☀️Remus☀️
_______________Akşama yemeğe gidiyordum. Evet. Keyfimden değildi maalesef. Lily ile James bir haftadır çekimler hakkında kafa yoruyorlardı. Bu da sık sık konuştukları anlamına geliyordu.
Lily beni aramış, yemeğe gideceklerini söyleyip çağırmıştı. Gelmesem daha iyi olur desem de ikna edememiştim. İki kişinin yanında üçüncü olmaktan nefret ediyordum.
İşlerimi erkenden bitirip eve doğru yola çıkmıştım. Bir haftadır sıkı çalışıyordum. Kafamı dağıtmama yardımcı oluyordu okumak, okuduklarımı çevirmek.
Hayatım sıradan devam ediyordu. Her şey normaldi, radyoyu açıp yolun kalan kısmına katlandım. Saçma bir kalabalık vardı. Sinirimi bozuyordu.
Arabadan indiğim sırada yanımdaki arabadan da birisi indi. Dikkatli baktığımda Axel olduğunu fark ettim.
Onunla evime gelmesinden beri karşılaşmamıştım. Konuşmamıştım. Zaten nasıl konuşacaktık ki?
Beni gördüğünde yüzündeki tepkisiz ifadenin yerini gülümsemesiyle değiştirdi. Ben de gülümsedim.
"Nasıl gidiyor, Remus?"
"Eh, işte. Fena değil. Sen?"
"Aynısı."
Garip bir sessizlik oldu. Ally'nin davası hakkında hiç bilgim yoktu. Acaba kuzeni yakalanmış mıydı? Yakalanmış olmasını diledim. Bu tür insanlar yaşamamalıydı.
İğrençti. Başkasının teninize değmesi, sizi öldürmesi. Bunun kuzeniniz olması. Midem kasıldı.
"Ally'nin davasında sonuç alındı mı? Haddimi aştıysam özür dilerim, amacım moralini bozmak değildi."
Tek nefeste söyledim. Bana sorun yok dercesine baktı.
"Maalesef o şerefsiz hala dışarıda dolanıyor. Bulunamadı."
"Üzgünüm."
"Ben de. Ama adalete ve polislere güveniyorum. Eninde sonunda suçlu yakalanacak."
Hiç numarasını sormadığımı fark ettim.
"Ben senin numaranı almamıştım. Eğer istersen..."
"Olur, son zamanlarda yalnız hissediyorum. Beni anlayan tek kişi de senmişsin gibi geliyor."
Ağzımı açmadım. Numarasını aldım, numaramı verdim. Üst katta vakit geçirmeye gelmiş. Ally'i özlüyordu. Evleneceklerini söylemişti zaten. Kim özlemezdi ki?
Ona 3. kata kadar eşlik ettim. Eve çıkıp hızlıca hazırlanmaya başladım. Güzel bir duş iyi gelirdi. Sıcak suyun altında tüm sorunlardan arınıyordum. Olumsuz her şey bedenimden akıp gidiyordu.
O hariç. Onu ne kadar yıkanırsam yıkanayım tam anlamıyla bedenimden akıtamamıştım.
Akşam Lily ile beraber restoranta gittik. James masada bekliyordu. Lily gülümsedi ben de başımla selam verdim.
Oturduğumuzda James, bize iki kadeh içki söyledi. Onlar kendi aralarında sohbet ettiler. Ben de arada katıldım.
İçkiler bittikten bir süre sonra Lily "Yemekleri söyleyelim mi?" diye sordu.
James beni hayattan soğutan bir cümle kurdu ona cevap olarak.
"Sirius'un gelmesini bekliyordum."
Harika. Sirius da geliyordu. Keşke iki kişinin yanında üçüncü olarak kalsaydım da eski sevgilimle aynı masada oturmasaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my own name || wolfstar
FanfictionYaralarımın etrafına yıldızlar çizdin ama şimdi kanıyorum. second chance, exes to lovers [texting-düzyazı] [maalesef, slow update]