Cumartesi Saat 9.30Sonunda Talia'nın kara günü gelmişti. Bugün Serene James ile buluşacaktı ama Talia'nın ağzını açıp bir şey söylemeye bile hakkı yoktu.
Son umudu Bay Daren olmuştu ama oda Serene'e destek olmayı seçmişti. Talia o sabaha cenazeye uyanır gibi uyanmıştı. Keyifsiz ve mide bulandırıcı bir his gibiydi... Talia düşündü; -bu aralar sürekli aynı şeyi düşünüyordu-
'Sonum ne olacak?'Talia gardırobunun önüne geldi. Onun sevmediği ama Serene'in sevdiği yeşil kazağını üstüne geçirdi.
Düşünmekten sarhoş olmuş gibiydi.
O kadar çok oyalanmıştı ki Serene kapısına dayanmıştı."Talia hadi gidiyoruz ben hazırım."
"G-geliyorum! Sen in!"
Talia aniden hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Sırtını dolaba dayadı. Ağzını eli ile kapadı. Hıçkırıklarını bastırmak oldukça zordu. Gözleri Irmaklar misali yaşlar ile dolup taşıyordu.
'Gerçekleri gör Talia... Tek bir söz söylemeye bile hakkın yok. Ağlamayı kes ve in'Talia'nın kafasındaki ses yine bir şeyler fısıldıyordu.
Yine haklıydı. Ağlamak kaybetmekti.Talia derin bir nefes aldı ve Kazağının kolu ile gözlerini kuruladı. Ayağa kalktı ve kendini dışarı attı ne kadar hızlı olursa bu can sıkıcı olay daha erken biterdi.
Talia merdivenlerden hızlıca indi ve arabanın yanına koştu. Serene çoktan arabaya binmişti. Kapıyı açtı ve onun yanına geçti. şöför anahtarı çevirdi ve işkence yolculuğu başladı.
"Neden geçiktin Talia bir şey mi oldu?"
"Yok telefonumu bulamadım."
Talia Serene'i baştan aşağı süzdü. Mavi çiçekli bir elbise... bir insana bu kadar mı yakışabilirdi?"Çok mu abartı olmuş yoksa niye öyle baktın?"
Talia bu sevimli görüntüye öyle dalmıştı ki yerinden sıçradı."Hayır... çok güzelsin. Melekleri kıskandıracak kadar." Talia'nın midesine bir taş oturmuştu.
Yeni uyanmıştı ama yorgundu. Cehennemde bundan kötü ne işkence olabilirdi?"Teşekkür ederim Talia... Herşey için... bugün beni yalnız bırakmadın."
Serene aniden kollarını Talia'ya doladı.
Talia şaşkın şaşkın kollarını ona sardı.
Gözünden bir yaş sonsuzluğa doğru aktı."Hep yanında olacağım sen istemesen bile..."
Serene kıkırdayarak kollarını geri çekti."İnatçısın... bunu seviyorum Talia."
İki kadın birbirine sıcak bir şekilde gülümsedi.
Serene'in ışığında ısınan Talia biraz daha rahatlamıştı ama midesindeki o his geçmek bilmiyordu...
.
.
.Yolculuğun sonunda Serene'in üniversitesine yakın bir park vardı. Hafta sonu olmasına rağmen boş sayılırdı. Biraz eski bir havası vardı. Sanki 60lar filmimlerinden fırlamış gibiydi.
Talia ve Serene parkın içinde ilerlerken sonunda James ve abisi Jeremy'i bulmuşlardı. Talia çaktırmadan suratını buruşturdu. Sanki bir çifte randevu havası vardı ve bu Talia için... iğrençti.
"Hey Serene! Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk James. Gecikmedik değil mi?"
Serene aniden Jeremy ile gözgöze geldi. Jeremey'nin James'ten farklı olarak parlak yeşil gözleri vardı. Serene yeşili hep çok sevmişti bu yüzden gözleri Jeremy'de bir süre takılı kalmıştı."Bu abim Jeremy. Abi bu Serene."
Jeremy biraz sessiz ve soğuk biri gibi görünüyordu ama oldukça rahat görünüyordu."Memnun oldum Serene."
Jeremy elini Serene uzattı. Serene biraz çekinerek Jeremy'nin elimi sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melankoli (GxG)
RomanceGxG | Yuri | Psikoloji Talia yetimhaneden ayrıldıktan sonra kendine bir iş aramaya başlar. Uzun uğraşlarının sonucunda bir iş bulabilmişti. Ünlü bir iş adamının yürüme engelli kızına günlük işlerinde yardımcı olacaktır. Serene adındaki bu kız ile bi...