Acılar insanları birleştiren ve yakınlaştıran en önemli etkendir. Ve Güney'in acısı da beni ona çekiyordu. Onu kurtarmak, intikamını almasına yardım etmek istiyordum. Ona bağlı değildim ama yardım etmek istiyordum. Kaçmam gerekirse onu bırakıp kaçardım.
Bencil bir insan sadece kendisini düşünürdü ve ben de bencil bir insandım.
Telefon elimdeyken sadece düşünüyordum. Düşündüğüm şey ise Güney'i arayıp aramamaktı. Ormandan kaçalı 5 gün olmuştu, otelden çıkışımı da bu sabah yapmıştım. Gereken şeyleri otelde olduğum süre içerisinde halletmiştim. Saat gece yarısını çoktan geçmişken ben Güney'in evinin önüne gelmiştim. Amacım onu yine kaçırmaktı ama nedense kararsızdım. Ona ısınamamıştım ama kurtarmam gerekiyor gibi de hissediyordum.
Uzaktan minik gibi görünen bir villada oturuyorlardı ama bahçeye girdiğimde pekte minik olmadığını anlamıştım. İç sesim bana sadece Güney'den uzaklaşmamı söylüyordu ve ben onu ikinci defadır dinlemiyordum. İlki Güney'i öldürmemi söylediği zamandı, dinlememiştim. İkincisini de şuan söylüyordu;
"SALAK! SALAAAĞĞK! LAN BASGİT BURADAN! Ya ben sana Sarışından uzak dur dedikçe sen onun dibine dibine giriyorsun! Var ya sen kesin aşık oldun bu çocuğa. Ayran Gönüllü ne olacak!" Dediği şeye cevabımı, içimden belirttim, pek ağzı düzgün (!) olan içsesime;
"Ben Güney'i sevmiyorum, sevgili iç sesim. Buraya gelmemin tek sebebiyse, Annesinin acısını anlayıp, o kadına yardım etmek istemem. O kadın benim yaşadığımdan çok daha fazlasını yaşadı ama sesini çıkartamadı. Ben, yaşattıklarını ve daha fazlasını, o Miran denen adama ödeteceğim. O kadına kaldırdığı her el için bir parmağını keseceğim. İster psikopat de iç sesim, ister manyak de ama ben o adama bunun bedelini ödeteceğim." Bitirmediğim cümlelerimi dışarıdan fısıltıyla söyledim;
"Hayat seçtiklerimizden, seçemediklerimizden. seçimlerimizden ve seçimlerimizden doğan bedellerden ibarettir. O adam seçimini çoktan yaptı, sırada bedelini ödemesi var!" Söylediğim kelimeler kanımı alevlendirirken üstün zekamı kullanarak aldığım Güney'in numarasını aradım.
Bilgisayar bu aralar her şeyi bulmamı sağlayan tek araçtı. Oteldeyken yeni bir telefon numarası da almıştım ve yeni telefon numarası, Açelya Güven üzerineydi. Her şey 4 yıldır planını yaptığım gibi ilerliyordu. 4 yılda birçok plan yapmıştım. Her senaryoyu kafamda kurup, planını ve çıkış yolunu yapmıştım. Düşünmediğim tek şey, birisinin beni cinayet işlerken görmesiydi. Sarışın hiçbir senaryomda yoktu. Ama artık vardı. Babamdan saklanıyordum ve bu süre içinde onun intikamını almasını sağlayacaktım.
Babamın olaydan hemen şüpheleneceğini tahmin ediyordum ama açıkçası bu kadar çabuk olmasını bende beklemiyordum.
Elimdeki telefon uzun bir aramanın ardından tam kapanacağı sırada açıldı. Telefonumu kulağıma götürdüm. Karşı taraftan gelen ses içimde bazı düğümleri koparırken ne yapacağım artık kesinleşmişti. Bu gece, kurduğum oyundan bir oyuncu daha elenecekti:
"A-alo" Bu Güney'in sesiydi ama değildi de. Sesi kısılmıştı ve çatlamıştı. Ben içimden bunları düşünürken o karşı tarafta, öksürmeye başladı. Ciğeri çıkacakmış gibi öksüren sarışın çocuk, ilk kez beni endişelendirmişti;
"İyi misin?" Sorduğum soru karşısında, telefonun karşı tarafı tamamen sessizliğe gömüldü. Öksürüğünü tuttuğu belli oluyordu çünkü homurdanmalarını duyuyordum. Onun konuşmasını bir süre bekledim ama konuşmayınca tekrar söze girdim;
"Bahçedeyim. Pencereni aç geliyorum. Öksürüğünü de tutma, daha kötü olur." Söylediğim şeyler bittiği gibi telefonu kapattım ve Güney'in odasının olduğu tarafa yöneldim. Evlerinin planını biliyordum, bulmam biraz zor olmuştu ama bulmuştum. Güney'in odası zemin katta, arka taraftaydı. Arka tarafa geçtiğimde, pencerenin açık olduğunu görünce içeri girdim. İçeri girince görüş açıma giren Güney, beni anlık bir şoka soktu. Kapalı olan kapının arkasında oturan, dizlerini kendine çekip onlara sarılan ve kafasını dizlerine gömen çocuk, hiç büyümemiş gibiydi. Yaşı muhtemelen 19-20 yaşlarında olan Güney Gerçek, şuan 5 yaşındaydı ve soğukta kalmış gibi titriyordu. Gerçi odasının pekte sıcak olduğunu söyleyemezdim ama yine de çok titriyordu. Ona doğru yaklaştıkça şaşkınlığımın yerini acı aldı çünkü boynunda ve vücudunda yeni yaralar açılmıştı, benim açmadığım yaralar. Onun yanına çöküp yavaş ve sakin bir ses tonunda, adeta küçük bir çocukla konuşuyormuşum gibi konuşmaya başladım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Teen FictionO gece artık emindim. Bana çocukken senelerce t*ciz eden sözde amcamı öldürecektim ve bunu kimsenin görmediğinden emin olacaktım. Onu öldürüp daha önceden hazırladığım plana göre gidecektim ve herkesten intikamımı alacaktım. Maalesef hesaba katmadığ...