Dolabımdaki kıyafetleri eşelerken gözüme beyaz üstünde kırmızı kirazlar olan sweatshirt takıldı. Onu giyip altıma dizlerimin üstünde bir şort giydim ayakkabı olarak da sade beyaz bir ayakkabı seçtim. Saçlarımı düzeltip evden çıktım.
-Yoon Seungho-
Nakyum ile buluşacağım için çok heyecanlıyım. Hemen dolabımdan beyaz kısa kollu bol bir tişört, altıma siyah kumaş pantolon ve siyah hırkamı giyip otoparka indim.
Çok acele ettiğim için arabanın anahtarını unutmuşum. Koşup evden anahtarı alıp arabaya bindim.
Buluşacağımız kafeye giderken yolda gördüğüm çiçekçiden papatya alıp kafenin yolunu tuttum.
Kafeye geldiğimde bütün masaları rezerve ettiğim için kafe bomboştu. Saatime baktığımda buluşma saatinden bir saat önce geldiğimi farkettim. Bu vakitte arabada duran evrak çantasını yanıma alıp, en güzel manzarası olan masaya oturdum ve evrakları kontrol etmeye başladım.
-Nakyum-
Heycandan buluşma yerine yarım saat erken gelmiştim. Etraf çok sessizdi. Birden gözüme cam kenarında ki masada oturup evrakları inceliyen, parlak sarı gözlü, yakışıklı ötesi Yoon Seungho'yu gördüm. O gerçekten muhteşemdi. Yoon Seungho'nun yanına yaklaştım.
N- M-Merhaba E-Efendim (mırıldanır) Niye kekeledim ki.
YS- Bilemedim niye kekeledin ki acaba?
(Nakyum kızarır)
(Yoon Seungho kıkırdayarak)
YS- Hadi karşıma otur bakalım.
(Nakyum, Seungho'nun karşısına oturur ve gözü masanın üstündeki çiçek buketine takılır.)
YS- Ah, unutmuşum. Bu çiçekler senin için.
(Çiçekleri uzatır.)
N- Teşekkürler efendim.
YS- (menüyü Nakyuma uzatır.) Ne istersen sipariş et.
(Garson yanlarına gelir.)
N- Ben bir bardak buzlu Americano alabilir miyim?
YS- Bana da bir Americano lütfen.
Garson- Hemen getiriyorum.
N- Beni ne için çağırmıştınız efendim?
YS- Resimlerini ne kadar çok beğendiğimi söylemiştim. Senin resimlerini sergide tam zamanlı olarak sergilemek istiyorum.
(Çantasında ki sözleşme kağıdını çıkarır.)
YS- Bu beş yıllık bir sözleşme. Sözleşme bittikten sonra yeni bir sözleşme imzalayabiliriz. Tabi ki bunların hepsi senin isteğine bağlı.
N- (Heyecanlı) Tabi ki de isterim.
(Kağıdı hızlıca okuyup imzalar.)
YS- Ana bir şartım daha var.
(Bir tane daha sözleşme çıkartır.)
N-(okur.) S-siz Ciddi misiniz? Ne yani beni Yoon sergisinin müdürü mü yapmak istiyorsunuz?
YS- Evet. İşletme okumuştun değil mi? Şuan sergi müdürlüğü koltuğu boş. (içinden) -kesinlikle dün müdürü kovmadım.- Ve senin dışında bu koltuğa geçebilecek daha iyi birini tanımıyorum. Ne dersin?
N- Tabi ki de kabul ediyorum. Gerçekten çok teşekkür ederim. Size minnettarlığımı nasıl gösteririm bilemiyorum.
-Yoon Seungho-
Bu kadar hızlı kabul edeceğini düşünmemiştim. Kağıtları imzalayınca ortalık sessizleşti. Beş dakika boyunca sadece gelen içecekleri ve atıştırmalıkları yedik. Biraz sonra telefonum çaldı.
Sekreter- Efendim acilen XXX Hastanesi'ne gelmeniz gerekiyor. Babanız... O kalp krizi geçirdi.
YS- NE! Bu gün onu gördüğümde gayet iyiydi. Hemen geliyorum.
Yazar-chan Not: kesinlikle kalp krizinin ani gelişen birşey olduğunu biliyorum. Sadece Yoon Seungho biraz mal.
N- Bir şey mi oldu efendim?
YS- Acil bir işim çıktı ama sana yeni iş yerini tanıtmak istiyordum. Benimle gelir misin? Sen arabada beklersin, sonra benimle beraber sergiye gelirsin. Olur mu?
N- Siz nazıl isterseniz efendim.
Yazar-chan Not: Bu hikayeyi yazmam için beni destekleyen grubumdaki herkese teşekkür ederim.
SİZİ SEVİYORUM 💕💕💕💕💕💕💕
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
