Buraya yazmayali yillar olmus gibi hissediyorum imdat PUABQVBQBQVQBAB
SU AN 7 ARALIK YANI SATORU'NUN DOGUM GUNU.
Satorucugumun dogum gunu, beni yazmaya tesvik etti cok sagolsun🤭
Buyuk ihtimalle siz bu bolumu okudugunuzda 7 Aralik'i bir hayli gecmis olacagiz.
Bismillahirahmanirahim diyerek basliyorum arkadaslar
Keyifli okumalar❦
Gözlerimi hafifçe aralayarak pembe panterli kostümümün -pijama ya da battaniye de diyebilirdik- başlığını kafama geçirdim ve uzandığım koltuktan doğrularak yan gözle Megumi'ye baktım.Bugün 2 gün boyunca süren Yılbaşı festivalinden dolayı dövüş kursu iptal olmuştu, bu yüzden Megumi ile oturup bilmem kaçıncı kez Harry Potter'ı bitirme kararı almıştık.
Harry Potter, yıllardır Megumi ile benim vazgeçilmezimizdi. Artık ezberlediğim sahneleri izlerken hem taklit ediyor hemde espriler yapıyordum. Bu sırada da aklıma Satoru gelmiyor değildi; dövüş kursu olmamasına rağmen Satoru'nun bir işi olması beni garip hissettiriyordu. Pekâlâ tamam, adamın gerçekten işi olabilirdi ama sabah Satoru'nun Suguru ile olan telefon konuşması beni bir o kadar şüphelendiriyor, Satoru'ya sorduğumda cevap alamamakta beni delirtiyordu.
Bu yüzden yattığım koltukta bir sağa bir sola dönüp duruyor ve filme odaklanamıyordum. Megumi'nin homurdandığını duyunca bunun bir uyarı olduğunu anladım ve filme odaklanmaya çalıştım.
Hayır, kesinlikle olmuyordu!
Aynı zamanda beynim sanki benimle alay edercesine aklıma daha çok düşünce sokuyordu, mesela Satoru ile olan şu an ki ilişkimiz aklımı çok yoruyordu.
Arkadaş mıydık, flört müydük yoksa sevgili miydik hiçbir fikrim yoktu. Dün hakkında sadece ufak tefek hatırlatmalar yaparak konuşmuştuk ama asla ilişkimiz hakkında sohbet etmemiştik.
Sanırım bu durumda flört benzeri bir şey oluyorduk...
Gerçekten aklımı yitirmek üzereydim!
"Abla? Bir sorun mu var? " diyen Megumi'nin sesini duyunca bana kaşları çatık bir şekilde baktığını fark ettim. Ona elbette, 'Evet Gumi, bir sorun var!' diyemeyeceğime göre omuz silkip ona baktım,
"Yok bir şey, boş verde izleyelim. Heyecanlı bir yerdeyiz sanırım? " diyerek televizyonu işaret ettim. Megumi ise bir süre bana şüpheyle baksa da devasa -abartmıyorum gerçekten fazla büyük bir ekranı vardı- ekrana sahip olan televizyona bakıp iç geçirdi.
"Sirius ölüyor, pekte iç açıcı bir sahne değil. " Somurtarak bir yastığı kollarımla sardım ve izlemeye devam ettim. Bugün nedense hayat enerjim çekilmiş gibi hissediyordum, umarım Megumi'ye dönüşmezdim...
Bu sırada Megumi beni dikkatlice süzüyor ve inceliyordu. Bende bir şeyler aradığı ve sorunumu çözmek istediği çok belliydi ancak benimde ona istediğini vermek gibi bir niyetim yoktu. Homurdanarak ona baktım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunsets | 五条悟
Fiksi PenggemarAilevi sebeplerin yüzünden farklı bir şehire taşınmıştın, ilk askini ve gerçek dostlarını orada bırakmıştın. "Eski" arkadaş grubun dağılmış, kimse birbiriyle görüşmüyor yeni hayatlar sürdürüyordu. Bakalım yıllar sonra karşılaşma, size nasıl yenilikl...