10

752 32 8
                                    


Kenan, gözlerindeki titiz bir heyecanla Defne'ye dönüp, "Bana birlikte olma şansı verir misin?" diye sordu. Defne, bir an düşünüp gülümseyerek başını salladı; ancak utangaçlığı gözlerinden okunuyordu.

Kenan, sessizliği kabullenerek onun gülümsemesine karşılık verdi. "Eğer acele etmemize gerek yoksa, senin hazır olduğun zamanı bekleyebilirim" dedi. Defne, kafasını hafifçe sallayarak onayladı ve içtenlikle teşekkür etti. Bununla beraber restauranttan ayrıldılar ve sahilde yürüyüş yapmak üzere ilerlediler.

Yürüyüşlerine devam ederken, atmosfer değişmişti. Denizin sakin sesi, ikisinin de sadece birbirlerini duymasına olanak tanıyordu. Kenan, sessizlikte bile Defne'nin nabzını hissedebiliyordu. Yavaşça elini uzattı ve onun elini yakaladı. Defne, bu dokunuş karşısında hafif bir sıcaklık hissetti ve dudakları hafifçe kıvrıldı. Aralarında bir sessizlik vardı ama bu sessizlik, birbirlerine karşı hissettikleri derin bağı daha da güçlendirdi.

Defne, içten bir gülümsemeyle Kenan'a baktı, anlamını sessizce paylaşıyorlardı. Sonra birbirlerine bakarak dışarı doğru yürümeye başladılar. Yürürken, çevrelerindeki manzara ve sahilin huzuru, ikisinin de kalplerine dokunuyordu.

Sakin bir akşamın içinde, yağmur damlaları hafifçe düşüyordu. Kenan, Defne'ye dönüp onunla göz göze geldi. Yağmurun arasında yürümek, ikisinin de romantik bir şekilde dolanmasını sağlıyordu.

"Belki de ben seni eve bırakayım, yağmurun artması ihtimali var gibi duruyor," dedi Kenan, Defne'ye bakarak.

Defne, hafifçe gülümsedi ve başını salladı. "Teşekkür ederim, ama eve giderken yürümek benim için aslında hoş olur," dedi.

Kenan, bu cevap karşısında gülümseyerek onayladı. İkisi de yağmurun altında biraz daha yürümeye devam ettiler. Her adım, birbirlerine olan duygusal yakınlıklarını pekiştiriyordu. Yağmur, onların hissettikleri romantizmi ve samimiyeti bir kat daha arttırıyordu.

Kenan, yağmurun sıcaklığı ve Defne'nin gülüşünün verdiği iç huzuru bir arada hissetti. Onun yanında olmak, içinde rahatlatıcı bir duygu yaratıyordu. Her bir yağmur damlası, ikisinin arasındaki bu özel anın tadını çıkarmalarına olanak sağlıyordu.

Kısa bir süre sonra, evlerine yaklaştılar. Defne, Kenan'a dönüp ona minnettar bir şekilde baktı. "Harika bir gün oldu, teşekkür ederim," dedi.

Kenan, hafif bir gülümsemeyle "Ben teşekkür ederim, Defne" diye karşılık verdi.

İkisi de sessizce, yağmurun serinliği ve romantik atmosferin keyfini çıkararak birbirlerine veda ettiler. Defne, yağmurun altında evinin yolunu tuttu ve Kenan, bir süre daha yağmurun tadını çıkarmak için sahil boyunca yürümeye devam etti.

Kenan, yağmurun hafif serinliğini hissederek adımlarını sürdürüyordu. Defne'nin evine kadar eşlik etmemesi, bir noktada içinde hafif bir burukluk yaratmıştı. Yağmur damlaları, sahilde yalnız yürümenin hüznünü biraz daha arttırıyordu.

Defne'nin yanında olmak, onunla birlikteyken hissettiği huzur ve mutluluk, Kenan'ın içinde derin bir etki yaratmıştı. Onunla geçirdiği zaman, kalbinde yeni bir heyecanın yeşermesine sebep olmuştu.

Bir yandan da Juventus'taki yeni başlangıcının getirdiği stres ve endişeler de vardı. İlişki, ailesi ve kariyeri arasında denge kurmak zorunda olması, Kenan'ı biraz tedirgin ediyordu. Ancak Defne ile yaşadığı bu anlar, ona bu endişelerini bir kenara bırakma fırsatı sunuyordu.

Defne'nin gülümsemesi, onun içindeki çalkantıları yatıştırıyordu. İkisinin de birlikte geçirdiği anlar, Kenan'ın hayatındaki bu yeni döneme aydınlık getiriyordu. Belki de sahilin bu yağmurlu atmosferi, içindeki karmaşık duyguların bir yansımasıydı.

