Zoe Taekook

25. İtiraf

Oy sınırı: 150
Yorum sınırı: 300

Kızlar tövbe haşa ama ben Zoe'le özel kuvvetlere katılan Kim Taehyung manifestlemiş olabilir miyim?!!!

"Yatmaya mı geldiniz?! Kalkın dans edelim!"

Jungkook, yüksek sesten dolayı bağırarak ekibe seslendiğinde yerinden kalkan olmamıştı. Üst'ün düzenlediği partideydiler ve beyaz tenli ilk kez böyle bir ortamda olmanın heyecanını yaşıyordu.

Deli gibi eğlenmek, içmek, dans etmek istiyordu. Fakat ekip üyeleri hayattan bezmiş ifadesiyle öylece oturuyor, sadece içki yudumluyordular.

Bu Jungkook'un kaşlarını çatarak,
"Ağır abiyi oyanayacaksınız demek... İstediğim gibi dans ederim o zaman.
Size de izlemek düşer" demesine sebep olmuştu.

Hiçbirini beklemeden hızla dans
eden bedenlerin yanına gittiğinde tam anlamıyla güzelliğiyle tüm gözlerin hedefi olmuştu.

Değiştirmediği elbisesi, kıvırdığı kalçaları, kapadığı gözleri, arabir ısırdığı dudaklarıyla kaç kişinin hayalini süslediğinden habersizdi.

Kahkaha atarak genç bir kızın iki elinden tutarak zıplarken oldukça eğleniyordu. Taehyung ise oturmuş içkisini yudumlarken hülyalı hülyalı beyaz tenlinin gülüşünü izliyordu.

Yanına gitmek istiyordu. Yanına gitmek, kolunu beline dolamak,
onun başını omzuna yatırmak, mis kokulu saçlarına burnuna bastırmak, romantik bir şarkıda bedenlerini hafif hafif sallamak istiyordu.

Fakat reddedileceğinin bilinciyle bakmakla yetiniyordu. Jungkook'un ona ne kadar sinirli olduğunu biliyor, fakat sebebini bilemiyordu.

Kızıyorsa elbet bir sebebi vardı. Taehyung ilk kez bilmediği hatasını kabulleniyor, ona sinirinin geçmesi için zaman tanıyordu.

Ama içinden kayıp giden şeylerin farkında bile değildi. Taehyung içinde sebebini bilmediği şeylerin utancını yaşıyordu.

"Taehyung, yeter. Çok içtin"

Jimin'in yumuşak sesiyle kulağına fısıldamasıyla gözlerini beyaz tenliden ayırmıştı Taehyung. Boş bakışlarına rağmen ağır ağır başını sallamıştı.

Arkadaşını üzmemek adına ayaklandığında, Jungkook dans etmesine rağmen gözleri hemen onu bulmuş, bir kaç kelime mırıldanıp bar tezgahına adımlayan adamı izlemişti.

Jimin, onu üzmemek için bar tezgahında içeceğini bildiğinden sıkıntıyla oflayarak geriye yaslanmıştı. Jungkook'la arasındakı durum Jimin'in de canını sıkıyordu.

"Bir erkek nasıl böyle güzel olabilir?"

Yan tarafta oturan Seokjin'in sorgulayıcı ses tonu Jimin'in dikkatini dağıtırken bu soruya cevap verme gereği bile duymamıştı. O bile kabullenmişti.

Sarı saçlı oğlan kıvrılan dudaklarıyla dans eden oğlanı izlerken Seokjin'in sorusuna Hoseok, "Benim de aklım almıyor. Konu asla vücudu değil.
O kıyafetlerin ardında erkeksi bir bedeni olduğunu biliyoruz. Ama
yüzü sanki Tanrı tarafından ödüllendirilmiş gibi" diyerek cevap verdi.

Jungkook kaç dakika ordaki insanların manzarasını güzelleştirdi farkında değildi. O her şeyden habersiz kalçasını sallıyor, kıkırdıyor, güzelce eğleniyordu.

Taehyung ise gözünü kırpmadan onu izliyordu. Ona ulaşamamanın sinirini bile atlatamamışken yan tarafına gelen iki kişinin sohbeti damarına basacak türdendi.

"Şu kırmızılı oğlan çok güzel"

"Sevgilisi var mı acaba?"

Esmer tenli ısırdığı dudağıyla sabır dilercesine gözlerini kapattığında adamlardan biri, "Olsa onun gibi güzelliği tek başına sahneye çıkarır mıydı?" demiş, ukala bir gülüş çıkarmıştı dudakları arasından.