Altı liseli genç tanışır.
Altı liseli genç çok yakın olur.
Altı liseli genç bir suça karışır.
Ve bir ceset bulunur.
:)
*YETİŞKİN İÇERİK, UYGUNSUZ ÖRNEK VE DAVRANIŞLAR İÇERİR*
*TÜM HAKLARI SAKLIDIR VE ŞAHSIMA AİTTİR.*
"Televizyonu açın hemen biriniz, herkes salona, derhâl!" Mutfaktan seslice bağırdığım sırada salona doğru hızlı adımlarla ilerliyordum.
İçeri girdiğimde Kuzey ve Doğu'nun karşılıklı koltuklarda oturduğunu ama ikisinin de birbiri alır diye kıpırdamadıkları için tam ortalarındaki sehpada duran kumandaya dokunmadıklarını gördüm.
"Aptallar." Kumandayı elime aldığımda hızla televizyonu açıp en çok izlenen haber kanallarından birine bastım. Şansımıza son zamanlarda çok konuşulan popüler bir spiker ve onun haber programı vardı.
Bu sırada herkes gelmiş ve merakla televizyonda açıcağım şeyi bekliyorlardı.
Yani çoğu kesinlikle bunu yapıyordu.
Açtığım kanalda sarışın spiker kadının yükselen sesi ve yeni haber başlığıyla televizyona kilitlendim.
"Bu haberi okurken düştüğüm şoka hepinizin düşeceğini biliyorum sevgili halk ve durumun ciddiyetini kavrayarak dinlemenizi talep ediyorum. Burada altı gencimizin hayatı söz konusu. Haberin başlığı-" Kapının çalmasıyla hepimizin bakışları birbirine kenetlendi ama bizi tedirgin eden kapıdan çok daha korkunç bir şey oldu o an.
"Ekranda gördüğünüz bu beş liseli genç şu an sarı bültenle aranıyorlar. Cinayet suçlamasıyla. Kayıplar. Onlardan haber alan ve onları görenlerin polisle iletişime geçmesi ciddi önem arz etmektedir. Gençlerin bilgilerini okuyorum."
Ekranda beliren yüzlerimize baktık hepimiz.
"Bu gördüğünüz kırmızı saçlı beyaz tenli genç kız, Efsun Parlar. 18 yaşında." Efsun'a baktım. Sanki burada değil gibiydi.
"Dövmeli genç adam. Doğu Atalay. 18 yaşında. " Doğu'ya döndüğümde gözlerindeki ateşi hala bu denli canlı bir şekilde görmek beni gerçek anlamda afallatı.
"Savaş Çaput. Babası, saygıdeğer patronumuz olur, Şehraz Çaput'un oğlu. Ekranda gördüğünüz esmer tenli, siyah saçlı genç adam. Kendisi 18 yaşında." Savaş'ın yüzüne bakamadım o an. Sinirli olduğunu anlamam için yüzüne bakmama gerek yoktu.
Bu sırada kapının tekrar çalmasıyla bu kez daha fazla stres olmuştum. Bizimkilere yeniden dönüp baktığımda hepimiz yüzünde benzer ifadeler vardı ama Kuzey'in gözlerinde başka bir parıltı gezindiğini gördüm.
"Kuzey Yenilmiş. Ekranda gördüğünüz üçe vurulmuş saçlı, sert bakışlı ve geniş omuzlu yapılı adam. 19 yaşında." Kadının Kuzey'in fotoğrafına olan garip bakışıyla duraksadım. Ne yani cinayet haberimizden bahsetmiyor muydu en son? Bu kadının neden halk tarafından popüler olduğu belliydi.
"Ayperi Bartın. Ekranda gördüğünüz mavi gözlü, beyaz tenli ve simsiyah saçlı genç ve güzel kızın böyle naif durduğuna bakmayın, o bir boksör. 19 yaşında." Bir an gururlandım. Bu işi yapmayı sevmiyordum başlarda ama şimdi zevk almaktan kendimi alıkoyamıyordum. Üstelik bunu tüm Türkiye'nin biliyor olması umurumda bile değildi artık. Eskiden yüzüme taktığım maskeyi hatırlayıp kıkırdadım.
"Samet Serdar. Ekranda gördüğünüz siyah kıvırcık saçlı, güleryüzlü genç çocuk-" kadın daha fazla konuşmadan Kuzey televizyonu kapattı ve dördümüze teker teker baktı.
"Şimdi sessiz olun ve bana ayak uydurun, çünkü sizi burdan çıkarmam biraz zor olacak." Ne dediğini anlamamız için çok uzun bir zamana ihtiyacımız olmamıştı çünkü çalan kapı yumruklanmaya başladığında ardından gelen sesi hepimiz aynı anda duyduk.
"Açın kapıyı, içeride olduğunuzu biliyoruz. Bir savcıyla oyun oynamaya kalkmayacaktınız çocuklar. Hepinizi hapse tıkacağım ve bundan zevk alacağıma emin olacaksınız!" Gür sesi duyduğumda dudaklarımı ısırdım.
"Her şey bitti mi yani?" Sessizce sorduğum soruyu Savaş cevapladı.
"Peri, ben daha başladığını bile söylemedim güzelim."
Bölüm sonu! Hoşgeldiniiiiiiizzzzz!!!!!
Güncel kapağımızı da buraya bırakmak istiyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
