"Hallettin mi halıyı, Kamer?" diye sormuştu Sultan, mutfağa giren Kamer'e doğru bakarken."Evet Sultan abla, hallettim." diyerek cevaplamıştı Kamer. Tek başına halletmemişti tabii ama onu söylemeye gerek yoktu.
"Kamer, gel kızım şu çorbayı karıştırıver." demişti Kamer'in annesi Ayşe hanım elindeki kepçeyi Kamer'in eline tutuştururken, "Sadegül hanım öyle kabarık bir liste verdi ki zor yetişecek gibi görünüyor."
"Ne yapsın kadın Ayşe, onca yıl hapis yattı oğlu kocasının korkusundan ne ziyaretine gitti ne bir kez görebildi evladını. En iyi şekilde karşılamak ister tabii." demişti Sultan yufka açarken. Şafak'ın küçüklüğünü bile gören biri olarak o da çok özlemişti onu. O gece ne olmuştu da birinin kanına bulamıştı elini herkes gibi Sultan da bilmiyordu. Atilla beyin öfkesi oğluna karşı hiç azalmamıştı. Oğlunun birinin canını alıp katil olmasını hala kabullenemiyordu, biri karşısına geçip geçmiş olsun dediğinde kalbi sıkışıyordu. Öfkeliydi. Oğluna çok öfkeliydi.
"Oğlunun istediği bu yemekler değildir eminim Sultan," demişti Ayşe hüzünlü bir sesle. "Küçük bir yaşta hapis oldu, onun tek istediği şey görüş günlerinde anası babasıydı bunu yapamadıktan sonra gerisinin ne önemi vardır."
Çorbayı karıştırmaya devam ederken annesinin söylediği şeylerden sonra bir an eli duraksamıştı Kamer'in. Annesine doğru bakarken hüzünle yutkunmuştu. Şafak'ın o adamı neden öldürdüğünü yalnızca o biliyordu. O adamın Derin'e nasıl bir pislik yapmaya yeltendiğini, Şafak gelmemiş olsaydı aynısını kendisine de yapacağını. Hepsini yalnızca o biliyordu ama bunu kimseye söyleyemiyordu.
"Kamer?" derken kızının solgun yüzüne bakmıştı Ayşe, bir an da sararmıştı yüzündeki tüm kan çekilmişti sanki. "İyi misin kızım, ne oldu birden sana?"
Dudaklarını yavaşça aralamıştı ama hiçbir şey söyleyememişti Kamer. Şafak'ı en son o gece görmüştü, polisler ellerine kelepçe takarken bakmıştı yüzüne en son. Onun arkasından söylenenleri duymuştu yıllarca, Atilla beyin öfkesini dinlemişti sürekli ailesinden, Derin'in abisine olan özlemi yüzünden yıllarca ağlayışlarına şahit olmuş, Sadegül hanımın oğlunun hasretiyle neşesini kaybetmesini izlemişti.
"Suda çok kaldı halıları yıkarken, üşütmüştür. Git de dinlen biraz hadi sen." demişti Sultan, Kamer'e doğru bakarken. Kamer güçsüzce başını onaylarca sallamıştı, kalbi çok acımıştı. Bütün gençliği içeride geçen Şafak şimdi ne yapacaktı?
"Gidebilir miyim anne?" diye sormuştu Kamer annesine doğru bakarken. Sesi titremişti, kalbi gibi. Annesinin söylediği şeyler onu çok üzmüştü.
"Git kızım git, ben sana sıcak bir çorba da getiririm birazdan bir şeyin kalmaz inşallah."
Kamer, başını onaylarca salladıktan sonra yavaş adımlarla mutfağın kapısına doğru ilerlemeye başlamıştı. Üzgündü. Dünden beri yapılan hazırlıklar Atilla bey ve Sadegül hanım istediği için miydi yoksa herkes Şafak'ın dönmesine mi mutluydu anlayamamıştı. Bir kısmı buruk bir mutlulukla yapıyordu görevini diğer kısmı ise konağa bir bela geldiğini düşünüyordu. Bu cinayetin sebebi bilinmediği için Şafak'dan korkuyordu çoğu. Onun neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorlardı.
Kamer eve geçtikten sonra babasının evde olup olmadığını görmek için etrafa bakmış ama onu görememişti. Annesini çok seviyor olmasına rağmen babasıyla arasında çok farklı bir bağ vardı. Ne zaman huzursuz hissediyor olsa babasına koşar ve sarılırdı, sanki o zaman her şey yoluna giriyor gibi hissederdi. Ortada hiçbir sorun kalmamış gibi huzurlu olurdu. O yüzden eve girer girmez gözleri babasını aramıştı, içinde yine o huzursuzluk vardı. Derin'le yaşadığı o kara geceden sonra bu huzursuzluk hep içinde yer edinmişti. Şimdi Şafak'ın geri döndüğünü duyduğunda kalbi acımıştı. Nedensizce kendini suçlu ve çekingen hissetmişti ona karşı. Çünkü onun arkasından çok kötü şeyler söylendiğine de şahit olmuştu. Zaten sinirli bir adamdı, keyfi için adam vurdu, hayatı bitti, kalpsiz, birinin canını yok yere aldı, bunları her duyduğunda içi acımıştı Kamer'in. Çünkü bunlar doğru değildi. Hatta o gece Şafak gelmemiş olsaydı o da Derin de aynı kaderi paylaşacaktı. Onun sayesinde kurtulmuşlardı. Zavallı Derin'in neler yaşadıklarından haberi bile yoktu. Abisi onu bu acıyı yaşamaktan kurtarmış ancak kendi hayatını yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMER (Köy serisi III) Devam ediyor
General FictionTek kurşun. O gece tek kurşun sesi duyulmuştu köyde. Her şeyi bilen sadece Kamer'di, bir de onu sonsuza kadar bu sırrı saklaması için uyaran Derin'in abisi, Şafak Kirman. Derin ise yerde kanlar içinde yatıyordu, bir de onun arka tarafında yere yı...