Bölüm 14 - Günlük

460 34 46
                                    

--3. Şahıs Anlatım--

Rusya, hala kendi halinde bir şeyler anlatırken, Türkiye çoktan kendinden geçmiş ve uykuya dalmıştı.
Rusya'nın bunu fark etmesi beş dakika kadar sürdü. Bir süre hiç bir şey yapmadan Türkiye'yi süzdü.
Ardından yatakdan kalktı, Türkiye'yi ise, yatar pozisyonda yatırdı. Türkiye'nin odasını biraz daha araştırmak istedi. Sessiz olmasına pekde gerek yoktu çünkü her ne kadar Türkiye yatıyor olsa da sonuç olarak yine de sarhoştu. Ancak Rusya yine de sessiz olmaya dikkat etti. Kitaplığı es geçti çünkü sadece kitap, bir kaç figür ve kitaplardan alıntıların yazıldığı kırmızı-beyaz renklerde ki kağıtla dışında göze çarpan bir özelliği yoktu. Rusya, aynalığı açmaya karar verdi.
Aynalığın içinde bir sürü renkli-renkli toka, siyah tarak, gözlük, parfüm, ip bileklikler ve iki haçlı kolye vardı. Türkiye, takı tarzı şeylerden pek hoşlanmadğı için süslü püslü takılar giymezdi. Kolyeleri genelde NATO toplantısında takardı. Bileklikleri ise arkadaş veya kardeşlerinin ona verdiği arkadaşlık bilekliklerindendi.
Rusya, aynalığı tekrar kapattı ve dönen sandalyeye oturdu. Bir süre Türkiye'yi izledi. Normalde çekinirdi, çünkü onun kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını bilemezdi. Ancak şuan onunda kendisine karşı bir şeyler hissettiğini bildiği için birazda olsa rahattı.
Rusya'nın tam gözleri dalışmıştı ki telefonu çaldı. Rusya, telefonu hızlıca açtı. Arayan Belarus'tu.

Belarus; Alo??

Rusya; Alo? N'aber Belarus?

Belarus; Boşver beniğ. Çin seninle mi?

Rusya, uyuyan Türkiye'ye baktı.

Rusya; Yo. Neden?

Belarus; Hiiiiiiiiç, öylesine.

Belarus'un sesinden yalan söylediği anlaşılıyordu.
Rusya tam bir şey diyecekti ki Belarus telefonu kapattı. Rusya, bir süre telefona boş boş baktı. "Acaba geri arasam mı?" diye düşündü. Sonraysa vazgeçti.
Türkiye'ye baktı. Hala uyuyordu.
Rusya'nın aklına, Türkiye'nin " Sakın Açma! " dediği çekmece geldi. Biraz düşündü. Acaba açsa mıydı? En sonunda açmaya karar verdi. Çekmeceyi açtı ve içinde Türkiye'nin çizdiği resimler olan kutuyu çıkarıp çalışma masasına koydu. En üstte kendisinin daha önce baktığı o üç resim vardı. Onları direkt kenara koydu. Sırada, ağlayan bir kadın vardı. Bu kadın, tabure gibi bir şeyin üstüne oturmuştu. Öne eğilmiş, dirseğini bacaklarına dayayarak destek alıyor ve elini yumruk yaparak yüzünü kapatıyordu.

Resim, baktıkça karmaşıklaşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resim, baktıkça karmaşıklaşıyordu. Kadın neden ağlıyordu? Belki de ağlamıyor, düşünüyordu. Ancak kadının reflekslerinden pek de iyi olmadığı aşikardı.
Rusya, kağıdın arkasına baktı. Evet. Bunda da bir şeyler yazıyordu.

" Sırma saçlım, bağlamış saçını arkadan,
Ağlıyordu, kimsenin ruhu duymadan.
Kimsenin görmediği bir an,
Kurtaracağım seni Doğu Türkistan! "

Seçim -Countryhumans-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin