukluğuma bedel olarak bir can alacaktım. Bana yaşatılanların üzerinden tam olarak 13 yıl geçmişti ve gece yarısı geçtiği için artık doğum günümdü. Artık resmi olarak 18 yaşındaydım yani Reşittim.

Yıllar öncesinde Babama sinirle dediğim sözü, o muhtemelen hatırlamıyordur bile ama ben 4 yıldır bu sözüme sadık kalmak için planlar yapıyordum. 14 yaşımdaydım, Babama ve Anneme ilk ve son kez bu olayla ilgili hesap sorabilmiştim. Babam bana:

"Herkes belli bir zamanda bu tarz olaylar yaşayabilir." demişti, sanki normal bir şeyden bahsediyormuş gibi. Annem ise sadece:

"atlatacaksın." demişti, kulağıma ufak bir fısıltıyla. Ne var Anne biliyor musun? Atlatamadım ve atlatamayacağım. O gün onlara bakıp:

"Ya siz, o adamı polise verirsiniz yabda ben reşit olduğum gün onu kendim veririm!" Sesim biraz yüksek çıkmıştı, kabul ediyorum. Söyleyeceklerim bitmemişti ama dışarıdan söylemeye de korkmuştum. Ben de geriye kalan cümlelerimi içimden sessizce devam ettirmiştim;

"Onu diri yada ölü bir şekilde polislere vereceğim ama ölü olmasını tercih ederim. Onun ölü bedenini kendime hediye edeceğim. Onu bir mezarlıkta öldürüp polislerin onun ölü bedenini bulmalarını sağlayacağım. Ondan sonra da katili yani beni bulamayışlarını zevkle izliyeceğim." Sonra sözümü verdim:

"Size söz yapacağım bunu!" dedim dışımdan;

"Sana söz çocukluğum, yapacağım bunu. Tacizi normal sanmanın bedelini, onun canını alarak ona ödeteceğim." Dedim içimden. Pêki sonra ne oldu biliyor musunuz? Babam bana ilk tokadını attı. Ve bağırarak kardeşini bana savundu:

"O gençti ve bir hata yaptı. O benim kardeşim. Onu polise vermekle mi tehtid ediyorsun beni? Abdullah içeride yapamaz. Seni sokağa atsam, kimse sana geri dönüp bakmaz. Kızım için kendi kardeşimi mi harcıyacağım? SAÇMALIK"  Tüküre tüküre, bağıra bağıra bana bunları söylerken iç sesim ona cevap vermişti ama ben susmuştum çünkü korkmuştum;

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin