1 Çanlar Çaldı.

5K 169 65
                                    

ÖNCELİKLE, eğer şuan okumaya başlayacaksanız önce lütfen okumadıysanız geri dönüp bilgilendirmeyi sonuna kadar okuyun, zaten kısa.

Şimdi gelelim asıl konumuza,

Hoşgeldiniz aşkitoperellalarım!

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı,

yorumlarınızı bırakmayı ve bu satıra hikayeye başladığınız tarihi atmayı unutmayın!
İyi okumalar.

Okumadan başlamayın derim :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okumadan başlamayın derim :)

Ben Mercan Yuvacık ve bu benim hikayem değil, ben sıradan bir kadınım, hayatım bir roman olsaydı türü ne olurdu diye düşündüğümde bir tür bile bulamam, fantastik bir roman değil hayatım elbet, polisiye ya da aksiyon, romantik. Hiçbiri değil. Hiçbiri değil işte, ben de herkes gibi okudum, ne çok başarılı oldum ne başarısız, ne çok farklı bir bölüm okudum ne de çok farklı bir üniversiteden mevzunum, ne doğduğum şehirdeyim ne de yurdumun dışında, ben, öyleyim işte, arada bir yerlerde, sıkışmış.

Ama mutsuz değilim, küçük şeylerle mutlu olabilmesini öğrettim kendime,
gözümü yükseklere çıkarmadım,
çevremin aksine,
hep aşağılardaydı gözüm,
kötüyü gördüm ki, iyinin neler olabileceğini öğretebildim kendime.

İyi nereden baktığındı.
İyi nereden baktığındaydı.

Kimseyi kendime rakip de görmedim,
sadece kendimi.
Hatasız değildim de aksine hatalarla doluydum, çok zeki de değildim ama aptal da olmamıştım.

Kör olamamıştım, sağır da, dilsiz de.
Ama değişmeye çalışmıştım.

Çok kibar değildim belki, kaba da demeyelim, ama küfürlerden hoşlanmazdım. Korkak değildim ama, kendime cesur da diyemezdim.
Pek çok şeydim ve pek çok şey de değildim.
Sorun değil, çünkü olması gerektiği gibiyim biraz da bence.
İsyankâr değilim ama inancım da bazen beni sarsıyor.
Alkol ve sigara kullanmadım, kullanmam da, hiç düşünmedim de, ama bazen ben de unutmak istedim gerçekliği. Acıların ele geçirdiği bir hapishanede değildim ama herkes gibiydim, olması gerektiği kadar,
yaşamama izin verecek kadar acıyı yüklemişti hayat omuzlarıma.

Peki şimdi koşturarak nereye mi yetişmeye çalışıyordum, otobüse. Normalde bir arabam var ama bazenleri okuldan sonra eve yürümeyi istiyorum, özellikle yılın son aylarına gelmişsek. Dün de yürümeyi seçtiğim günlerden biriydi ve okul çıkışı arabamı okulun otoparkında bırakmıştım. Şimdiyse gece geç yatmış olmanın ufak bedelini ödüyordum ve ilk derse yetişmek için otobüs durağına koşuyordum.

Durağa vardığımda otobüs kalkmak üzereydi ve nefes nefese otobüse bindim, kartı bastıktan sonra geçip oturdum ve biraz soluklandım. Evimden okul yirmi dakika yürüme mesafesi on dakikaysa araba mesafesiydi. Dört katlı ve tatlı soluk sarı renkli bir apartmanda oturuyordum. Ankara'nın biraz iç taraflarında kalan tatlı bir semtte tatlı sayılabilecek bir mahelledeydi benim tüm hayatım birkaç yıldır.

GÜNAHKÂRLAR: MAHZEN(ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin