İsmail'in Ağzından:
Annesi çok cesur bir kadındı. Annesi bu kadar cesursa oğlunu düşünemiyorum bile. Tehlikeli bir aile olabilir mi, mafya falan olabilir mi? Çok saçma konuşmaya başladım. Yatma vakti.Sabah dokuzdu, kalktım, yatağı temizledim, banyoya gittim, cildimi temizledim, dişlerimi fırçaladım, bugün ne giyeceğime karar verdim. Bol siyah bir gömlek ve altına bol kanvas bir pantolon. Aynada kendime baktığımda çok şık görünüyordum.
Hemen arabama binip evime biraz uzak olan kafeme geldim. İçeri girdim, masaları kurdum, sandalyeleri düzelttim, aşçıyı kontrol ettim ve her şey hazır olunca kafeyi açtım.
Yine öğlen olmuştu, dün yazdığım yazılarla ilgili telefonuma gelen mesajlara baktım, sonra yine geldi, kimdi o? Barış palto giymişti, kasket takıyordu, katile benziyordu.
Yanıma yaklaşıp işaret parmağı ve başparmağıyla çenemi kaldırıp "Merhaba İsmail" dedi. Çenem ve vücudum yanıyordu, bedenim bana daha fazla dokunmasını istiyordu, kendime hakim olamadım, boğazımı temizleyip "Merhaba Bilinmeyen" dedim. Gülümseyerek "Beni yabancı olarak tanıma adım Barış" dedi. Gülümsedim, adını zaten biliyordum
Masaya oturduk, boğazını temizleyip konuşmaya başladı: "Ben Barış Alper Yılmaz. 23 Mayıs 2000'de İstanbul'da doğdum. En sevdiğim renk siyah ve kırmızı. Galatasaraylıyım. işim. annem moda tasarımcısı. Onunla çalışıyorum. Hobilerim cinayet soruşturması ve golf." Başımı salladım ve "Tanıştığımıza memnun oldum Barış" dedim. Başını salladı ve "Bana Alper diyorsun İsmail" dedi. Yatakta adını haykırdığımda ne diyeceğim?
Konuşmamız devam etti, çok kibar ve beyefendi bir adamdı ve "İsmail, bir sorunumuz var" dedi. "Ne güzel İsmail" dedi, "annemle kavga ettiğim için annem tüm kartlarımı bloke etti. Param var ama eve kiralıyacak kadar param yok. Sende kalabilir miyim?" Cevabımı beklerken o kadar güzel görünüyordu ki, "Elbette." Gözleri parladı, "Kirayı paylaşmak için burada fazladan çalışabilir miyim?" Başımı salladım ve "Elbette çalışabilirsin ama kirayı ödemiyorum, daire benim" dedim. gülümsedi ve "İşte ilk gününüz harika geçsin Alper" dedi. Gülümsedi ve işine devam etti.
Kapanana kadar benimle çalıştı. "Harika bir iş çıkardın, herkesin maaşı ayın 15'idir." Başını salladı ve "Tekrar teşekkür ederim İsmail" dedi. dedi ve bana sıkıca sarıldı. O kadar heyecanlandım ki kalbim pır pır atmaya başladı.
Gerçekten bana ne olduğunu bilmiyordum. Asansörde genellikle sendeleyen ben, şimdi dimdiktim. Dördüncü kata geldiğimizde asansörden indik, tam daireye girdiğimizde Pedri ve Gavi, Gavi Alper'i görünce alay etti: "Biraz sesiz olunda gece uyuyabilelim." Öldürücü bir bakış attım.Onu görmezden gelerek aşağı inmeye başladı ve "Öyle bir şey değil, pis ergen" dedim. Ben bağırdım, Alper güldü. Kapıyı açıp içeri girdik. Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim. Akşam yemeğinde patates püresi, köfte ve pilav yapacaktım. Alper'e sordum, "Hepsini yiyorum, seviyorum" dedi.
Yemeği mükemmel hazırlamıştım, yemekleri bir şef gibi tabağa koydum, kendime ayran ve Alpere kola koydum, yemeye başladık, yemeğin tadı damağımda kalsın diye çok yavaş yerim. ama Alper'e baktığımda ayı gibi yemek yiyordu, gülümsedi ve şöyle dedi: "Çok açsın, sanki uzun zamandır açmışsın gibi." güldü ve "Evet ormanda kalmak zor" dedi. Bir orman mı? Bu kadar zengin bir ailenin çocuğu neden ormanda kalıyor? Bir şeyin olması gerekiyor.
Yemekten sonra ikimize de kahve yaptım ve balkonda oturup kahve içtik. "Bugünkü konumuz ne olmalı Alper?"bir an "Paul John Knowles" diye düşündü; Hemen kabul ettim ve birlikte araştırmaya başladık ve sonunda bir makale yazdık.
Paul John Knowles
Paul John Knowles (25 Nisan 1946 - 18 Kasım 1974), aynı zamanda Casanova Katili olarak da bilinir , 1974'te 18 kişinin ölümüne sebep olan Amerikalı bir seri katildi , ancak 35 kişiyi öldürdüğünü iddia etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream (Barış Alper Yılmaz&İsmail Yüksek)
أدب الهواةCinayet vakalarını araştırmak isteyen İsmail'in başına gelenler