Kenan, Defne ile geçirdiği bu kısa ama özel zamanın, hayatındaki belirsizlikler arasında bir ışık olduğunu hissetti. Yağmur altında yürümek, ona her bir adımın, onu hayatındaki daha güzel ve anlamlı şeylere götüreceğini hatırlatıyordu.

Kenan hafif yağmurun altında arabasına doğru ilerleyip, yüzündeki Defne'nin bıraktığı tebessümden habersiz evine doğru sürmeye başladı.
Defne, ise çoktan eve varmıştı bu sırada yağmur altında eve dönerken Kenan'a gönderdiği fotoğrafları hatırlayarak gülümsedi. Kenan sipariş verirken veya sahil yolunda onun fotoğraflarını çekmişti. Ona yıldızlar altında iyi geceler dilemek, içinde bir tatlı heyecan yaratmıştı. Kenan'ın o fotoğraflara verdiği tepkiyi merak ediyordu.

Geçirdikleri anların etkisiyle içindeki hisler daha da derinleşiyordu. Kenan'ın dokunuşları, onunla geçirdiği o anların anlamı, Defne'nin iç dünyasında güçlü bir etki yaratmıştı. Onunla hissettiği bağ, her geçen dakika daha da belirginleşiyordu.

Ancak ilişki konusundaki belirsizlikler, Defne'nin içinde bir çeşit endişe yaratıyordu. Kenan'ın yeni takıma alışma süreci ve iş yoğunluğu, birlikte geçirecekleri zamanı sınırlayabilir miydi? İkisi arasındaki özel anların devam etmesi, Defne için önemliydi.

Fotoğrafları göndererek, Kenan'a gönderdiği mesajla bir nevi duygularını ifade etmişti. Yağmur altında geçirdikleri o yürüyüş, onun içinde yeni bir kapı açmış gibiydi. Kenan'ın karşılığında ne söyleyeceğini, ne hissettiğini merak ediyor, heyecanla bir cevap bekliyordu.

Kenan, yağmurun serin esintisiyle arabasını sürerken telefonuna gelen isimsiz bildirimle dikkat kesildi. Ancak yolda yoğun olmaması için acele etmedi, merakla sürmeye devam etti. Eve geldiğinde telefonunu eline aldı, o an isimsizin kalbinin tanıdığı o kişi olduğunu fark etti. Gözleri heyecanla ekrana kaydı.

Cep telefonunun ışığında parlayan bir dizi fotoğrafı gördü. Her biri ya yağmur altında sahilde çekilmiş, ya da Kenan'ın sipariş verirken Defne'nin çektiği fotoğraflardı. Kenan'ın kalbini derin bir heyecan kapladı. Biraz zamanını ayırarak her bir fotoğrafı titizlikle inceledi. Kendisinin olduğu karelerden çok Defne'nin karelerine bir sanat eseri inceliyormuş gibi baktı.

Defne'nin eseri olmuştu Kenan, onun en güzel eseri olmak istiyordu. Yağmurun melodisi, sahilin dingin manzarası, ve en önemlisi, fotoğrafların odak noktası olan Defne'nin kendisi... Bu, hayatındaki en özel anlardan birini hatırlatıyordu. Onunla geçirdiği zamanın değerini bir kez daha fark etti.

O an, sadece fotoğrafları değil, Defne'nin o anlattığı hikayeyi de hissetti. Yağmur altında yürümenin getirdiği o romantik hissiyatı, Defne'nin objektifinden bakarak yeniden yaşadı. Defne'nin yeteneği, ona duyduğu hayranlıkla birleşince, içinde tarifsiz bir duygu karışımı doğdu. Defne'nin kalbinden gelen bu anlamlı jesti, Kenan'ı derinden etkilemişti.

Fotoğraflardaki sahne, Kenan'ın zihninde yeniden canlandı. Yağmurun serin dokunuşu, sahilin sakin sesi, Defne'nin o anlardaki samimi gülümsemesi... Bu anlar, onun için unutulmazdı. Ve Defne'nin bu fotoğrafları göndermesi, aralarındaki bağın ne kadar özel olduğunu bir kez daha hatırlatmıştı.

Bu güzel anların altındaki o kelimler daha da güzeldi,

"Yağmur altında yürürken gökyüzüne bak, yıldızları görüyor musun?"

"Gördüm, senin ışığınla parlıyorlar."
*******
En çok içime sinen bölümlerden biri oldu!
Bu arada kurgu bu şekilde devam edicek yani üçüncü kişili anlatım ile resmi bir dil kullanıyorum çünkü duygular bu şekilde daha iyi ifade ediliyor. Evet çok diyalog yok ama diyalogdan daha çok karakterlerin arasındaki ilişkiye, duyguya dikkat çekmek daha güzel geliyor.

Sahanın Dışında | Kenan YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin