Yeliz teyze yine odaya girdi bağırıyordu ne bu koku dedi hepimizin elindeki oje kutularını görünce bir iç çekti bu gece onların evinde yatılı kalıyorduk ve bütün gece bu kapı çalacaktı bundan eminim yeliz teyzenin kızı melike anne çık odadan hemen karışma işimize havalandırırız dedi kalkıp hemen kapıyı kapattı yeliz teyze beni hiç sevmezdi daha önce oğlu ile yaşadığım olaylar onada sıçramıştı biraz borçlarım yüzünden oğlu emre sürekli annesinin altınlarını yemişti ama sonuçta ben hâla buradayım ve bir yere gitmeyi düşünmüyorum beni sevmeyenler benim hayatımdan çıkabilirler izin veriyorum
Neyse biz daha sonra durdurduğumuz müziği tekrar açıp eğlenmeye başladık ben diğer taraftan canımın içi keremimle konuşuyordum bir an bile birbirimizden bir şey saklamıyorduk sürekli size yemek siparişi vereyim mi aç mısın aşkım ne istersen bana yaz deyip duruyordu bu hallerine bayılıyordum ee tabi bende isterdim ama yeliz laf eder diye istemediğimi söyledim ve telefonu köşeye bıraktım bir anlığına melikeye odaklandım sinirli sinirli telefonda bir şeyler yazıp hemen mutfağa gidiyorum bir şey istiyor musunuz kızlar dedi sena biraz makarna kaldıysa alabilir miyim ?dedi tamam canım diyerek mutfağa geçti
MELİKE
ne oldu ne var yine yani şu kaç ayda bir yaptığımız şeyi burnumuzdan getireceksin anne
Bunlar ne zaman gidecek evi kokuttukları yetmiyor üstüne evde ne var ne yok silip süpürüyorlar birde yeni kız geldi ilk defa gelen biri nasıl ilk gün yatılı kalabilir kim bu sena
Anne Elif'in en yakın arkadaşı benide tanıştırdı çok sevdim davet etmek istedim tanısan seversin yok kızım ben kimseyi sevmem diyerek arkasını dönüp egosunu tatmin etti giderken bir daha zor gelirler zaten diyerek salona ilerledi bu kadın benim annem mi diyerek kendimi sorguladım ne bu arkadaşlarıma karşı olan tavırı boş boş dikilmek yerine bende makarnayı ve bir kaç abur cubur alarak odama geçtim
ELİF
nerede kaldın canım ya neler oldu neler hemen anlatmamız lazım ne oldu dedi melike heyecanla hemen elindekileri masaya bıraktı anlatın hadi diyerek yatağa oturdu kerem aşağıda beni bekliyormuş hazır annemlerde beni burada yatılı yatacağımı düşünürken bütün geceyi beraber geçirmeyi teklif etti ee bu çok güzelde yeliz teyze sorun etmez mi dedi sena sen daha tanımıyorsun biz arkasından neler neler çevirdik dedi melike annesini sanki başka birisiymiş gibi gömerek
hazırlanmaya başlamıştım çok güzel olmalıydım özel bir geceydi ve ilk defa geç saatlerde beraber buluşup bir şeyler yapacaktık acaba bir hediyesi mi vardı hemen melikenin dolabını açarak elbiselerne bakmaya başladım senada köşeye geçmiş Tiktok izleyerek makarnasını yiyordu kendisi yemek yemek için doğmuş birisiydi önüne ne koyarsak koyalım yok demezdi ama bir o kadarda güzel bir kızdı hemen siyah bir elbise seçerek saçlarımı düzleştirip at kuyruğu yaptım makyajımı yapması içinde senayı bekledim kendisi makyözlük yapıyordu kendimi ellerine bıraktım her şey tamamdı gizlice çıkmaya hazırdım tam kızları öpmüş çıkarken kapıya yeliz teyze vuruyordu kızlarr ne yapıyorsunuz bakalım diyerek odaya daldı yine kız ne bu hal dedi beni görünce bir yere mi gidiyorsun yoksa dedi yok yeliz teyze nereye gideceğim yatılı geldim zaten zar zor
güzellik yarışması yapıyoruz ilk ben hazırlandım dedim ama senin uyuşuk kızın üşendi hazırlanmaya senada yemek yiyor ben kalakaldım böyle dedim birazdan zaten kapıyı kilitleyip film izleyeceğiz sonrada yatarız dedim tamam dedi kapıyı kapatıp çıktı ne beter bir kadındı benim annem olsa çoktan bu evden gitmişti neyse
daha sonra onu oyalamak için melike aşağıya indi tam o sırada hemen hızlıca bende dışarıya kaçtım yeni arabasıyla gelmişti inanamıyordum çok yakışıklı gözüküyordu
Beni görünce kollarını açtı sıkıca sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum. Kapımı açtığı sırada sabırsızca nereye gideceğimizi sordum. Sürpriz diyip göz kırptı. Gözlerim ışıldayarak gülümsedim ardından yola koyulduk.
Arabada yüksek sesle çalan şarkılara eşlik edip bir yandan da sevgilime kaçamak bakışlar atıyordum. Bizim şarkımız çalıyordu Raviş- Güzel Kadın bağıra bağıra elimi tutarak bana bakıp sözleri söylüyordu ben aşıktım ya tamam dedim bu benim kalbimin sahibi Arabanın yavaşladığını farkettigimde etrafıma baktım. Burası... burası Keremle ilk karşılaştığımız restorandı. Bu restoran bana kötü şeyler hatırlatsa da iyi yönü daha ağır basıyordu. Keremi karşıma çıkartmıştı sonuçta. Eski sevgilim emre ile yıldönümümüzü kutluyorduk o gün bu şık mekanda. Bana söylediği güzel sözler eşliğinde yemeğimizi yerken telefonuna gelen bildirimler yüzünden odağı dağılıyordu. Bildirimlerin ardı arkası kesilmeyince benden müsade isteyip telefonuyla birlikte masadan kalkıp gitmişti. Aradan biraz vakit geçmesine rağmen gelmemişti. Meraklaniyor ve endişeleniyordum Mesajlarıma dönmüyordu bende aramıştım en sonunda. Ulaşılamayan telefonuyla iyice karmaşık hislere boğulmuştum sonra kafamda kayboldum Kötü düşünmek istemesem de beni bir başıma bırakıp gitmesi kalbimin üzüntüyle çarpmasına neden oluyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp artık gitmem gerektiğinin farkına vardım. Eski sevgilim bugüne dair her şeyi üstlenmek istediği için yanıma telefonumun sığacağı minik bir çantadan başka bir şey almamıştım. Yani tam anlamıyla beş parasız kalakalmıştım. Melikeden yardım istemek için telefonumu almıştım ama evren yine şans oranımın yerlerde süründüğünü belirten yüzde bir şarj uyarısını karşıma çıkartmıştı. Aceleyle melikeyi aramıştım. Hemen açılan aramamla derin bir nefes alıp telaşla durumumu açıklamaya çalışırken farkında olmadan bağırıyordum. Uykulu uykulu ne diyorsun kızım ne parası diyen melikeye durumumu anlatmaya devam edecektimki kesilen sesle sarjimin bittiğini anladım.
Terk edilmiş, beş parasız, yalnız bir kız olarak beş dakikada süzülmüş bedenimle bir başıma kalmıştım. Ağlamaya hazırlanıyordum ki şu an kalbimin sahibi olan o nazik ses çalındı kulaklarıma. Kerem bey seslendi arka masadan
Afedersiniz hanımefendi kusura bakmayın lütfen istemeden kulak misafiri oldum. Yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyor demişti. İyi kötü değerlendirmesi yapacak vaziyete ve konuma sahip olmadığımı bildiğimden yardım teklifini kabul etmiştim. O gün dağılmış yıpranmış Elifi görmüş üzgün ruh halimi evimin önüne kadar çekmiş ve beni sabırla dinlemişti. Kendisi vermek istemese de ödediği restoran ücretini daha sonra ödemek için numarasını istemiştim belki her şeyin başlangıcı burada oldu o da kendine kitleyeceğim yüklü ücretlerden bir haber vermişti numarasını bana. Dilimdeki ve aklımdaki bambaşka olsa da kimseye borçlu kalmadığımdan numarasını vermezse arabasına kendimi yapıştıracağımdan ve bunun gibi saçma darlayıcı cümlelerimle ikna etmiştim onu.
Terk edildiğimi düşünüp gururumun incinmesiyle üzülmüştüm ancak beni üzen asıl şeyin giden para kaynağım olduğunu yeni farkediyordum. Yeni bankamla birlikte gelen neşem gün yüzüne çıkmış ve onunla tanıştığımdan beri hep var olmuştu. Keremle yakınlaşıp sevgili olmam bir ayımı almıştı yalnızca. Yalnızca bir ay sonunda benim hakkımda oldukça saf, narin, iyi niyetli, parada pulda gözü olmayan, güzel bir kız diye bahsettiğini duymuştum. Ortam müsait olsaydı anırararak güleceğim bu tasvirleri gülümseyerek dinlemiştim. Şatafatlı bir teklifle parasını saçmaya başlamıştı üzerime o günden bugüne kadar. Beni aralarında olmak istediğim o zengin partilere götürüyor tüm cemiyeti tanımamı sağlıyordu. Kendimce çevre edinip vakıflarına üye bile olmuştum bu sürede. Vakıfa üye olmamla birlikte Keremden ardı arkası kesilmeyen bı para akışı sağlıyordum kendime hesabıma zaman zaman gizli para girişleri oluyordu para ve altın benim oksijenimdi bu yüzden keremi her bir zerreme bağımlı biri haline getirmiştim zamanla. Aptal değildi elbette sadece ben çok zekiydim.
Geldiğimiz restoranda saatlerce sohbet etmiştik. Böyle mekanlara geldiğimizde bana mutlaka bir şeyler hediye ederdi. Yine uzun sıkıcı cümlelerini aşıkmış gibi dinleyip önüme açtığı kırmızı kadife kutunun içindeki pırlantalı kolyeye bakıyordum hayran hayran. Bugünde oldukça karlı çıkmıştım. Gece bitmiş ve aynı yollardan dönerek arkadaşımın evine bırakmıştı beni.
Sonunda eve gelmiştim hiçbir ışık yanmıyordu. Bizim kızlarda uyumuştu Allahtan anahtarı vermişti melike gizlice kapı girişinde şık çizmelerimi çıkartıp odaya doğru geçecektim ama yeliz teyze ve tufan amcanın sesini duymamla duraklamıştım. Sessiz adımlarla salona ilerleyip içeriye doğru baktım. Emre yanlarına oturuyordu. evet emre benim eski sevgilim emre. Beni masada terk edip giden emre. yaşadığım kötü olaydan sonra açıklama fırsatı tanimamistim ona. Yeni bankam vardı nasilsa. Aslında emreye ilk başta para kaynağı gözüyle baksamda sonradan hislerim oluşmaya başlamıştı ama hepsini yerle bir etmişti.
fısır fısır konuşuyorlardı çok merak ettim kulaklarımı açarak dinlemeye koyuldum elif yine çıkmış nereye gitti ne zaman gelir kim bilir acaba dedi yelloz yeliz. kameradan kontrol etmiş. bu elindeki büyük kozu kullanmadan ölmezdi bu kadın şimdi ne yapacağım derdine düşmüştüm. kafam durdu çalış çalış diye zorladım ama hareket bile edemedim o sırada emre sohbete katılarak bence melikeyi onlara gönderelim doğruları söyleyip başımız belaya girmek zorundada kalmazdı dedi ne demekti bu hiçbir şey anlamamıştım oğlum sussana duyan olacak dedi bu konuları konuşmayacağımıza söz verdik dedi emre bağırarak o sizin öz olmayan kızınız bile burada olmadığı süreçte bile benden öz oğlunuzdan değerli sanırım diyerek hızli sinirli bir şekilde odasına geçti kapıyı çarpması bile benim üzerimdeki şok etkisini geçemedi ne yapacağımı bilemedim elim kolum bağlandı melike yeliz ve tufanın kızı değilmiş bu nasıl olabilirdi bende gizlice geçip odaya çıkıp üstümü değiştirip yatağa uzandım ben ne yapacaktım bu bilgiyle söylemeden duramazdım hemen telefonu elime alıp kereme yazdım
Gönderen Elif : uyudun mu aşkım ?
mesaj iletilmemişti bile çatlamıştım senayı uyandırmaya karar verdim senada kış uykusuna yatmış gibi yatıyordu birde o kadar yemek yedi nasıl uyuyabildi şaşırmıştım kafamı tekrar yastığa koyup zar zor uyumaya çalıştımSabah olmuştu ve tahmin edin kapıyı kim yumrukluyordu kız uyanın koca eşekler diye bağırıyordu yelloz yeliz bir bilse içeride uyuyan bir altın kız var evet o ben oluyorum altın demek ben demek kızlar uyanmıyordu ben kapıya ilerleyip açtım ne var yeliz teyze dedim sabah sabah kahvaltı hazır diyecektim kız inin hadi aşağıya dedi bu arada sen biraz yanıma gel şunlar uyanmadan dedi şov başlıyordu ne yapacağını çok iyi biliyordum beni köşeye çekip dün gece çıktığını biliyorum anan hümeyra duymasın bunları bak dedi sürekli o keremlesin ben bilirim o işleri ama ince işlerle uğraşıyorsunuz sanırım siz ne istiyorsun hemen söyle dedim bir daha kızımla iletişim kurmuyorsun buluşmuyorsun kızımda senin gibi orospu olsun istemem bile dedi baya kendini bize kin ve nefretle odaklanmıştı o son kelimesini söylemeyecekti bile bende ona sinsi bir gülüş atarak ne yani senden olmayan bir kızın hayatına karışarak beni ondan uzaklaştırmak için tehdit mi ediyorsun dedim şok olmuştu afalladı ve senn.. nasıl.. diyerek kalbini tuttu ne oldu yeliz teyze şimdi kim köşeye sıkıştı dedim nedir seni benden bu kadar nefret ettirecek şey dedim
Oğlum dedi emreden konu açtı hemen geçmişte olanlar onu çok yaraladı seninle onun hiç yüz yüze gelmesini bile istemezken sen sürekli dibimizde bitiyorsun dedi bunları duyunca ben her zaman melikenin yanında olacağım ama bu saatten sonra sanırım sen hiçbir şeyi olacaksın onu kendi yanıma alıp seni mahvedeceğim dedim tekrar sinsi bir gülüş atarak tam gidecektimki arkamdan gelen güç kuvvet ile merdivenlere doğru sürüklendim evet teker teker her tarafımı vurarak kollarımı yüzümü bacaklarımı morartarak merdivenlerden yuvarlandım en sonda aşağı katta bulunan demir masaya kafamı çarparak durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN OKSİJEN
Teen Fiction"Ben hâla buradayım ve bir yere gitmeyi düşünmüyorum beni sevmeyenler benim hayatımdan çıkabilirler izin veriyorum."