- 3 -

236 22 4
                                    

SELAMLAR.
Bu bolum birsz karisik olabilir
Umarim begenirsinizz
Keyifli okumalarr

Ne yapacağımı şaşırıyor, kendimi duygulanmaktan alıkoyamıyordum. Özlemiştim, çok özlemiştim. Birini bile görmek kalbimi sıkıştırmaya, gözlerimden yaşlar akmasına sebep olmuştu. Normalde duygusal bir kız değildim, ama konu onlar olunca kendimi tutamıyordum. Onlar benim evimdi, güvenli yerimdi ve ben 10 yıl önce bu evi kendi ellerimle yıkmıştım. Şimdi ise enkazın altında onları arıyor, evi tekrardan kurmaya çalışıyordum.

Her gün yalvardım Tanrı'ya, bana onları geri getirmesi için. Her gün günbatımlarını saydım, bana onu hatırlatması için.

'Bekleyeceğim' demişti, beklemiş miydi gerçekten? 10 yıl boyunca, gerçektende beklemiş miydi? Yoksa benim için büyük anlam taşıyan bu cümleyi öylesine mi söylemişti? Bilmiyordum, hiçbir şekilde bilmiyordum.

Günbatımlarının bizim için önemli bir anlamı vardı. Basit bir kelime, biz ikimiz için büyük bir anlam ve değer taşıyordu.

İtiraflarımızı günbatımını izlerken vermiştik birbirimize,
İlk öpüşmemiz günbatımını izlerkendi.
Günbatımını izlerken kollarında uyurdum.
Hep bana "Hayatımı aydınlatan tek ışık sensin, benim Güneş'e ihtiyacım yok çünkü yanımda sen varsın. " derdi.
Her gün birlikte günbatımlarını izlerdik, ben gökyüzündeki eşsiz sanatı izlerken o beni izlerdi.
"Neden bu güzel manzarayı izlemiyorsun?" dediğimde "Zaten bir manzara izliyorum. " diyerek cevabını verirdi ve keyifle renkten renge girmemi izlerdi.

Yıllar sonra Suguru ile karşılaşmak kalbimde açılan birçok yaradan birkaçını dikmişti. Onu görmek beni fazlasıyla mutlu etmişti. Hâlâ maymunlardan nefret etmesi beni güldürmüştü.

Bu adamın maymunlarla ne alıp veremediği vardı?

Onunla parkta karşılaşmayı kesinlikle ama kesinlikle beklemiyordum. Umudumu çoktan kesmiştim, hatta kendimle bile dalga geçiyordum. Çünkü açılan yaralarım hâlâ kanıyordu. Bir arkadaş değil çok arkadaş kaybetmiştim ve böyle sonuçlanacağının farkında bile değildim. Eminim çok kızmışlardı bana. Çok kırılmışlardı. Kendime de çok kırgın ve kızgındım. Böyle sonuçlanacağını düşünmediğim için çok kızgındım. Kafamı dağıtmak için binbir türlü işe başvurmuştum.

En çokta dövüş kursuna gidiyordum, kendime olan kızgınlığımı ve hıncımı boks torbalarına yansıtıyordum. Aslında 5 yıl boyunca dövüş kursuna devam etmiştim ve gerçekten iyi dövüşüyordum. Ancak en sonunda bırakmış, para kazanmaya odaklamıştım kendimi. Gece gündüz demeden her işte çalıştım Megumi'yi okutmak, geçimimizi sağlamak için. Teyzem bir işte çalışmıyordu ve yorgun bir kadındı. Eşinden yeni ayrılmıştı ve depresyondaydı. Herkese bakmak bana düşmüştü ve bende onları toparlamak için elimden ne geliyorsa yapıyordum.

"Misaki... Daldın?.. " Suguru'nun sesiyle düşüncelerimden kurtuldum ve elindeki kahve kupasını alıp önüme koydum.

Karşılaşmamızdan yarım saat sonra onun evine gidip biraz konuşmaya karar vermiştik. O, çok yorgun ve bitkin gözüküyordu. Gerçi hangimiz iyiydik ki? Suguru değişmişti, saçı eskisinden daha uzundu gözleri yorgunca bakıyordu. Sanki bütün hayat enerjisi alınmış gibiydi. Onun için endişelenmiştim, gerçekten iyi gözükmüyordu,

Sunsets | 五条悟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin