Yıldız Kayıyor

95 67 8
                                    

Günün ilk ışıklarıyla uyanmamla birlikte, yorgun bir şekilde odamdan verimli yeni bir güne başlamaya çalıştım. Denizin huzur veren sesi ve gökyüzündeki mavilik, kapsamlıki karmaşıklığı biraz olsun ferahlık. Ancak Kuzey'in getirdiği sırların ve sonuçların izi, hala zihnimde dolaşıyordu.

Kahvaltının ardından işe başlamak üzere restorana yollandım. Restorandaki günlük rutin devam ediyordu, ancak içeride bir tedirginlik vardı. Kuzey'in varlığı ve onunla ilgili öğrenmem gereken bilgiler, günlük işleri tamamlamama rağmen zihinsel olarak beni meşgul ediyordu.

Restoranda geçen birkaç saat boyunca, sürekli hizmet ederken ve siparişleri yetiştirirken, gözlerim sık sık restoranın girişine kayıyordu. Belki de o kapıdan içeri adım atacak ve günüme farklı bir anlam katacaktı.

Tam da bu düşünceler içindeyken, restoranın kapısı hafifçe açıldı. Gözlerim bir an durdu, ve içeri adım atan kişiyi tanıdım: Kuzey. Belirsiz bir heyecanla, Kuzey'in gelişiyle birlikte restoranın atmosferi değişmeye başladı.

Kuzey'in beklenmedik gelişimiyle birlikte, hemen işin yoğunluğundan biraz uzaklaşıp restoranın ortasında durdum. Hafif bir telaş içinde, Ali amcaya durumunu bildirmek için adım attı.

"Ali amca" dedim soluğu alarak, "Kuzey geldi. Bir yerde oturdu."

Ali amca, belirgin bir ilgiyle başını kaldırdı. "Ah, Kuzey mi? Onu burada görüyorum güzel. Birazdan yanına uğrayacağım. Şu an tamamen bakmalıyım. İyi çalışmalar, Deniz."

"Teşekkür ederim, Ali amca" dedim ve hemen her defasında dönerek işe devam ettim.

Kuzey'in oturduğu yere yaklaşarak bir selam verdim. "Merhaba, Kuzey. Sana nasıl yardımcı olabilirim?" dedim, belirsiz bir gülümsemeyle.

Kuzey, kısa bir an gözünü kaldırdı ve bana karşı içten bir gülümsemeyle, "Deniz, çok teşekkür ederim. Sadece bir kahve alabilir miyim?" dedi.

"Tabii ki, hemen getiriyorum" dedim ve siparişini verdikten sonra kahvesini ayırma şeklinde doğru yönlendim. Kuzey'in gelişmiş restoranının atmosferi değişti ve ben de bu anı düzenlemeye çalışıyordum.

Kuzey'in kahvesini hazırlayıp alıp götürdüm. "İşte kahveniz, afiyet olsun" dedim, gülümseyerek. Kuzey kahvesini alıp teşekkür etti. Ben masadan uzaklaşırken, Ali amca da gülerek Kuzey'in yanında oturdu ve şakalaşarak. "Kuzey, hoş geldin. Deniz'i ziyaret etmeye mi geldim yoksa başka bir sürprizin mi var?" diye sordu.

Kuzey, gülerek, "Ali amca, belki biraz sürpriz yapayım dedim. Deniz'i görmek de güzel oldu tabii. Ama asıl sebebim, seninle biraz sohbet etmekti" dedi.

Ali amca, şaşırmış bir şekilde, "Gerçekten mi? Ben de sana sohbet etmeyi her zaman isterim. Ne var ne yok, anlat bakalım" dedi.

Kuzey, geçmiş günlerden bahsederek ve eski anıları paylaşarak sohbete katıldı. Masadan yükselen kahkahalar ve uzak sohbetler, restoranın içine pozitif bir enerji yayılıyordu. Ali amca ve Kuzey arasındaki bu anlar, sadece iki eski kolay ulaşılabilir bir buluşması gibi olabilir.

Kuzey ve Ali amca arasındaki samimi sohbetin ortasında, ben bir an durup masaları toplamaya devam ettim. Kuzey'in sıcak tavırları ve esprili konuşmaları, biraz şaşkınlık yaratmıştı.

Masayı toplarken, gözlerim otomatik olarak Kuzey ve Ali amcanın masasına kaydı. Kuzey'in neşesi ve şen tavırları beni biraz şaşırtmıştı. Daha önceki anılarımda Kuzey'i daha ciddi ve içine kapanık çıkıştım. O an, onun bu değişimi beni etkilemişti.

İkinci bir bakışla, Kuzey'in bu şen tavırlarının aslında hoş bir sürpriz olduğunu düşündüm. Belki de zaman içinde devam edebilecek birisiydi ya da bu kasabada kalıcılık zaman ona olumlu bir etki yaratmayı başardı. Her halükarda, bu durum beni biraz güldürmüştü ve işi yaparken içten hafif bir gülümseme oluşmuştu.

Yıldız KaymasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin