4.BÖLÜM 'ISLA'

35 9 1
                                    

  30 ekim 2010
*yazım yanlışları olabilir kusura bakamayın*

*CHRİS*

    "Nereden buldun bu adamı ya" mery söylenmeye başladığın da adrian gülmeye başladı. "Öyle deme mery, borin en sevdiği flim'in karakteri o" boris the mask filminden Stanley Ipkiss olmayı şeçmişti ve mery de sabahtan beri onun makyajını yapıyordu. "Sayın Stanley Ipkiss bey, telefonu bıraksanız da banamı baksanız. Malum makyajını yapıp daha sonra ben hazırlanıcam" mery sitem ve alayla borise kafasını kaldırması gerektiğini söylüyor du. "Seninki de bitmek üzere" olivia, duraksayıp geri çekildi be yüzüme baktı "evet evet bitmek üzere" yüzüme yaklaşık gözümün altını boyamaya devam etti. O sırada da adrian yüzünü beyaz yapmakla meşgul dü çünkü oda vampir olmayı şeçmişti.

   "Siz ne olmaya karar verdiniz?" Adrianın sorusu ikizlere idi. "Dünyanın hatta evrenin en seksi cadıları tabikide" olivianın cevabı ile  boris kahkaha atmaya başladı. "Hadi mery e seksi desen anlarım da senin de seksi kategorisine girmen için en az 10  kilo vermen lazım." Boris tekrardan gülmeye başladığında hepimiz gülmeye başlamıştık, olivia hariç. Dik dik bize bakıyor du. 5 dakika sonra mery, borisin hareketlenmesinden bıkmış gibi, hatta gibi değil bıkmıştı. "Biri şunun kafasını tutabilir mi?" Adrian gülerek ayağa kalktı ve boris'in arkasına geçmek için yatağa tırmandı ve boris'in arkasına oturarak kafasını iki elinin arasına alığında boris, "of tam sevgili pozisyonu" cümlesi bittiğinde acıyla inlidi. Kafamı çevirdiğim de adrian'ın, boris'in kafasını patlatacak derecede sıktığını gördüm.

     Olivia elindeki fırçayı masaya bırakıp geri çıktı ve yüzüme baktı."Bitti. Birde sabitleyici sıkıcam bu makyaj seni sabaha kadar götürür." Cümlesi bittikten sonra kapının arkasına astığı çantasına ilerleyip sprey kutusu çıkartıp tekrardan bana doğru ilerledi ve gözlerime dikkat ederek spreyi sıkmaya başladı. "Yok abi bitmiyor." Mery son 5 dakikadır isyan ediyor, arada da borisin kafasına vuruyordu. Adrian ise makyajını bitirmiş telefonu ile oynuyordu. "Ben hepimize bi' kahve yapayım en iyisi. Oturduğum sandalyeden kalktığım sırada adrian'ın telefonu çaldı. Kısa bir süre ekrana bakıp "ben cevaplayıp geleyim" dedi ve odadan çıktığı sırada bende arkasından çıktım. Adrian misafir odasına yönelirken bende merdivenlere yönelip aşşağıya indim. Mutfağa geçip kahve makinasının fişini taktım ve tuşuna bastım herşey'i önceden hazırlamıştım zaten. Duvarda ki saate baktığımda saat 19.03'ü gösteriyordu

***

    Merdivenlerden  indiğimizde hepimiz kapıya ilerledik. Evden en son ben çıktım ve kapıyı kilitleyip olivianın babasından aldığı mercedes'e doğru yürüdüm. Arka koltuğa oturduğumda yanımda boris ve mery önde ise adrian ve olivia vardı. Olivia arabayı hareket ettirdiğin de saat 20.41 i gösteriyordu. "Bu gece en çok ben içicem" boris her zamanki gibi en fazla içenimiz olacağını söylüyordu. "Birimizin borise sahip çıkması gerek, gece boyu midesinin yıkanması için hastenelerde gezemem" mery her zaman ki gibi borisi üstü kapalı uyarıyordu. Gülümseyip başımı pencereye çevirdim heryer ışıl ışıldı. İnsanlar gülüyor, eğleniyordu. Bar sıraları neredeyse 2 sokak uzuyordu. Ben pencereyi izlediğim sırada telefonum titredi. Başımı eğip elimdeki telefona baktığımda mesajın okulda ki, benim ile aynı fakülte de olan Isla olduğunu gördüm ve mesajın üstüne tıklayarak mesaj sayfasına girdim;

Isla

iyi akşamlar chris, geliyorsunuz değil mi?

iyi akşamlar Isla, evet geliyoruz yoldayız

tamam o zaman blaine ile girişte sizi bekliyoruz.

HALLOWEENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin