13

506 18 2
                                    

Kenan, zorlu bir maçın ardından evine dönerek yorgunluğunu üzerinden atmak istedi. Ancak, Defne'nin çağrısı, gününü anında aydınlattı. Telefonunu çıkararak Defne'yi aradı ve ekranın diğer tarafında Defne'nin yüzü belirdi.

"Merhaba Kenan, nasılsın?" dedi Defne, gülümseyerek.

Kenan, göz kırparak, "Evet, biraz yorgunum ama seninle konuşmak beni rahatlattı. Senin günün nasıl geçiyor?" diye sordu.

Defne, "Benim günüm de iyiydi ama seninle konuşmak daha güzel," diyerek cevap verdi.

Kenan, kendini bir anda espri yaparken buldu. "Evet, galiba benim şifam sensin. Ama bu şifayı sigorta yaptırmadım, bakalım ne kadar dayanacak."

Defne kıkırdayarak, "İyi ki sigortasız yapmışsın, prim yüksek olurdu herhalde."

Kenan, "Evet, bu sigorta işlerini pek bilmiyorum zaten. Ama senin gülüşün benim en iyi ilacım gibi," dedi, samimi bir ifadeyle.

Defne, "Aferin doktor Bey, teşhisi doğru koymuşsunuz. Gülüş tedavisi şart!" şeklinde şaka yaptı.

Kenan, gözlerinde bir ışıltıyla, "Öyleyse bu tedaviyi sürdürmeliyiz. Her gün bir doz gülüş, tamamen iyileşmemi sağlar," dedi biraz bekledikten sonra Defne gülmeye başladı. Kenan'da bunu bekliyordu onun hiç bir zaman espri anlayışı olmamıştı, saçmalardı ve karşısındaki bunlara gülüyorsa onu seviyor demekti. Küçükken arkadaşlarını bu şekilde ayırıp en yakınlarını bulmuştu.

Defne "Kenan gerçekten çok özür dilerim ama bu söylediklerin -hala aklına getirip gülüyordu- çok saçma ve bir o kadar da güzel. Saçma derken olumsuz anlama lütfen" son cümlesini söylerken sesi incelmişti, bunu bilmeyerek yaptığı ise belliydi.

Kenan ise "testi geçtin" diye mırıldandı ve Defne'ye tekrardan göz kırptı.

Bu tatlı şakalar ve içten konuşmalar, ikisinin arasında sadece romantik değil, aynı zamanda komik bir atmosfer de yaratmıştı. Görüntülü konuşma boyunca, espri dolu anlar ve karşılıklı güzel sözlerle dolu keyifli bir sohbet devam etti. Bu, Kenan ve Defne'nin arasındaki bağın daha da güçlenmesine katkı sağlamıştı.

Kenan kahve yapıp, bu ülkede garip bulduğu şeyleri anlatıyordu. Defne onu dinliyor ve hareketlerini ezberlemek istiyordu, çok büyüleyiciydi bugünki maçta ise ilk kez 11 e seçilmişti, taraftarlar ondan çok şey bekliyordu fakat Kenan bu maç pek parlayamamıştı.

Defne bir anda Kenan'a maçtaki performansı hakkında sorular sordu bunun sonunda çok düşünmekten bir şeyleri kaçırdığını anladı. Bunun yanında bu performansıda çok kafaya takarak dalıyordu, bunu Defne'ye farkettirmemeye çalışıyordu.

Kenan kahvesini yudumlarken Defne, "Kenan, maçtaki performansını düşünmekten kurtulmalısın. Unutma, her futbolcu zaman zaman zor anlar yaşayabilir. Önemli olan, bu deneyimleri değerlendirmek ve daha iyi bir oyuncu olmak için çaba göstermektir," dedi, cesaret verici bir şekilde.

Kenan, "Evet, haklısın. Ama bazen kendimi baskı altında hissediyorum. Taraftarlar beklentiyi yüksek tutunca, ben de daha fazlasını yapmak zorunda olduğumu düşünüyorum," diye açıkladı.

Defne, "Anlıyorum, bu normal. Ancak unutmaman gereken bir şey var; sen sadece bir futbolcu değilsin. Duyguların, düşüncelerin var. Belki de bu baskı altında, maç öncesi ve sonrası dikkatini dağıtacak başka şeylere odaklanman gerekiyor," dedi, içten bir şekilde.

Kenan, hafifçe gülerek, "Evet, sanırım bu bana iyi gelebilir. Mesela seninle bu garip ülkede gözlemlediğimiz ilginç şeyleri konuşmak, beni rahatlatabilir," dedi.

Defne, kurnaz bir gülümsemeyle, "Peki, o zaman başlayalım. Mesela, bu ülkede en garip bulduğun şey ne?" diye sordu, Kenan'ın dikkatini maçın dışına çekmeye çalışarak.

Kenan, bir an düşündükten sonra, "İlginç soru. Mesela, insanlar arabalarının camlarını neden bu kadar sık yıkarlar ki? Her an yağmur yağabilirken bunu anlamış değilim," dedi.

Defne, gizemli bir gülümsemeyle, "Sanırım her futbolcunun kafasını dağıtmak için bir yol bulması gerekiyor, değil mi?" dedi, gözlerinde oynak bir ışıltıyla.

Kenan, Defne'nin oyununu sezinleyerek, "Evet, ama benim için en etkili olanın seninle sohbet etmek olduğunu söyleyebilirim," dedi, bakışlarını bir an oynamakta olan denizden alarak Defne'ye odaklandı.

Defne, cezbetmeye devam ederek, "Öyle mi? Belki de bu sohbetin bir sonraki aşamasında seni daha da rahatlatan bir şeyler bulabiliriz," dedi, kaşlarını hafifçe kaldırarak.

Kenan, içten bir tebessümle, "Eğer seninle bu arayışa girişiyorsak, sanırım sonuçtan memnun kalırım," dedi, biraz utangaçça ama bir o kadar da arzulu bir ifadeyle.

Defne, kenarda gizli bir gülümsemeyle, "Öyleyse bu arayışımıza devam edelim," dedi, bakışlarındaki ışıltıyı arttırarak.

Kenan, aradığı şeyi bulmak için yarın Defne'nin odasında psikolojik destek almak istediğini ifade etti, amacı destek değil de antremanlarda hiç olamayan Defne'yi daha yakından görmekti. Defne, hafif bir tebessümle, "Belki de aradığın şey, bu kadar uzakta değil," dedi ve Kenan'ın gözlerine bakarak ekledi, "Belki de bu arayışın cevabı,ekranın karşısında."
———
Bir gecede 3 bölüm, sabah yazıp gece de düzenledim hatalarım varsa kusura bakmayın. Bundan sonrada bölümlere hızlı bir şekilde devam edicem 💛

Sahanın Dışında | Kenan YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin