3

103 14 9
                                    

Soobin eve girdiği gibi yatağa attı kendini, gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Yaklaşık yarım saat sonra hâlâ uyuyamadığı için oturur pozisyona geçti. Normalde kafasını koyduğu gibi uykuya dalan Soobin, bu sefer ne kadar denese de uyuyamıyordu. Hem de ne kadar yorgun ve uykulu hissetse de. Odasından çıkıp bir bardak su almak için mutfağa yöneldi, normalde bu saatlerde annesi mutfakta olurdu fakat bu sefer değildi, evin sessiz olması da ilk girdiğinde garibine gitmişti.

Su içtikten sonra evdeki odalara baktı, evde hiç kimse yoktu. Soobin'in evde tek başına kalmaktan çok hoşlandığı söylenemezdi. Küçüklüğünden beri böyleydi bu. Biraz temiz hava almak iyi olur diye düşünüp dışarıya çıkmaya karar verdi. Askıda asılı olan ceketini aldı, hava gayet güzeldi aslında, ama Soobin bu ceketi genelde her gün giyerdi. Sıcaktan eriyecek gibi olsa bile. 

Evinin yakınlarında bir kaykay pisti vardı, genelde serserilerden rahatsız olsa da bu saatlerde hiç kimse olmadığı için okula gitmediği zamanlarda öylesine gidiyordu oraya. Banklardan birinde oturup müzik dinlerken etrafı incelemeyi seviyordu.

Dışarı çıkmak için kapıyı açtığında Yeonjun kapıda nefes nefese kalmış bir şekilde tam karşısında duruyordu. Başını kaldırıp Soobin'e baktı Yeonjun. "Neden bir anda gittin, endişelendim."

"Peşimden gelmene gerek yoktu. Neyse, içeri geçecek misin?"

"Ah, doğru." 

"İstediğin bir şey var mı, su ya da başka bir şey?" Yeonjun bir şey istemediğini belli etmek için başını salladı. 

"Neden gittiğini söylemeyecek misin?" 

"Hasta hissediyorum biraz."

"Geçmiş olsun. O zaman ben gidiyorum, sende dinlenirsin." Yeonjun oturduğu yerden kalkacakken Soobin eliyle onu geri oturttu. "Gitmene gerek yok, kalabilirsin."

"Okula gitmem gerek." Soobin yavaşça ellerini Yeonjun'un omzundan çekti. "Sonra görüşürüz o zaman, endişelendirdiğim için kusura bakma."

"Sorun yok, dinlen ama tamam mı? Kendini çok zorluyorsun." Soobin Yeonjun'un yumuşacık ve siyah saçlarını okşadıktan sonra onun yüzüne bakarak hafifçe gülümsedi. Yeonjun ne diyeceğini bilemediği için sadece "Görüşürüz." deyip hızlıca çıktı evden. 

Kapının önünde biraz dikildi nedensizce, Soobin normalde evde biri olduğu zaman ona haber verir, öyle içeri alırdı onu. Fakat bu sefer herhangi bir şey söylememişti ona. Evde Soobin'in annesinin olmadığını anladı, Soobin'in evde tek iken rahatsız hissettiği geldi aklına, ilk tanıştıklarında Soobin söylemişti ona. O hâlâ kapıda dikilirken kapı açıldı. "Neden burada dikiliyorsun? Gittiğini düşünmüştüm."

"Evde başka biri var mı?" Soobin olumsuz anlamda kafasını salladı. "Neden sordun ki?"

"Tek kalmayı sevmediğini söylemiştin."

"Yani, evet sevmiyorum. Aslanda şey diyecektim, okula gitmesen olur mu Yeonjun?"

"Hmm, tamam. Olur." 

"Peki, Kaykay pistine gitmeye ne dersin?"

Yeonjun cevap vermedi Soobin'e. "Gitmek istemeyebilirsin, sormam hataydı."

"Gidelim." Soobin şaşkın gözlerle Yeonjun'a baktıktan sonra elini ona uzattı. Yeonjun çekinerek elini tuttu Soobin'in. İkisi de tek kelime etmeden sadece yürüyorlardı. Soobin bir süre sonra ortamdaki sessizlikten rahatsız olmuştu. Aklına gelen ilk şeyle ilgili konuşmaya başladı. "Yeonjun, şu Kai ile ilgili konuştuğunuz oyun nasıl bir şey?"

"Savaş oyunu, oynarız bir ara. İstersen tabii."

"Bana fark etmez."

"Kaybedersen ağlama sonra(!)"

"Oynayınca göreceğiz, kim kazanıyor kim kaybediyor."

"Oyun üç kişilikte oynanabiliyor, aslında Kai ile birlikte oynayacaktık bu akşam. Ama istersen üçümüz birlikte oynayabiliriz."

"Olur." Yeonjun duraksadıktan sonra etrafa bakındı. Uzun süredir buraya gelmediği için yabancı gelmişti burası ona. "Burası bu kadar sessiz miydi normalde?"

"Okulun olduğu saatlerde boş olur genelde, eskiden serseriler çok olurdu ama son günlerde çok uğramıyorlar."

"Ha, şu serseriler mi?"

"Evet. Şikayet etmiştim bir iki hafta önce, ondan sonra gelmeyi bıraktılar. Birilerine bulaşıp duruyorlardı zaten." Yeonjun yavaşça Soobin'in elini bıraktıktan sonra gözüne çarpan banklardan birine hızlı adımlarla gidip oturdu. "Neden orada dikiliyorsun?"

"Aklıma bir şey geldi de, dalmışım." Yeonjun'un yanına oturup başını Yeonjun'un omzuna koydu. Biraz öyle durduktan sonra gülmeye başladı. "Neye gülüyorsun? Komik bir şey mi yaptım?" 

"Hayır, hayır. hatırlıyorsundur büyük ihtimal, şu çocukları dövdüğüm günü."

"Evet de, ne alaka şimdi?" 

"Burada dövmüştüm onları, birlikte azar yemiştik annenden." Yeonjun Soobin'in bacağına vurdu hafifçe. O gün Soobin ile Yeonjun'un tanıştıkları gündü, annesi tanıştıkları günün hemen ardından Soobin ile görüşmeyi yasaklamıştı Yeonjun'a. Fakat onlar gizlice hafta sonlarında neredeyse her gece buluşuyor, birlikte takılıyorlardı. Gündüz saatlerinde ise Yeonjun'un annesi onu kontrol ettiği için çok nadir dışarı çıkabiliyordu. 

Bir gün annesi onu kapının önündeyken yakalamış, öğrenmişti gizlice Soobin ile buluştuğunu. Yeonjun'u biraz azarlasa da daha fazla karışmamaya karar verip bu konuda onu kendi haline bırakmıştı o günden sonra. Azarlanmasına rağmen Soobin ile buluşmaya gitmişti yine Yeonjun. Annesi yüzünden geç kaldığı için hızlı adımlarla yürüyordu. Aslında her zaman öyle yürürdü, karanlıkta tek başına yürümek ne kadar hoşuna gitse bile çok güvenli bir yerde yaşadığı söylenemezdi. 

Soobin'in yüzünden gülümsemesi düşmezdi, herkesle çok iyi anlaşırdı. Yeonjun'a verilen en iyi hediye dense yalan olmazdı. Uzun zamandır neşesi yerinde olmayan Yeonjun'u hayata geri döndürmüş gibiydi Soobin. Peki şu an? Pek öyle sayılmaz. Neredeyse hiç gülmüyor, bütün gün ders çalışıyor, başka bir şey yapmıyordu. Yeonjun bıkmıştı bütün bunlardan, o eski Soobin'i özlüyordu, onun yerinde kim olursa olsun öyle hissederdi zaten. Kaykay pistinin yanından geçerken hep aklından bu tarz düşünceler geçiyor, kendini ağlamamak için zor tuttuğu zamanlar oluyordu. O yüzden orayı çok sevdiği söylenemezdi. Soobin ile ilgili neredeyse bütün anıları burada olduğu halde, sevmiyordu burayı. 

Soobin Yeonjun'dan ses çıkmadığını fark edince sağ elini cebinden çıkartıp Yeonjun'un yüzüne doğru elini salladı. "İyi misin? Daldın gittin." 

"Evet. Biraz yürümek ister misin? Kaykay pistinin dışında?"

ritüel, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin