-3-

776 44 18
                                    


"Bak kızım, saat çok geç oldu ve sen daha çok gençsin. Bu gece burda kal, sabah gündüz gözüyle konuşuruz" dedi babam olduğunu düşündüğüm adam.

İtiraz edemedim, bu adamın sözlerine karşı çıkamadım. Birşey vardı onda ve bu ona karşı çıkmamı engelliyordu sanki

"Benim adım Aslan bu da eşim İpek bunlarda sırasıyla bizim oğlanlar; Miraç, Deniz, Sinan, Baran" dedi Aslan Bey.

"Ben de Tuval" dedim kısaca "Gel kızım sana giyecek birşeyler ayarlayalım" dedi İpek Hanım.

Beraber üst kata çıktık. Beni bir odaya çekti, oda da en dikkat çeken şey duvarlarda ki posterlerdi. Acaba bu hangi abimin odasıydı?

"Çok zayıfsın diğerlerinin tişörtlerinin içinde kaybolursun diye Baran'dan birşeyler vereceğim tabi yine kaybolursunda en küçüğü bu olur, rahatsız olmazsın inşallah" dedi İpek Hanım

"Sorun değil" dedim. "Kıyafetleri yatağın üstüne bıraktı ve "Giyindikten sonra aşağı gel yemek yiyelim açsındır." dedi ve odadan çıktı.

Bana bıraktığı kıyafetleri hızlıca giyip aynanın önüne geçtim. Verdiği tişört dizlerimin bir iki parmak üstünde bitiyordu ve altımdaki eşofman benim için fazla boldu, belindeki ipi kendi belime göre ayarladıktan sonra bileğimdeki tokayla saçımı hızla dağınık bir topuz yaptım.

Yavaş adımlarla aşağı kata indim. Odaya geldiğimde tüm gözler beni buldu herkes bir kaç saniye beni izledikten sonra Baran'dan küçük bir kıkırtı kaçtı ve "Benden daha çok yakışmış"dedi. Bende kendimi böyle görsem gülerdim yani

Baran'ın yanındaki boş sandalyeye oturdum ve tabağıma konulan yemeği yemeye başladım. Sanırım hayatımda yediğim en güzel yemekti.

Ya da hayatında ilk defa doğru dürüst yediğin yemek Tuval

Herkes günüyle ilgili birşeyler anlatıp sohbet etmeye başlayınca dikkatler üstümden çekildi.

Yemek bittikten sonra anlamsız bir şekilde birden başım dönmeye başlamıştı, sanki nefesim kesiliyor biri beni boğuyordu. İpek Hanıma döndüm ve aceleyle lavabonun yerini sordum. Endişe ile bana bakıyordu "Yukarıda soldan üçüncü kapı, iyi misin Tuval rengin soldu birden" dedi.

Hızlıca ayağa kalktığımda başım dönmeye daha fazla dayanamadı ve yere düştüm gözlerim kapanırken bu sefer gördüğüm son şey ise bana endişe ile koşan altı kişiydi.

☁️

Gözlerimi açtığımda burnuma gelen hastane kokusu ile yüzümü buruşturdum.

Kafamı kaldırdığımda beni endişe ile izleyen İpek Hanım'a döndüm

"Ah be Tuval, alerjin olduğunu niye söylemedin kızım" dedi. Bi dakika ne alerjisi ya, neye alerjim vardı ki benim?

"Anlayamadım İpek Hanım, benim neye alerjim varmış?" dedim. "Karabiber ve ayva alerjin varmış yemekten sonra birde ayva reçeli yedin, bilmiyor muydun alerjilerini?" diye sorusunu yöneltti. Tabikide bilmiyordum. Hayatım da daha önce onları yiyip yemediğimden bile haberim yoktu benim.

"Bilmiyordum" dedim.

Odaya birden diğerleri girmeye başladı, herkes benim iyi olup olmadığımı kontrol ettikten sonra kısa bir süre sessizlik oldu.

Sessizliği bozan kişinin sözleri ise kalbimde bi yerleri kırdı sanki.

"Bu kız birden hayatımıza girdi ve saatlerdir peşinden koşuyoruz. Ailesinin olup olmadığını bilmiyoruz, evim yok diyerek bizi oynatıp oynatmadığı ne malum" dedi.

Daha fazla dayanamadım bu şahısın sözlerine biliyordum erkendi ama dayanamadım işte

"Ben bu ailenin kızıyım tamam mı, yıllar sonra üvey ailem tarafıdan sokağa atıldım ve sizi buldum ben sizin yıllar önce bıraktığınız kızınızım, kız kardeşinizim!" ve ortama derin bir sessizlik çöktü.

Hayır böyle söylemeyecektim, böyle öğrenmemeliydiler.

☁️

Tuval bir kızgınlıkla ailesine gerçekleri söyledikten sonra ailenin tepkisi ne olabilir sizce?

4. bölümde görüşmek dileğiylee...

Oy verip, yorum atalımm...

Vazgeçişten Doğuş   ~Gerçek Ailem~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin